- 412 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÇÖMEZ
Eskiden köy düğünleri en az üç gün sürer, üçüncü gün gelin getirildikten sonra ikramiyeli-ikramiyesiz karakucak güreşleri düzenlenirdi. Özellikle de çevre köylerin genç pehlivanları, pehlivan adayları yarışırdı bu güreşlerde. Her köyün gençleri üçer beşer kişilik ekip halinde gelirlerdi düğüne. Güreşte arkadaşlarından biri yenilince, aynı köyden başka bir genç soyunur ve böyle sürüp giderdi güreş.
Böyle bir köy düğününde bir güreş izlemiştim. Gömleğin içinde çocuk gibi görünen, soyununca pehlivan yapısı ortaya çıkan, kısa boylu, yirmi yaşlarında bir güreşçi girdi meydana. Çevre köylerin güreş eğitimi almamış gençlerini eziyor, hırpalıyor, birkaç dakika içinde sırtını yere getiriyordu. İşin tuhaf yanı, bu pehlivanı hiç kimse tanımıyor ve herkes “Yahu bu da kim, nereden geldi bu adam!” diyerek öfkeleniyor, gençlerin yenilmesini içlerine sindiremiyorlardı. Sonra anlaşıldı ki Adana güreş kulübünde yetişmiş anlı şanlı bir pehlivanmış bu… Gerçek ortaya çıkınca, yenilen gençlerin, köylülerin öfkesi daha da kabardı. Adanalı pehlivanı yalnız güreş alanından değil köyden de kovmaya kalkışanlar oldu.
Ankara güreş kulübünde antrenörlük de yapan milli güreşçimiz de konuk gelmiş, aynı güreşi izliyordu. Çevre köy gençlerinin birer birer yenildiğini gören köylüler, “Bu çocukların intikamını ancak sen alırsın!” diyerek o milli güreşçiyi Adanalı pehlivanla güreşmeye zorladılar ve kabul ettirdiler. Milli güreşçi güreş şalvarını giyip meydana çıktı. Daha ilk hamlede Adanalı pehlivanı yere düşürüp ensesine bastırdı. Ağzını, burnunu, yüzünü toprağa belemeye başladı. İstese bir saniyede tuş edecek ama bunu yapmıyor; yenilen gençlerin intikamını alıyordu sanki. Bu sinsi güreşçi ezildikçe oradakiler alkışlıyorlar… Derken, altmış yaşlarında olmasına rağmen sağlam bedenli, pala bıyıklı bir adam, güreş meydanında cebelleşen bu iki pehlivana doğru koştu ve o milli güreşçiye seslenerek: “Sen bir milli pehlivansın, bu çocukla güreşmeye, onu ezmeye utanmıyor musun?” diye çıkıştı. Meğer bu ihtiyar da anlı şanlı bir eski pehlivanmış. Onun bu tepkisine karşılık, milli güreşçi:
“Sen de pehlivansın, göbeğin atıyorsa sen soyun! Kulüp güreşçisini getirip bu gençleri ezdirmeye utanmıyor musun! deyince ihtiyar güreşçi soyunmaya başladı, derken güreş meydanı kavga meydanına dönüştü. Anlaşıldı ki Adanalı genç güreşçi, çaptan düşmüş bu yaşlı pehlivanın çömeziymiş. Hangi köyde ödüllü güreş varsa oraya götürür, hem ödülü alır hem güreş merakını, zevkini giderirmiş ihtiyar kurtun tepkisi bunun içinmiş.
Velhasıl, pehlivan olmak başka şey çömez olmak başka şey… Sen çömezliği kabul edersen, seni gezdiren de çok olur "güreştiren de..."
Cömez:
1. Eski. Medreselerde müderrisin hizmetine bakan ve ondan ders alan öğrenci:
2. Birinin kendi işini öğreterek yetiştirmeye çalıştığı kimse.
3. Başkasına itaat ve biat ederek yaşayan.
14.08.1999
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.