- 2102 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
CAN BABA YAŞIYOR
Can Yücel’in ilk şiir kitabı Yazma, 1946-1950 arası yazdığı ya da yayımladığı şiirleri içerir. Bunlar, Garip şiirinin yaygınlık kazandığı ve geniş bir şair kitlesince kullanıldığı bir zamana denk düşer. Çoğunlukla alaya dayalı, şaşırtmaca dizelerle sonlanan, sade bir dille yazılmış, nispeten kolay, fakat kişiliklerin kolayca yitebildiği ya da belirmelerinin adamakıllı yokuşa sürüldüğü bir şiir egemendir. Bu şiirin serüveninde sonlara yakın, tekdüzeliğin, seri üretimin, birbirine benzerliğin tuzağında yitmiş nice şair kişiliğe karşın, kendini kurtaran, şiirini bu tuzaklardan söküp alan şairler de oldu. Bunlardan biri ve başta geleni Metin Eloğlu!ysa, öteki Can Yücel’dir.
Daha Yazma’daki şiirlerde belli belirsiz görülür bu ayrılık. Küçük Adam, onun garipliği, yalnızlığı, çaresizliği pek az sinmiştir bu şiire. Sizlere Ömür adlı şiirinde, daha çok, yaşamı, dünyayı, tarihi anlamaya, gözlemlemeye yönelik canlı bir ilgi, bir de uzun yıllar sonra Can Yücel şiirinin bir dalı olacak olan soyut bir anlatım anlayışının izleri görülür:
Bir başka sefere kaldı hikaye;
Bahar gelecekti gelmedi.
Sizlere ömür üsküdarlı
Saatin altında bekler dururken
Kundurası boyalı...
Vakit saatin üstündeydi
Saatin altında üsküdarlı
Eski dertleri depreşmiş
İpek mendil içindeydi
İpek mendil sol cebinde
Ölüme diyeceği yok;
Ne vakitten bilir ölümünü
Ne saatten bilir;
Bir başka sefere kaldı hikaye
Ölüm Allah’ın emriyledir.
Kendisinin ’gecikmiş bir kitap’ saydığı Sevgi Duvarı alttan alta aynı zayıf etkinin sürdüğü, öyküye dayalı uzun şiirlerin olduğu bir kitaptır. Can Yücel’in gerçek şair kişiliğini bulma yolunda geçirdiği bütün evrelerin de tanığıdır bir bakıma.Biçim arayışlarının,dil denemelerinin, ilerde bütün ağırlığıyla abanacağı ironinin ipuçları vardır Sevgi Duvarı’nda. Andersen’in Masalları, Beşik Dürtmesi gibi şiirlerde de ileriki yılların ısırıcı, acımasız, alaycı siyasi şiirlerinin ilk örneklerini görürüz. Sevgi Duvarı, Can Yücel’in şiirinin köklerini anlamada temel kitaptır diyebilirim. Sevgiyle öfke arasında bir şiir; yoğun bir duygusallık. Sevgili Gençlik adlı şiirde şöyle söylüyor:
Öyle parçalandım ki ömrümde
Sevgiyle öfke arasında,
Sevgimi öfke vurdu
Öfkemi sevgi kaçırdı
İçim parçalandı arada
Bi de bi gün baktım gökyüzüne bir bayram gecesi
Bi kestane fişeği açmıştı yedi rengimden
Yağıyorum çocukların üstüne
Bir Siyasinin Şiirleri Can Yücel’i geniş okuyucu kitlesiyle buluşturan ve onu bugünkü ününe kavuşturan;kişisel ve toplumsal yaşamın acı bir dönemini dile getirdiği öfkeli,alaycı, boyun eğmeyen siyasal şiirlere ağırlık verdiği bir kitaptır.
Daha sonraki Ölüm ve Oğlum, Rengarenk, Gök yokuş adlı kitaplarında Can Yücel’in olgunlaşmış kendi sesini, kendi şiirini bulmuş olduğunu görürüz.
İroniye dayalı bir şiir diye tanımlanır hep onun şiiri. Bu, belki de son yıllarda şiirinde ironinin payının giderek artmış olmasındandır. Oysa, Yazma’dan başlayarak tüm şiirleri tarandığında Can Yücel’in şiirinin ironiden başka odakları da olduğu görülecektir. Onun şiirlerinde, yoğun bir duygusallık ve sevgi arayışı; ustalıkta doruğuna ulaşmış bir dil işçiliği, entelektüel düzeye varmış bir biçim arayışı; yanlışa haksıza karşı, yerleşik düzenden öc alırcasına öfkeli ve bir o kadar da acılı bir direniş vardır.
Can Yücel’in şiirinin bir başka özgünlüğü, dile olan egemenliğidir; halk dilindeki deyimlerden sözcük oyunları benzetmeler, çarpıtmalar yoluyla yeni bileşimler çıkarmada ki ustalığıdır. Sözcüklere, dile, sanki sözcüklerin ilk bulunmuş oldukları günden bakar gibidir. Özgün bir söyleyiş uğruna , argoymuş, küfürmüş aldırmaz, koyuverir şiire.
En yakası açılmadık küfürlerden en acılı ağıtlara; en afili sokak ağızlarından en yoğun sevda ve sevgi şiirlerine; cin gibi zeka pırıltılarından en yalın, en sade söyleyişlere kadar her şeye yer verdiği şiiri, bir ’göreve adanmışlık’ şiiridir onun. Baştan beri hep böyle olmuştur.
Bitirirken, 1999 yılının 12 Ağustos’unda yitirdiğimiz Can Yücel’i Yeni Türkü grubunun bestelediği Yaprak Dökümü adlı şiiriyle selamlıyorum. Işık içinde yatsın.
Sararıp dökülmeden önce kızaran yapraklar ki onlar
Şan verdiler ortalığa bütün bir sonbahar
Mevsim dönüp de yeniden yeşermeye başlayınca rüzgar
Çıplağında o atın yine onlar koşacaklar
O çocuklar
O yapraklar
O şarabi eşkiyalar
Onlar da olmasa benim gayrı kimim var?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.