CORONAMIDIR BİZLERİ EVE TIKAYAN?…
CORONAMIDIR BİZLERİ EVE TIKAYAN?…
Corona değil bizleri eve tıkayan, insanoğlunun ta kendisidir ... İnsanoğlu, dünyaya, bütün kainata hakim olma hırsıdır bütün bu sıkıntıları yaşamamıza sebep. Açgözlü doymak bilmeyen vahşi kapitalizmin çarkına düşmüşüz ki dön babam dön, habire dönüyoruz, işte arada bir duruyor fazlalık gördüklerini, işe yaramayıp yük olanları atıyor sırtından, bunu yapıyor işte.
(65 yaş üstüne sokağa çıkma yasağı konmuştu, şimdi de örtülü de olsa 60 yaş üzeri sokağa çıkmasın deniyor)…Bunun dışında vatandaşa her hangi bir kolaylık sunulmuyor, yol gösterilmiyor ama onu yapın, bunu yapın nasıl yaparsanız yapın deniyor.Vatandaşta, evde açlıktan öleceğime coronodan öleyim deyip işe çıkıyor, iş bulabilirse tabi ki de..CHP’nin Büyük şehir belediye başkanları kendi aralarında anlaşıp bir kampanya düzenlediler ve bu kampanyayı TV ekranlarına çıkıp bi zat kendileri açıkladılar, çok memnun oldu halk ve birileri bize sahip çıkıyor dediler ve de kampanyaya baş vuran vurana.. Kimileri bağış için, kimileri de bu kampanyadan yararlanmak için. Şehrinde yaşayan vatandaşların sıkıntılarını en iyi o şehrin belediye başkanları bilir, haklı olarak böyle bir kampanya başlattılar ve de çok da ilgi gördü. Bir gün sonra gece yarısı bu kampanyayı düzenleyen Belediye başkanlarının bağış hesapları bloke edildi vay efendim Devlet içinde Devlet olmazmış, bahane bu. Ne devleti bu kim kurmuş bu devleti de kimsenin haberi yok bu devletten? Kimse bir şey anlamadı ve büyük bir tepki yağdı iç işleri ve de C.Başkanına.
İki gün sonra C.B TV ekranlarına çıkıp,’’ Biz de bir kampanya başlattık ve ben yedi aylık maaşımı bağışlıyorum’’ diyerek kampanyayı başlatan C.B. hangi maaşını bağışladı onu açıklamadı.Aslında, maaş bağışlamak yerine masraflarımı yarıya indiriyorum deseydi,kampanyaya çok daha katkısı olurdu aslında. Maaş nedir ki, Sarayın bir günlük masrafının yarısı bile değil..
.Burada yapılan çok önemli bir olay var ki şu an iktidarın orada bir saat değil, bir dakika dahi durmaması gerekiyor çünkü, kendi seçmeni bile artık kendisine güvenip bağış yapmazlar bunu çok iyi biliyorlar, bakmayın öyle aradan çıkanlara.. Durum vahim iktidar açısından.. Halkın neye ihtiyacı var bunu en iyi bilen Belediye başkanlarıdır. Gerçekten halk için çalışan başkanlardan söz ediyorum. Bu bağış kampanyası dolayısıyla iktidarın geride kaldığı açıkça ortaya çıktı ve bu da onları rahatsız etti.Demek ki,demek ki arada rahatsız oluyorlar, bu da eyi bi şeydur.:
..Şaka bir yana halimiz içler acısı ve Türkiye bu durumdan nasıl çıkar, çıkarsa sonrası ne olur, kimse kestiremiyor. Dünyadan bahsetmiyorum kendi ülkemizden söz ediyorum..
İlk başlarda bir şey yokmuş gibi davransakta her geçen gün bu iş daha da derinleşiyor, ve sıkıntılar tek-tek gün yüzüne çıkıyorlar. Örnek, hiçbir faturayı yatırmıyoruz otomatik olanlar zaten hemen ödeniyor.Kira, vergi ve de yapılandırmada olan borçlarımızı erteledik.Kredi kartına dokuz yüze yakın borç geldi ve onun da asgarisini ödeyeceğiz..
Oğullarım bana moral vermeye çalışıyorlar, anne sıkma canını para var diyorlar ama var mı yok mu bilmiyorum. Açıkçası çok korkuyorum ve İstanbul belediyesinin başlatmış olduğu yardım kampanyasından yardım almak için başvuracaktım ve bu benim bunca yıldan sonra alacağım ilk yardım olacaktı o da olmadı. İBB mahkemeye baş vurdu bakalım hesabı açtırabilecekler mi?.
Bir yandan dünyaya bakıyorum, dünya da hiçte böyle bir şey yaşanmıyor ve ülke Liderleri halkına güven veriyor, korkmayın diyorlar. Kira, elektrik, su ve de doğalgazdan para almayacağız ve de sizlere nakit para yardımı da yapacağız siz yeter ki evlerinizden çıkmayın diyor ve insanları sakinleştirmeye çalışıyorlar. Bizde ise tam tersi bir durum var. İnsanlar işlerini kaybediyorlar, evde kalın ama bizden yardım beklemeyin deyip bir de halktan bağış yapmasını isteyen bir CB var karşımızda. Son dedikodular ise, memurların maaşlarından( 200 ‘den az olmamak kaydıyla zorunlu kesinti yapılacakmış),büyük bir ihtimal emeklilerden de kesinti yapılacaktır. Şu ana kadar hiçbir ülkede görülmemişleri görüyor ve de yaşıyoruz.. Öte yandan saraylar, gereksiz yol ve de köprüler devam ediyor, neymiş itibardan tasarruf olmaz mış, itibara bakın hele. Komşusu açken sen tok yatamazsın; sözünün karşısında duran Bir CB. Var. Halk perişan, halk aç, halk yokluk içerisinde debelenirken o ve çevresi hala daha itibar peşinde. Bir yanda da o biliyor kimlerde para var kimlerde yok. Kimler kimlerin yerine torpille işe alındı, kimler işten atıldığını çok iyi biliyor, çünkü bu düzeni kurmak için kaç yıldan beri çalışıyor, şimdi kolay-kolay bırakır mı hiç, bırakmamak içinde sonuna kadar mücadele edecektir…
Hava çok soğuk hem de yağmurlu..Nisan ayı hep böyle oluyor kar bile yağdığını biliyorum.Belki bu sayede de insanlar evlerinden çıkmıyorlar mecburen. Ama şu anda sokaktan geçen araba, patates soğan düştü…,diye bağıran elamanı kim evde tutacak?O evde kalırsa biz ne alıp yiyeceğiz?Gel ki onlarda her şeyi ateş pahasına satıyorlar,kaptıran kaptırana, fırsat bu fırsat nasılsa almak mecburiyetinde olduğumuzu biliyorlar..
Öğlene doğru kapının zili çaldı, açtım, merdivenleri silen kadın karşımda. Önce şaşırdım bayram değil seyran değil..Kadının ağzında maske ellerinde eldivenle,’’Abla, ben bir ay yoğum beni idare eder misin’’…,dedi…
İlk önce ne demek istedi anlamadım ve yeniden sordum, ne demek bu?
Kadın,’’ bu ay corona için çok önemli ya bu yüzden temizlik işine bir ay ara veriyorum evden çıkmayacağım’’ deyip parasını istedi.
Kadına, hem gelmiyorsun hem ne parası bu?
-çalıştığımın, yani geçen ayın parası’’ dedi..
Sen paranı peşin almıyor musun?
-Ne peşini, kim bu zamanda çalışmadan peşin para veriyor ki’’dedi..Ne bileyim ben öyle zannediyordum,hem kimse de aidatını vermedi, bakayım paranı toparlayabilir miyim dedim ve aidat parasını koyduğum cüzdana baktım,ona verecek kadar para vardı ve iki kişi de aidatını getirmişti Allahtan verdim parasını gitti...Şimdi kadın bir ay yok ve kim temizleyecek bu binayı onun düşüncesi sardı beni.. İş yerine gidip bir yazı yazdırmak lazım, kadın bir ay yok herkes kendi katının temizliğini dönüşümlü olarak yapsın ve de bahçeye de çöp atmayın diye…, hala daha bahçeye çöp atıyorlar, sigara izmariti ve de çekirdek kabukları atanlar var. Bizden bi bok olmaz, olmaaaaz…
Hakikatten de ben, kadın parasını peşin alıyor zannediyordum.. Ev sahipleri, memur ve de emekliler gibi. Kadın işçi statüsünde olduğunu unuttum bir anlıkJ..Kadını işten çıkartmak için fırsat bu fırsat değil, bayadır bu konuyu düşünüyordum binanın temizliğini şirkete verelim konusunu ama şimdi şirkete gel dersem, fırsatçı durumuna mı düşerim acaba?Şirket çok daha ucuz temizliyor ve de suyunu, temizlik malzemesini de kendileri getiriyorlar. Şirket ayda dört gün- 140 –TL.. Kadım bir ay gelmeyecek ve gelirse de 200’’den başlayacak, daha öncesinden söylemişti. .Tamam haftada iki gün geliyor ama suyu, temizlik malzemesini biz karşılıyoruz.Apartman sakinleri şirket için diretiyorlar bakalım bu bir ay ne olur.Kadın haklı tabi ki de,onunda çoluk çocuğu var hastalanmasını asla istemem, üstelik çok da genç…
Gündüz Yavuz…03,04,2020-04-03 Cuma..
YORUMLAR
Güne uygun konuları dile getirmişsiniz yazınızda.
Yazık ki acı olan gerçekler...
Bu arada bir konuda bilgi vermek isterim.
Her ne kadar belediyelerin kampanyaları durduruldu ve toplanan paralara şimdilik el kondu ama bu gün İmamoğlu'nun konuşmasını dinledim. Belediyeler o banka hesapları olmadan da bağışlar alabiliyormuş ve ihtiyaç için başvuranları da geri çevirmiyorlarmış.
Bilginiz olsun istedim...
Saygılar...