- 419 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
DİŞLERİM BALKONDAN DÜŞTÜ!
"Abooo! gız haccee koş hele koş!
"Ne oldu ana ? Ne bağarıyon
"Amaaann! ne olsun dişlerim balkondan aşşağa düştü, koş in çabuk al da gel !
Hani gözlüğümüz gözümüzde iken gözlüğümüzü ararız ya! Çoğumuzun başına gelmiştir bu tür seyler. Demliğe çay atmadan demlemeye kalkmak, terlik ayağımızda iken terlik peşinde koşmak...
Kapı çaldığında, " kim o " yerine, " alo " demek. Yaş aldıkça daha ne gaflar yapacağız kimbilir...
Bahçeye düşen dişler kurgu değil bu arada....
Bir yakınım anlatmıştı.
Hayal edin, anneniz beli iki büklüm üzgün bir halde yanınıza geliyor. Çekinerek konuşuyor. Boynunu bükmüş yaramaz bir çocuk gibi korkarak.
"Oğlum dişlerim kırıldı!
"Ne oldu hayırdır anne?
"Nasıl kırdın? Daha yeni yaptırdık aman deme öyle.
"Bakondan düşürdüm.
Çocukluğa dönüş...
Bizlerin sevip kolladığı gibi, onların da bizleri sevip, sabır ve hoşgörülü davranmalarını bekleriz.
Çocuklarımıza muhtaç oluş...
Evlatlarımızın yüreklerini merhametsizlik kaplarsa işimiz yaman.
Kara kara düşünüp gerilmeye de gerek yok tabi ki...
Allah yar ve yardımcımız olsun. Tevekkülle bekleyeceğiz akibetimizi.
Evlerin de büyüdükçe küçülen yaşlıları olanlara, Allah merhametle birlikte sabır da ihsan etsin. Zira onları incitmemek için çok dikkatli olmaları gerekiyor.
Yine bir arkadaşımın anlattıkları geldi aklıma. Evde eşinin seksenine merdiven dayamış babasıyla birlikte yaşıyorlar.
Bir gün evin içini ağır bir koku sarmış. Aramış taramış en sonunda bulmuş kokunun kaynağını...
Kayınpederi uykuda altına kaçırmış. Sen kalk ıslak çamaşırlarını temizlerin arasına sakla..
Arkadaşım babası gibi seviyor ve değer veriyordu kayınpeder’ine.
O an çok kızmış, söylenmiş ama sonradan gönlünü almış .
Çok takdir etmiştim arkadaşımı. Hem güldük hem hüzünlendik sohbet ederken. Evdeki küçük çocuğundan bahseder gibi anlatmış ve eklemişti.
"Güler misin? "
"Ağlar mısın? "