- 952 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ÇANAKKALE'DE TÜRK KAHRAMANLIĞI
Yüzyıllardan beri cihana destek olan, tarihlere altın yazılarla geçen Türk savaşçılığının ve Türk kahramanlığının, Balkan savaşı yenilgisinden sonra artık ebediyen sönmüş ve yok olmuş olduğuna hükmedenler, Çanakkale savunması karşısında şaşırıp kalmışlardır.
Böyle düşünenlerin başında Türk karakterini, Türk sevgisini ve en buhranlı zamanlarda Türk ruhunda gelişen birlik ve şahlanış cereyanını anlayamamış olan İngiliz ve Fransız politikacıları bulunuyordu. Bu yanılgı içinde donanmalarını Çanakkale Boğazı’nı zorlamaya göndermekte hiç tereddüt etmediler. Osmanlı İmparatorluğu’nun merkezi olan İstanbul’a istedikleri zaman girebileceklerini düşündüler.
Aslında, Balkan hezimeti, milli kahramanlığın ebediyen söndüğünün değil, geçici olduğunun göstergesiydi. Türk tarihi incelendiği zaman görülür ki, bu milletteki kahramanlık, ancak başta cesaret, kahramanlık ve vatanperverlik ruhunu uyandıracak bir başbuğ bulunduğu vakit gelişmiştir.Bu başbuğ Çanakkale savunması’nda emperyalist güçleri dize getiren Mustafa Kemal’di.
Balkan Savaşı, yenilgisinden sonra, tarihlere altın harflerle geçen Çanakkale Zaferi, tarihi olduğu kadar ebedi bir hasletin meydana çıkışının ve ispatının tekrarı olmuştur. Çanakkale savunması bir hayat savunmasıdır. Bu savunmanın sonunda ya kanlı bir ölüm yahut şanlı bir yaşam vardı. Yaşamak ancak bu savunmayı kazanmakla mümkün olacaktı.
İşte Türkler Çanakkaleyi yaşamak için savundular ve başardılar da. Çanakkale Savunması bir milletin, bir gençliğin savunması olmuştur.Savaşa katılan komutanlar, subaylar, astsubaylar ve erler, savaşın her sahasında üstün morallerini vatanseverlik ve fedakarlıkları ile birleştirerek kudretlerinin büyüklüğünü ispat etmişlerdir. Çanakkale’de savaşın her safhasında ve savaş alanının her bölgesinde, en üstün komutanından tek erine kadar her savaşçı dillere destan olan kahramanlık örnekleri göstermişlerdir.