- 413 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HAKKIN HUKUKUN ADALETİN VE GENÇLİĞİN TERAZİSİ
HAKKIN HUKUKUN ADALETİN İLMİN VE GENÇLİĞİN TERAZİSİ
Birileri bu adalet terazisine bir yumruk vurdu. Terazi bozuldu. Haklı ile haksızı, doğru ile yanlışı ayıramaz duruma geldik. Bunu düzeltecek olan toplum vicdanı olacaktır. İlim yapan, düşünen, yol gösteren, aydınlar olacaktır. Yoksa, bölünmüşlük, kargaşa, anarşi alır başını gider.
Atatürk diyor ki ” Müslümanların kurtuluşu ilim zihniyetini edinmelerine bağlıdır. Hukukun üstünlüğünü benimsemelerine, gençlerin sorgulama ve araştırma ruhuyla yetiştirmelerine bağlıdır.”
Şimdi biraz durup düşünelim:
Dünyadaki gelişmeler karşısında ilim yaptığımızı zannediyoruz.
İleri zekalı gençlerimiz üniversiteyi bitirir bitirmez soluğu dışarıda alıyor ve araştırma faaliyetlerini bitirip geri dönmesi beklenirken oralarda kalıp başka milletlere hizmet ediyorlar. Çünkü biz ilime gerekli önemi vermediğimiz için o güzelim zekalara gerekli imkanı veremiyoruz. Böylece zeka göçünü de önleyemiyoruz. Diyeceksiniz ki bu görüşün adaletle ne ilgisi var. Var çünkü adaletinin önündeki engelleri, düşünen, ilim yapan adamlar sayesinde kaldırabiliriz.
Adalete dayanmayan hukuk zulüm, kuvvete dayanmayan hukuk acizdir.
Biz askeri vesayeti kaldıracağız teraneleri arasında Türk Ordusunun en seçkin en kahraman subaylarına alçakça kumpaslar kurup yıllarca haksız ve hukuksuz bir şekilde onları hapishaneye koyup ordudan atıp, yerlerine çaşıt dediğimiz emperyalist uşakları yerleştirerek bu fakir milletin parasıyla alınan tankı, topu, bu aziz millete çeviren, uçaklarla, Milletin Kâbe’si olan T. B.M. M sini bombalayacak kadar ileri giden bu hainler nereden çıktı? İki yüz elli şehit vermemize sebep olmadı mı? ? Yine buna bağlı olarak yargıyı bu çaşıtlara teslim ederek Ergenekon gibi kutsal bir ismi de kullanarak o vatanseverler hapse konmadı mı?
Suçlu olan cezasını görsün, ama mazlumu içeri atıp arkası olanı korursanız yine bu adalet terazisi bozulmaz mı?
Gelelim gençliğe; gençlik, hayatın baharı insanın en zinde, en renkli, en hareketli çağıdır. İnsan ömür boyu takip edeceği yolu bu yıllarda çizer. Geleceğe münhasır hayallerini bu yıllarda kurar.
Bu devre çok kısadır ve göz açıp kapıncaya kadar geçer. Bu devrede gençler memleketi ileride götürebilecekleri gibi felaketlere de sürükleyebilirler. Bu gençlerin yoksulluğunu kullanarak Feto’nun yurtlarına mahkum edenler kimdir, kimlerdir? Bu çocukların beyinlerini yıkayıp millete düşman edenler, elini kolunu sallayarak gezmeleri sizi hiç rahatsız etmiyor mu? Bunlar, Anadolu’dan gelen tek amacı okumak olan ama sonradan zehirlenmiş gençlerdir. On iki eylülde buna benzerdi ve yaşandı. Yetmiş bir de buna benzerdi onu da yaşadık . Gençlerimizi bu emperyalist tuzağa düşürenler kimdir , kimlerdir? Bunlar cezasız mı kalacak? Bunlardan hiç ders alınmayacak mı?
Öyle bir eğitim vermeliyiz ki bu gençlere hem sorgulayıcı hem araştırıcı olacak.
Gününü gün eden, elinde kitap yerine cep telefonuyla meşgul, geleceğinden umutsuz bir gençlik
nasıl araştıracak, nasıl sorgulayacak? Bu durumda olan bir gençlik adalet duygusu nedir bilebilir mi?
Toplum olarak sancı çekmeğe devam edeceğiz. Ta ki Büyük Atatürk’ün “ Müslümanların kurtuluşu ilim zihniyetini edinmelerine bağlıdır. Hukukun üstünlüğünü benimsemelerine, gençlerin sorgulama ve araştırma ruhuyla yetiştirmelerine bağlıdır” sözünü rehber edinip uygulayana kadar… Onu çok arayacağız!
Yusuf Yılmaz
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.