- 337 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SOKAĞIN SONUNDAKİ EV BÖLÜM 21
Asayişten içeri girerken umut ve umutsuzluk bütün vücudumu kaplamıştı. En çok babama üzülüyordum. İşler aksayacak, belki de kendisi de çalışmak zorunda kalacaktı. Vakit kaybetmeden beni sorgu odasına aldılar. Sorgulamayı Heval ve Hansa baş komiserler yaptı. Bildiğim ne varsa Kırşehir’den buraya kadar her şeyi anlattım. İfademin altına tereddüt etmeden imzamı attım.
Heval Baş komiser,
‘’Sen Yakup Lütfü’yü gördün mü?’’
Esma,
‘’ Hiç karşılaşmadık. Büyük bir ihtimalle kimsesizler mezarlığına gömülmüştür.’’
Hansa Baş komiser,
‘’ O ihtimali de araştıracağız. Seni Sinoplu’nun sorgusu bittikten sonra serbest bırakacağız. Ama ortadan kaybolmak yok. Aradığımız zaman sana ulaşabilelim.
Esma,
‘’ Nereye gidebilirim ki. Gidecek başka yerim yok.’’
Sinoplu’nun sorgusu yapıldıktan sonra, çıkıp gitmelerine izin verdik. Sedat Amirin odasında toplandık. Bize Murat ve Büşra Baş komiserler de katıldı.
Sedat Amir,
‘’ Ne diyorsunuz kızlar?’’
Hansa,
‘’ Esma’nın hikâyesi içler acısı. Ben anlattıklarına inanıyorum. Çok samimi idi. Gülsarı da ifade verebilecek duruma gelince sorgu odasına alacağız.
Heval,
‘’ İş bölümü yapıp hemen harekete geçelim. Burada dört kişinin ölümü söz konusu. Ben tır kazasını hatırlıyorum. Tırı sonra terk edilmiş halde bulduk. Tabi ki çalıntıydı.
Sedat Amir,
‘’ Heval, sen tır kazasıyla ilgili dosyayı arşivden çıkar. Birde bak bakalım, Yakup Lütfü ile ilgili bir şeyler bulabilecek misin? Leyla ile Ayşe komiserler de Samatya da her deliğe girip çıksınlar. Bakalım bir şeyler bulabilecekler mi? Sana gelince Hansa, Gülsarı’nın başından ayrılmayacaksın. Kendisine geldiğinde sorgu odasına alacaksın. Büşra Sen süslü restorana gideceksin. Oradaki herkesle konuş.’’
Büşra,
‘’ Baş üstüne Amirim.’’
Sedat Amir,
‘’ Sen ne diyorsun Murat.’’
Murat Baş komiser,
‘’ Valla ne diyeyim Sedat, kızlar zehir gibi. Bu işin sonunda birkaç dosya kapanacak gibi görünüyor.’’
Sedat Amir,
‘’ inşallah dediğin gibi olur.’’
Toplantıdan çıktıktan sonra,
‘’ Amirim işi sıkı tutuyor.’’
Hansa,
‘’ Ama bir konu var ki hiç dokunmadık. Gülsaı’ya yapılan darp.’’
Büşra,
‘’ Yapacağımız en son iş. Esma’nın daha evvel işlediği, bize aksetmiş bir suçu yok. En kötü ihtimalle iyi halden kurtarır.
Arşive inen Heval’in fazla oyalanmasına gerek kalmadı. Bir tanesi çok kalın olmak üzere iki dosyayla Asayişe döndü. Doğru Sedat Amirin yanına gitti.
Heval,
‘’Amirim, Yakup Lütfü tam bir suç makinası. Defalarca içeri girmiş ama her defasında paçayı kurtarmış.’’
Sedat Amir,
‘’ İnşallah bir fotoğrafı vardır dosyada.’’
Heval,
‘’ Daha fazlası var amirim. Boy fotoğrafı. Uzun boylu, uzun saçlı, uzun ve kirli sakalı karanlık bakışlı bir adam.
Sedat Amir,
‘’ Henüz kızlar çıkmadı. Senin arşivden dönmeni beklediler. Fotoğraftan çoğalt ve arkadaşlara dağıt. Yakup’un girip çıktığı yerlere girsinler.’’
Heval,
‘’ Baş üstüne Amirim.’’
Olaylar hızla gelişirken Esma ile Sinoplu Aşevinden içeri girdiler. Halil Dayı sevinçle yerinden fırladı. Esma’ya sarılırken Hale’den sonra ilk defa gözlerinden dökülen birkaç damla yaş sakalına takılıp kaldı.
Halil Dayı,
‘’ Biliyordum sizi serbest bırakacaklarını.’’
Esma,
‘’ Daha aklanmadım baba, Ama orada herkes bana inanıyor. Allah’ın izni ile bunu da atlatacağız.
Halil Dayı,
‘’ İnşallah kızım. Bir kurban kesip fakirlere dağıtacağım. Yeter ki bu belayı atlatalım.’’
Sinoplu,
‘’Dayı bana birkaç saat izin verebilir misin?
Halil Dayı,
‘’ Git oğlum bugün izinlisin.’’
Leyla ile Ayşe ellerinde Yakup’un fotoğrafı ile Samatya’da girilebilecek her yer girip çıktılar. Hiç kimseden olumlu cevap alamıyorlardı. Neredeyse dolaşmaktan vaz geçerlerken,
Ayşe,
‘’ Şurayı görüyor musun Leyla?
‘’ İddia bayisi mi?’’
Ayşe,
‘’ Hadi yürü birde orada şansımızı deneyelim. Allah büyüktür.’’
Leyla,
‘’ hiç umudum yok ama denemedik demeyiz.’’
İçeri girdiler, bankonun arkasında oturan adama önce rozetlerini gösterdiler. Sonrada her zaman sordukları soruyu sordular.
Leyla,
‘’ Fotoğrafa bak bakalım bu adamı buralarda gördün mü?’’
Adam fotoğrafı alarak dikkatli, dikkatli baktı. İçerden birine seslendi. ‘’ Selim oğlum buraya gelsene. ’’Bir genç koşar adımlarla yanımıza geldi. ‘’ Buyur Ramazan abi.’’
Ramazan,
‘’ Bu bizim Yakup değil mi?’’
Selim,
‘’ Ta kendisi abi, ama aşağı yukarı bir buçuk aydır uğramıyor.’’
Leyla,
‘’ Sizde adresi, kaldığı yer falan var mı?’’
Ramazan,
‘’ Bir dakika efendim. Defteri bir karıştırayım.’’
Ramazan kasadan çıkardığı defteri karıştırdıktan sonra, bir sayfada karar kıldı. Bir kâğıda adresi yazıp altına telefon numarasını ilave ederek Leyla’ya uzattı.’’ Buyurun efendim.’’
Leyla,
‘’ Sağ ol arkadaş çok yardımcı oldun.’’
Ramazan
‘’ Memure Hanım Yakup’u neden aramıştınız?’’
Ayşe,
‘’ Hayatından endişe ediyoruz. Hadi kolay gelsin.’’
Leyla ve Ayşe komiser gelişmeleri etkileyecek bir şeyler bulmanın sevinciyle Asayişe doğru yola çıktılar.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.