- 1349 Okunma
- 8 Yorum
- 1 Beğeni
GURBETTEN MEKTUPLAR...
Bir tanem,
Senden ayrılıp gurbetin soğuk akşamlarına gittiğimden beri artık hiç dinmeyecek gözyaşlarım orada hep yağan yağmura karışacaktı sana olan hasretim.
O gün senden ayrılışın artık tarihini yazmış : İki şubat ..... yıllarında Berlin e inmiştik.Büyük bir heyecan içinde doğudan batıya geçecektik...Doğu Berlin’de uzun kontollerden sonra artık gurbetçiler adını aldığımız diğer yolcularla birlikte bir servise dolup batıya doğru yol aldık.
O akşam heyecan içindeydik.Ağabeyim beni elinde bir bardak çay ile karşılamıştı. Kardeşim soğukta üşümüş diye... Çayı alıp yudumlarken arabaya dolup eve geldik. O akşam heyecan ve yol yorgunu olduğumuz için yatıp uyumuştuk.
Sabahın dokuzu ağabeyim bizi uyandırıp dışarı bakmamızı söyledi. Dışarısı diz boyu karla dolu, oysa bir gün önce hiç kar yoktu ki!.. Çocukluk yıllarım geldi gözlerimin önüne mahalle arkadaşlarımla oynadığımız kar topu, kızak kaymalarımız... İçimi tuhaf bir sevinç kapladı kar’ı görünce.
Böylece günler geçiyordu Berlin’de. Önceleri bana eğlenceli gelen günler sıkmaya başlamıştı. Çünkü hasretin iyiden iyiye kalbime hissettirmeye başlamıştı.
Bir tanem,
Senden ayrılışın yeni dönemlerinde içimdeki ayrılık acıları beni buralarda heyecanlı heyecanlı gezmelerime rağmen avutamuyordu yalnızlığımı, senden uzaklarda kalışımı. Gizli gizli gözyaşları döküyordum, içime gömüyordum acılarımı.
Bir kaç hafta sonra ailemizin bir kısmı Frankfurt’ta olduğu için Servet’le ben oraya gittik. Giderken baktığım her yerde seni görüyordum. Gözlerimin nemlenişi yerini gözyaşlarına döküyordu.
Artık burada koşturmalarım başlamıştı... Burada hemen işe başladım. Sabahın karanlığında yollara düşmek varmış! İş bitiminde yine akşamın karanlığında eve dönüyorduk.Artık mavi bir gök yüzüne hasret kalmış, günlerce güneşi görmüyorduk. Zaten hava hep kapalıydı. Sanki güneş bizim memleket için vardı. İnsanlarının yüzüne bakıyordum da bembeyazdı. Anladım ki; burada güneş kendini ara sıra gösteriyor, insanlar güneşe hasrettiler.
Günlerim karanlıklara gömülmüş gibiydı. Nasıldı yaşamak burada, ben de bilemiyordum canımın içi.
Bir tanem,
Ben nereye gelmiştim? Önceleri heyecanla geçen günler artık sıkıcı ve acıydı. Özlem ve yalnızlık bana işkence veriyor, huzursuzluğun zirvesindeydim.
Artık ayrılığın ve vatanımın acıları beni benden almaya yetiyordu.
Aylar geçti, hatta yıllar... Bir tanem çok uzaklardaydım artık senden, vatanımdan tüm sevdiklerimden. Aradan nice yıllar geçecekti ve ben daha gelemeyecektim vatanıma, sana.
Bir tanem,
Şu gurbetin kaldırım taşlarına bir gelip sorsan, sana döktüğüm göz yaşlarımı onlar anlatır...Yağmurlarına sorsan onlar anlatır sağnaklarla yarışan göz yaşlarımı.
Ve yine dilimdeki o şarkı ile yürüyorum (Gurbete düştüğüm günlerden beri, Ömrümün öksüzüdür zevki kederi.)
Hayat sanıldığı gibi parlak değildi burada... Ağladığımda göz yaşlarımı silecek ne babam, ne de kimsem var burada... Bazen acılar bile acıkmayı unutturmuştu bana sokaklarda yürürken! Sana bir sıcak çay veren, bir dilim ekmek veren yok! O hasletler bizim insanımıza, ülkemize ait olduğuna bir kez daha şahit oldum. Bencilleşmiş insanlar burada.
Artık yalnızlıkla, zorluklarla, ayrılıkla savaşmak var burada. Ne yapayım; direnmek zorundayım bu zorluklara karşı.
Bir tanem,
Ne kolaymış meğer vatanımda yaşıyorken tüm sevdiklerimle beraber olmak, onlarla sevgi dolu muhabbetler etmek!..
Oysa; şimdi sana bunları yazarken gözlerimdeki yaşın yüreğimi nasıl yaktığını ah bir bilsen? Ben sizlerden gelen mektuplarla ancak yaşayabilirim, özlemlerimi dindirebilirim. Sakın beni mektupsuz, habersiz bırakma!
Bir tanem,
Yine yollara düştüm yalnız ve kimsesiz: Hava çok soğuk üşüyorum! Varlığını, sıcaklığını nasıl aradım bilsen!
(Gurbete düştüğüm günlerden beri.) (Ömrümün öksüzdür zevki kederi.)
Ne zaman geleceğim ,ne zaman geleceksin meçhul!..
Dualarını üzerimden eksik etme bir tanem.
Gözyaşlarıma hasretimi, sevgilerimi sarıp yolluyorum...
Aygün DENİZ
Not: Arkadaşlar, sitemizde ilk yayınladığım mektuptu. Yeniden düzenleme yaparak tekrar yayınlıyorum.
YORUMLAR
"Gurbetçi Şevket" şiirimden bu yazıya atıf olsun:
"Dilini bilmem buraların
Yaban elinde yabancı
İçimde onulmaz
tarifsiz bir acı
Cam kenarındayım bir barın
Umurunda mıyım insanların
1987/VİYANA Tescillidir c
Aygün Deniz
Merhaba Aygün hanımefendi, sizi yazılarıma yazdığınız yorumlar nedeniyle tanıdım. Bir şiirinizi okudum henüz. Koştu. Bu yazınız ise memleketimin yüksek yaylalarında kudretten yer karasına çıkan pınarların suları gibi duru. Ve o pınarlardan başlayan dereciklerin müziği kadar tatlı. Akıcı anlatımınızla kadın duyarlılığının nadide örnekleri sergileniyor.
Kutlarım.
Ülkemizde doğduğumuz izden başka bir ile gitmek gurbet değildir. Gurbet sınırlar ötesinde uzak ülkelerde yaşamaktır. Aynı onulmaz duyguları ben de tattım 6 yıl Almanya'da. Bilirim güneşsiz sisli puslu Almanya yaşamını.
Emeğe ve sanata saygımla esen kalın.
Aygün Deniz
Ah bu gurbet yok mu? İnsanı mecnun eder.
Sevgiliden, vatandan uzak diyarlarda kalmanın yalnızlığın acıları çöker inanın yüreğine
İlk yayınladığında okumuş ve bende gurbeti soluklayan biri olarak yaşadıkalrım gözlerimin önüne gelmişti. Yeniden düzenleyerek yayınlamışsın Aygün.
Tebrik ederim tekrar. Nice gurbet mektuplarında buluşmak dileği ile
Balarıların daim olsun
selamlarımla uzaklara