- 986 Okunma
- 7 Yorum
- 1 Beğeni
Allah Beterinden Korusun. Birkaç Yıl Sürecek Bir Savaş Falan Olsa Çoğumuz Aç Kalırız.
.
Yakın zamanda Elazığ’da deprem oldu.
O depremde bazı kişilerin fırsatçılıklarını gördük.
Şimdi de bu Corona Virüs belası çıktı.
Gene fırsatçılar var.
Marketten alışveriş yaptım. Kasaya yanaştım. Önümde bir kişi var. Onun ürünleri geçiyor kasadan. Kenarda 6-7 tane kolonya var. "Şu kadar alışveriş yaparsanız 24,90 TL" kampanyasında. Yan kasada kalmamış. O kasadan bir kişi 2 tane almak istedi. Sonra 4 olsun dedi, sonra 6’ya çıkarınca bizim kasada hiç kolonya kalmadı. “Ama bir tane de ben alacaktım” dedim. “Tamam arkadaşım, birini de sen al” demedi. Tümünü aldı gitti. Nasıl bir bencillik ise..!
Allah beterinden korusun. Birkaç yıl sürecek bir savaş falan olsa çoğumuz aç kalırız. Neden mi? Marketlere gidin, boş rafları görünce bana hak vereceksiniz. Ne oluyor arkadaş, bu neyin kafası?
- Makarna aldın, stok yaptın anladık.
- Un aldın, stok yaptın anladık.
- Bulgur, pirinç, peynir, zeytin aldın, stok yaptın anladık.
Tamam da 32’lik 20 paket tuvalet kağıdını ne yapacaksın Allah aşkına?
Ne olduk biz böyle.. Bu kadar bencil miyiz?
Aldın stok yaptın! Sen yaşayacaksın, benim gücüm yok alamadım. Benim stok yapacak gücüm yok, günlük ihtiyacımı günlük alacak kadar imkânım var. Ne olacak..? Ben açlıktan ölürken sen yaşayacaksın öyle mi..? Ve huzur duyacaksın..
Öyle yardımlaşmayı falan geçin.
Sevgili Peygamberimizin söylediği “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” sözünü falan da dinleyen olmaz. Hiç sanmıyorum..
Allah beterinden korusun.
Hepinize sağlıklı günler dilerim.
Suat Zobu
.
YORUMLAR
İşte benim kıymetli hocam
Konunun bam teline, yumuşak karnına temas etmiş bile
"Sevgili Peygamberimizin söylediği “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” sözünü falan da dinleyen olmaz. Hiç sanmıyorum.." diyorsunuz haklı olarak
"Aldanma insanların samimiyetine, menfaatleri için gelirler vecde, vaad etmeseydi Allah cenneti; O'na bile etmezlerdi secde." diyen Mehmet Akif merhumu anımsadım bir an
Yüreğinize, emeğinize, kaleminize, kelamınıza bereket sevgili hocam
Saygı ve selamlarımla...
Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisinin ilk iki basamağındaki ihtiyaçlara yönelik bir; kaygı ve tehdit söz konusu ise, genellenememekle birlikte, sonraki üç basamakta ifade edilen ihtiyaçlar ve insani erdemler ertelenebilir. Özellikle; insanı, hayatı ve dünyayı madde boyutu ile algılayan, bilinçaltı inanç kalıpları büyük ölçüde fiziksel ihtiyaçlarını ve güvende hissetme arzusunu tatmin edebilme seviyesinde oluşmuş bireyler; başkalarının da, değil son üç basamak, ilk iki basamaktaki ihtiyaçlarını bile karşılama çabalarını çok rahat baltalayabilirler. Özetle ve daha berrak hali ile şunları söylemek doğru olur: Bireysel ve toplumsal kriz hallerinde paylaşımcılık, empati, hoşgörü, yardımlaşma gibi insani erdemler, kısmen ve bir süreliğine de olsa, askıya alınabilir. Zira piramidin ilk iki basamağındaki ihtiyaçlara yönelik bir kaygı ve tehdit söz konusudur. Krizin neticesi olarak nefs insan bünyesine ağırlığını koyar, ön planda bulunma arzusunu kişiye iletir. Burada kişinin bilinçaltına nefsin verdiği mesaj şudur: Ben, senin fiziksel ihtiyaçlarını temin etmeni ve kendini güvende hissetmeni sağlamak için varım. Yaşamaya devam etmek zorundasın. Bu başkalarının hayatına mal olsa bile.
İnsan ilk iki basamaktaki ihtiyaçlarını tam manası ile gideremeden sonraki basamaklara rahat ve sağlıklı geçiş yapamaz. Fiziksel ihtiyaçlarını karşılayamayan ve kendini güvende hissetmeyen birey, bir takım insani erdemleri hayatına tatbik etmekte sorun yaşar. Çünkü ihtiyaçlarını karşılayamayacağına dair yaşadığı kaygı, sağlıklı düşünmesini engeller. Gayret ve eylemler insani vasıflar edinmek üzerine yoğunlaşamaz. Ormanda kaybolmuşsanız ve günlerdir ağzınıza lokma girmemişse yemek bulmaktan başka birşey düşünemezsiniz. İlk rastladığınız yayla evine girerek yiyecek birşeyler aramak size çok da erdemsiz gelmeyebilir.
Kasadaki bütün kolonyaları alan kişinin içinde bulunduğu ruh hali büyük ölçüde budur. Tuvalet kağıdı ve makarna stoklayanın da aşağı yukarı böyledir. Gayret fiziksel ihtiyaçlarını karşılamak ve güvende olduğu hissini yaşamak içindir. İşin içine bir takım obsesyonlar da giriyor olabilir. Örneğin tuvalet kağıdı stoklayan vatandaşın hijyen takıntısı söz konusudur belki. :)
Aynı olaya herkes aynı tepkiyi vermez. Veremez. Abartanlar, aşırıya kaçanlar, duygularına esir düşenler ya da umursamayanlar, seyirci kalanlar, "banane yah" cılar mutlaka olacaktır. Doğal kabul etmek gerekir diyeceğim ama inanın benim de vicdanım el vermiyor.
Saygılarımla.