ZAMANIN PEŞİNDEN KOŞARKEN ANLARI KAYBEDİYORUZ
Kafa karışıklığını postmodernist bir kafede servis ediyordum. Bazı metinlerin kelimelere, gerçek kelimelere çok acıktığını fark ettim. Amerikan aksanlı İngilizcem ile onlara ne kadar global, ne kadar big bir patron olduğumu göstermek için mükemmel anekdotlar sıralarken hafiften Fransız dili de kullandım ki Avrupalı kelimelerimiz küsüp gitmesinler. Müşteri kaybetmek istemeyiz sonuçta değil mi? Yarattığım ambiyans mükemmeldi.
Bu kafede full time aynı şekilde hizmet vererek yeni jenerasyonu müşteri portföyümün arasında tutmaya devam ediyordum. İtiraf etmeliyim ki aldığım feedbackler her zaman baş döndürücü olmaya başlamıştı. Böyle ışıl ışıl yanan metinler arasında gezinen hangi modern cümle kendine oturacak yer bulamaz ki. Önlerine hemen astronomik rakamların küçük puntolarla yazıldığı bir menü koyup istedikleri her şeyi fast-food hizmetimizden sağlayacaklarını belirtiyordum. Çok havalı oluyor dostum böyle şeyler.
Müşterilerimize sağladığımız internet sayesinde sanal ortamda istedikleri gibi sörf yapıyorlardı. Bu karşılıklı diyalogların en aza inmesi, delikanların kavga potansiyelinin de azalması anlamına geliyordu. Hem üstelik daha az düşünen bir jenerasyon dini açıdan da etikmiş. Yeni jargonu ile sarıklı ulemalar böyle buyuruyorlardı. Artık nickname alan alemlere akıyor ki bildiğin gibi değil kanka. ‘’Online oldun, olmadın, çevirim içi sev beni, harika sörf yaparım, tüm kızlara chek-in. Aslen 50 yaşında, hem evli, çocuklu, bildiğin magandayım. Ancak nicknamemim m2dayı, tavladım tüm manitaları. Yalan benden sorulur. Ancak bir baksana bu kelime ne kadar cool. ‘’ diye devam edip giden günlük akışkanlıkların, alışkanlığa dönüştüğü kafemizde yer gök sıradan replikler, play-back bir dünya. Ama herkes ‘’çok mutlu’’ .
Online platformda kelimeler cümlelere karışıp zihinsel printler akışmaya devam edip giderken ice içeceklerden adını telaffuz edemeyeceğiniz türlü zırva isimlerle servis ediyorduk ki müşteri ‘’aslında ben bunu istememiştim’’ bile diyemesin. Anamızdan avokado ve mango ile doğduğumuzdan deniz mahsullü salatalarımıza en çok bu meyveleri yakıştıran cümle müşterilerimize keyiflerine uygun bir platform hazırlamak için her boku ekledik. Aromaları perfect yiyecek ve içeceklerimizden artık tüm sığ kelimeler çok memnundu Herkes, hep çok ‘’mutlu’’ .
Oysa postmodernizm bu demek mi? Anlam çokluğunun zamandan sıyrılmış, ironik üst metinlerden bahsediyor olmalıydık aslında. Mutlak bir zamandan arınıp gelmiş geçmiş tüm edebiyatı sevip kucaklayan bir anlatım biçiminden bahsediyor olmamız gerekmez miydi? Anlam karmaşasından çok cehaletin getirdiği tanım tanımaz ergen tavrımızın isyankar bir sığlıkla anlamsızlık yüklediği bu koca akımın bu hale geleceğini kim bilebilirdi ki!
Adso, Gülün Adı kitabında can bulurken kendi döneminin cesur yüreğidir. Tarikatların yaşam ivmesinde kan donduran yöntemlerle bir bebeğin çiğ çiğ yendiğini anlatan romanları yazanlar hangi soğuk içeceğin servis edileceğini düşünmüş olabilirler mi? Sormanın, sorgulamanın tek başına suç olduğu, karanlığın kurgusal tokadını sanal aşklarınızda aradınız mı? Önünüze konulan heyecanlı kurgunun içinde ortaçağın günümüze benzeyen yönlerini kaçırmıyorsanız sizi tebrik ederim. Postmodernizm beslenmeye devam ediyor ve edecek. Oysa Echo bu akımın karşısında bir yazar olarak postmodernizmin ta kendisi ile tarihe damgasını vurmuştur. Edebiyat sen ne güzel bir ironisin.
Calvino’nun ütopyalarını olumlu ve olumsuz her anlamıyla kana kana içerken bana kimse slm,nbr, bye bye demesin artık. Kendi kelimelerinden elektronlar yaratmış yazarlardan cümle kuramayan öykünmeci kalemlere ne ara geldik biz? Yansımaların, soyut algıların somut olanlarla kucaklaştığı koca bir evren olan edebi metinlerden üç cümlelik insanlara nasıl evirildik ki? Cümlenin kavradığı genişliğe, mükemmelliğe bakar mısınız: ‘‘Yanaşacağımız son liman, o cehennem kenti olacak ve giderek daralan bir spiral boyunca kasırga bizi orada dibe çekecekse her şey boşuna.’’
Yalnızlıktan bahsedenlere derim ki; sizin yalnızlık hakkında bildiğiniz hiçbir şey yok. Kelimelerinizin elliyi geçmeyen cümleleri ile konuşamıyorum sizlerle. Uzaklaşmak zorunda bırakıldığım sığ dimağlardan çok sıkıldım. Bir şey oluyor. Tam buldum sanıyorsunuz. Biri çıkıp geliyor ve ‘’artık tamam’’ diyorsunuz. Biri daha varmış. ‘’Benim gibi düşünen, benim anladıklarımı görebilen, benim baktıklarımı seçebilen biri daha varmış.’’ diyorsunuz. Bir hayale inanmakta edebiyata dairmiş meğer. Bilge Karasu gülümsüyor işte böyle anlarda mesela. ‘’şarkısız gecelerin olması için illa harp mi çıkması lazım abi?’’ diyorum ona. ‘’Kedileri sev’’ diyor bana,‘’kedileri sev’’ .
Okudukça yalnızlaşan insanların bir yerlerde beni anladığını umarak döküp saçıyorum içimden geçenleri. Çürüyen şeylerin kitabına biraz da umutsuzluk kitabından serpiştirince ortaya avokado ve mangodan yapılmış gibi olmasa da lirik bir salata çıksın istiyorum. Gerçek üstü şeylerin, gerçeğin zamanından koparılıp yazdığım zamanda okunduğunu ve sonra bir büyü gibi tüm zamanlara yayıldığını hayal ediyorum. Belki bir gün kendi manifestomu yayınlarken Marks gibi hiç evlat sahibi olmamış birinin ebeveyn tavsiyeleri verdiği biri durumuna düşmemeyi diliyorum. Motaigne aforizmaları gibi ayakları yere basan, zamanlar üstü bir ustalıkla yazılmış tek bir eserim olsa size söz veriyorum mango yiyeceğim.
Deniz...
YORUMLAR
Başlayalım bakalım yorumlamaya. İlk kısım yani bizim gibi yarı plaza yarı doğu toplumlarının en büyük gerçeği maddi ölçülerde güçlenen teknoloji ve lüks tüketime hızlı ulaşan bir telefon için 24 ay taksite giren kısmın eleştirisi ve bu kısmı kullanan kapital zihnin güzel bir şekilde objeleşmiş hali bunu okuyup kafe açıp para kazanabilme ihtimali çok yüksek bir girişimcinin. Bu kısma eleştirim plaza dili dedigim kelimeleri herkes anlamaya bilir o yüzden bir tür ek sözlük gibi bir nokta olsa güzel olurdu.
Ikıncı kısım ise içe dönüş Cemil Meriç in dediği gibi kitaplara sığınmak kısmı.
Okur yazar olabilen bünyenin anlamadı için sıkıntı olmayan yazar ve öğeler içeren ilk kısma göre kısa ama doyuruculuğu daha iyi ve yeni kıtalara bakıla bilen bu metni çok beğendim ilk kısım olmasa bile burası güzel.
Efenim yüksek perde bir yazım olduğu için bu metni anlamak zor olacaktır bu yüzden bu tip anlatımları daha çok insana ulaşması adına daha yalın halde var etmek bence biraz daha hoş olur.
Zira post-modernizm yada sürrealizm gibu kavramlardan bi haber insanlar bolca.
İvit sevgilerimle bayan pikachu nöron ve sinir ağlarınıza sağlık.
Dalga sesleri kulağımda sezgiler boyu.
Den(iz)
Yazımı yüksek perdeden değerlendiren bilgi ustasına teşekkürler.
Sevgilerimle..
Bana yine pikachu didi :))))
Çevremizde avakado, mango,guava hatta bahcemizde saray içeceği ejder meyvesi de var.
Zaman zaman soframızı süsler.
Ben hanıma bakarım hanım da bana.
"Bunların hec dadı duzu yoh"der.
Ben de derimki "yimesini bilmiyoh ellaem".
Belki de böyledir zamanı ve mekanı algilamanin yanılgısı. Kim bilir...
Den(iz)
Ejder şeyli şeyden ben de ölmeden mutlaka içmek istiyorum. O kadar para verdik ama bir yudum nasip olmadı iyi mi . :))
Yorum için teşekkürler
Sevgilerimle...
ne olduysa modern badem akımlarından sonra oldu ağaçlara insanlara
kayıp zamanın izinde Marcel tadında
Evet son cümlede mango
Meyvelerin kralı olarak bilinen mango, lezzetli bir meyve olmasının yanı sıra sağlık açısından da oldukça faydalı bir meyvedir.
Lezzetli bir tarihe sahip olan mango, dünyadaki en popüler meyvelerden biridir. Görkemli, yumuşak ve şaşırtıcı olmanın yanı sıra, mangolar da birçok sağlık yararı sunuyor. Olgun mango meyvesi renk ve boyut olarak değişir. Mangolar sarı, turuncu, yeşil veya kırmızı olabilir. Mango yaprakları 15 ila 35 cm uzunluğundadır ve yaprak dökmeyen bir yapıya sahiptir. Mango yaprakları, turuncu ve pembedir, ancak koyu parlak kırmızıya geçerler ve olgunlaştıkça koyu yeşile dönerler. Mango olgunlaştığında oldukça lezzetli bir meyvedir. Tropikal bir meyve olan mangonun faydalarını saymakla bitmez biz yine de bitene kadar sayalım:)
Kanseri önler
Araştırmalar, mango meyvesinde antioksidan bileşiklerin kolon, meme, lösemi ve prostat kanserine karşı koruma sağladığı bulunmuştur. Bu bileşikler, kuersetin, isoquercitrin, astragalin, fisetin, gallik asit ve metilgallatın yanı sıra bol enzimleri içerir.
Kolesterolü düşürür
Yüksek lif, pektin ve C vitamini seviyeleri , özellikle düşük yoğunluklu lipoprotein serum kolesterol seviyelerini düşürmeye yardımcı olur.
Cilt temizler
Temiz ve arınmış bir cilt için mango tüketilmesi önerilir. Mango tıkanmış gözenekleri temizlemeye ve sivilceleri ortadan kaldırmaya yardımcı olur.
Göz sağlığını iyileştirir
Her gün tüketilen bir dilim mango , A vitamininin gerekli günlük değerinin yüzde 25'ini sağlar, bu da iyi görme ve gece körlüğünü ve göz kurumasını önler.
Tüm vücudu alkalize eder
Tartarik asit, malik asit ve meyvede bulunan sitrik asitler, vücudun alkali rezervinin korunmasına yardımcı olur.
Cinsel hayatı canlandırır
Mangolar E vitamini için mükemmel bir kaynaktır. Cinsel yolla ve E vitamini arasındaki mükemmel bir bağlantı bulunur. Her gün bir dilim tüketilen mango özellikle erkeklerde iktidarsızlık problemini önler ve cinsel hayatın canlanmasına yardımcı olur. Aynı zamanda seks hormonlarını düzenleyen mango, cinsel tansiyonu artırmaya yarayan E vitamini sayesinde erkeklerin sperm sayısının artmasını sağlar. Hamile kalmak isteyenlere mango şiddetle tavsiye edilir.
Sindirime yardımcı olur
Mangodaki zengin lif içeriği sindirimi düzenlemeye yardımcı olur. Bu sağlıklı kaliteye sahip mango dâhil olmak üzere birçok meyve bulunmaktadır.
Bağışıklığı güçlendirir.
Mangolardaki C vitamini ve A vitamininin fazla olması bağışıklık sistemini sağlıklı ve güçlü tutmaya yardımcı olur.
Kansızlığı giderir
Mangonun içerisinde yer alan zengin demir içeriği aneminin tedavi edilmesine yardımcı olmaktadır. Düzenli tüketilen mango kırmızı kan hücrelerinin artmasına yardımcı olur.
Hamilelikte faydalı
Mangolar hamilelik sırasında demir gereksinimlerini karşıladıklarından hamile kadınlar için faydalıdır. Doktorlar genellikle hamilelik sırasında demir tabletleri reçete ederler, ancak takviye yerine, sulu mangolarla sağlıklı demir açısından zengin bir diyetin tadını çıkarabilirsiniz.
Yaşlanmayı geciktirir
Mango, vücutta kolajen proteinleri üretmeye yardımcı olan yüksek miktarda A ve C vitamini içerir. Kollajen, kan damarlarının ve vücudun bağ dokularının korunmasına yardımcı olur, böylece doğal yaşlanma sürecini yavaşlatır. Bu nedenle, mango haklı olarak yaşlanma karşıtı bir gıda olarak adlandırılabilir.
Okudukça yalnızlaşıyor insan ama yalnızlık insanı daha sağlıklı kılıyor:)
Çok iyiydi yazı teşekkürler
Sevgiler
arel. tarafından 7/10/2019 12:39:33 AM zamanında düzenlenmiştir.
Den(iz)
Elma var ademden, bizden di'mi ama
:)))
Sevgilerimle...