BARIŞ MANÇO ŞARKILARINDA YERGİ (ı)
Bir insan toprak altına girince değil, unutulduğu zaman ölür
II. Dünya Savaşı soğuk yüzünü tüm coğrafyalara ve tüm insanlara tek tek anlatırken 1943 yılında dünyaya geldi Barış Manço. Ailesi, bu savaşın insanlar üzerinde oluşturduğu yıkıcı etkiyi uzaklaştırmak için dünyanın her daim ihtiyacı olan en güzel kelimeyi çocuklarının adı yaptı: Barış.
Sanat yaşamının her anında toplumla iç içe olmayı, toplumun her kesiminden bir parça tatmayı istemiştir. Bu vesileyle bir sohbetinde “Biz o dönemlerde -müziğe başladığı ilk yılları kastederek söylüyor- bir sayfa Nazım, bir sayfa Kısakürek okur; biraz Pir Sulatan biraz da Karacaoğlan dinlerdik.” diyordu. Belki de bu sanatçıların etkisiyle olacak ruhunda hem halk kültürünü hem de halkı yaşatabilmeyi başarmıştır.
Halk kültürü onun beslendiği ana kollardan biriydi. Bu çizgiyi de dünyadan göçüp gidene kadar devam ettirdi. Halk edebiyatında gördüğü ve sevdiği “taşlama” türüne uygun sözleri de notalarının arasına sıkıştırabilmiştir. O, Türk tarihinin ve kültürünün hem elçisi hem de savunucusu olmuştur.
Fransa’da katıldığı bir programda sunucu gayet aşağılayıcı bir tavırla sorularını sorar. Sunucu Türkleri “barbar” ve “medeniyetten uzak” olmakla suçlar. Barış Manço bu tavır karşısında cebindeki paraları çıkarır ve masaya koyar. “Bakın bizim paralarımızın üstünde Mehmet Akif Ersoy var. O şairdir. Mevlana var. O düşünürdür. Sinan var. O mimardır. Fatih Sultan Mehmet var. O bir çağ açıp çağ kapamıştır. Sizin paralarınızın üstünde imler var: Krallar, komutanlar, generaller…
Barış Manço’nun cevabı üzerine Fransız televizyon programcıları hemen yayını kesmeyi isterler ve o, buna itiraz eder.
Barış Manço yergilerini veya itirazlarını sadece televizyon programlarında değil, yüreğinden ve dilinden çıkan sözlerle de haykırmıştır.
Aşık dertlidir, aşık sıkıntı çeker. Onun bir “ah” çekmesi dünyada yankı bulur ve “ahı” duyan yürekleri titretir. Aşık şikayetçidir. Şikayeti sevgilinin vefasızlığınadır, sevgilinin bir kere yüze gülmemesinedir. Bu yüzden de en büyük yergi ve şikayet sevgiliden olur. Bunu yüreğinde fazlasıyla hisseden Barış Manço da şarkılarında sevgiliden şikayet etmiştir.
Seyyah oldum dolaştım şu alemi
Ah güzelim, senin gibi bir vefasız görmedim ben
Hayırsızı kitapsızı zalimi
Bal böceğim, senin gibi bir insafsız görmedim ben
Şu dağlarda çiçek oldum aşkından, sarardım soldum
Bakmadın bana bal böceğim
Yollarında toprak oldum, sen bastıkça ben kavruldum
Görmedin beni bal böceğim
Seni gidi bal böceği
Kim çözecek bu bilmeceyi
Ateşte yanar pervane, ben oldum derdinden divane
veya
Sıra sıra dağlardan erişilmez yaylalardan
Kuş uçmaz kervan geçmez bilinmez bin bir yoldan
Gel dedin de gelmedim mi söyle gelmedim mi
Aman sultan zalım sultan söyle
Aşık, maşuku için her türlü cefayı göze alandır. Maşukun tavırlarından da elemlidir. İşte Barış Manço’nun yüreğini kaplayan bu elem bulutları ona böyle etkili dizeler yazdırmıştır.
İnsanın toplum içinde görgüsüzlük sarayında oturup herkese yukarıdan bakması Barış Manço için ayıplanması ve eleştirilmesi gereken konulardandır. İnsanı insan yapan değerlerin başında görgü kurallarının geldiğini de sık sık vurular.
…
Biz görmeyeli çok değişmiş
Selam sabahı unutmuşsun Süleyman
Sofraya hemen yerleşiverdin
Belli ki gurbet sana yaramamış Süleyman
Yedin içtin afiyet olsun
Neler gördün anlat bakalım Süleyman
Tepsiyi biraz da bu tarafa gönder
Müsaade et de bir tadına bakalım Süleyman
Kendini yoksa Sultan mı sandın
Seninki sade isim benzerliği Süleyman
Bu dünya kimseye kalmamış
Hele bir düşün, sana niye kalsın Süleyman
Yardımlaşmanın önemini, fakire yardım etmenin, bir aç doyurmanın, bir evsize yatacak yer temin etmenin faziletinin bilincinde olarak bunları yapmayanları da eleştirir.
Sanki insanlık pazara çıkmış ekmek aslanın ağzında
Bir sıcak çorba içer misin diyen yok
Dört duvarı ören çatısını kapatıp içten kilitlemiş kapıyı
Bir döşekte sana serelim buyur diyen yok
İnsanın umursamazlığı, dünya hayatını çok ciddiye alıp ahretine sırt çevirmesi Barış Manço’nun şarkılarında eleştirilen başka bir özelliktir. İnsanın aç gözlülüğüne çok kızar. Ufak tefek hesapların peşinde koşan insanoğlunun böyle bir yolu takip etmemesi gerektiğini vurgular. Allah’ın takdirinden öte hiçbir şeyin olmayacağı ve Allah’ın nasip ettiklerinin dışında insana kalmayacağını vurgular. Bunu anlamayan insana da şunu söyler:
Tanrı bütün kullara rızkını dağıtırken
Kimi sırtüstü yatar, kimi boşta gezerken
Kul Ahmet erken kalkar, haydi ya nasip derdi
Kimseler anlamazdı, ya nasip ne demekti
…
Sonunda herkes anladı, ya nasip ya kısmeti
Bizim Kul Ahmet birden bire oluverdi Ahmet Bey
Ceket ise Ahmet Bey’in ceketi
İbreti alem oldu Ahmet Bey’in ceketi
Genç yaşta aramızdan ayrılan bu büyük sanatçı zamanın geçiciliğini de dile getirmiştir. Zaman bir su olup insanın parmaklarının arasından hızla akıp giderken nice aşları, sevgileri ve heyecanları insana geride bıraktırır. İşte Barış Manço da bu durumun şaşkınlığını yaşamıştır.
Bir masaldı aşkımız, sisler bulutlar ardında
Bir akşam bitiverdi, her şey yok oldu bir anda
Beyhude geçti yıllar, silindi hatıralar
Geride bir avuç yalan
Hüzün dolu geceler, buğulu pencereler
İşte hepsi bu, senden kalan
YORUMLAR
Merhaba. Ben trt müzik çok dinlerim. Bu anlatım tarzınız tıpkı oradaki sanatçıların hayatlarını konu alan program gibi. Yani ordan mı arakladiniz diye geçirdim bir an içimden :)
Dürüst olmak gerekirse bunu düşündüm inanın ki.
Eğer öyle değilse tabiki çok hoş bir anlatim. Barış Monco seni çok çok seviyorum.
-Bir insan toprak altına girince değil, unutulduğu zaman ölür-
Söz o kadar doğru ki
Barışmanço her bakımdan bir değerdir müziğe
Sadece o da değil çok yönlü etkileri vardır dinleyicide.
Kanımca bunun sebebi yürekten sesleniştir
Bu etkileşimin devam edeceğini ümit ediyorum.
Hiciv diliyle söylemiştir Barış Manço
Değerlidir
Değer katandır.
Saygılarımla.
Yıl 1989,
Halamın kocası Halk ozanı olup ıAşık All Rahmani ve Erzurum'da Halk ozanlarının program yaptığı Âşıklar Kahvehanesinin işletmecisi... Barış Manço, Âşıkları tanıtan bir program yaptı.Bende orda çalıştığım icin onunla tanıştım ve çok güzel saatler geçirdim.Kıpır kıpır, bilgili ve müziği çok iyi bilen ozandı.
Harika bir yazı olmuş.Ben de bir anımı paylaşmak istedim.Tebrikler