MEZARINA TÜKÜRECEĞİM
Sakın bana çıkmasın yolun
Çaresizliğine tuz biber ekerim sözlerimle
Gözlerimle kurşun sıkarım bağrına.
Bakışlarımla deler geçerim ruhunu.
Yangına körükle gidecek kadar gözüm karardı.
Pire için değil yorganı dünyayı yakacak kadar kızgınım.
Kırgınlığımı tarif edecek bir alfabe türemedi henüz.
Henüz isyanımı anlatabilecek bir dil doğmadı dünya üzerine.
Senden nefret ediyorum, anlıyor musun? Nefret ediyorum.
Değmezsin…
Ama olsun, acı çekmen gerek, sancılanman gerek.
İçimin soğuması lazım, gökyüzüne henüz infilak etmiş bir volkan gibiyim.
Ahımın en kirli hali akıyor dudaklarımdan.
Nasibini alacaksın elbet, payına düşen yıllar sonra bile olsa karşına çıkacak.
Sen hayatta tanıdığım en onursuz
En gurursuz
En haysiyetsiz
En şerefsiz kişiliksin.
O kadar kirlisin ki; hayat kadınları senden daha temiz…
Ne oldu, dokundu mu?
İçin mi acıdı?
Benden nefret edeceksin, sevmeyeceksin beni.
Elimden geldiğince, ömrüm olduğunca bunu yazacağım sana.
İçini kıymak için canımı dişime takacağım.
Yaşarken ölmeyi değil, şerefsizce yaşamaya mecbur bırakacağım seni.
İfşa edeceğim her halini…
Her sözünü
Her günün
Her anını ifşa edeceğim.
Sakın çıkma karşıma, çıkma.
Dişlerimin arasında yüzüne sıvayacağım iki çift söz var.
Ölmeyi yeğlersin duymayı istemektense…
Evet… ölüm demişken…
Umarım yakındır ecelin uğrayacağı saat.
Mezarına tükürmek için geleceğim, haberin olsun.