- 789 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Belki şiir de yazarım...
Belki şiir de yazarım...
-----------Kelebeğin ömrü kadar severim-------
“ gülüşün ömre bedel,
görmesin kelebekler, ” --
Bugün şiir üzerine, şiir yazmak üzerine biraz düşündüm, şiir, düz yazı, nesir gibi değil, eğer yüreğinizde fırtına yoksa güneşin batışı, yakamozlar, ağaç dallarından sarkan çiğ damlalarının farkında değilseniz şiir yazılmıyor.
Yaklaşık sekiz yıl önce görevli olduğum daireye bir anne geldi, yanında gözleri görmeyen bir delikanlı vardı.
Oğlunun Güneydoğu Anadolu bölgesinde askerliğini yaptığını, terör bölgesinde çatışma, ölüm ve yaşananlardan etkilendiğini, psikolojik sorunlar nedeniyle rapor alarak evine geldiğini anlattı, eve gelince kolonya içtiğini ve gözlerini kaybettiğini anlattı.
Komisyon başkanımız, Vali Yardımcısı “ rahatsızlığının askerliğin sebep ve tesiriyle olup, olmadığını” yazalım dedi, Genelkurmay Başkanlığına yazılan yazımıza “ Rahatsızlığı askerliğin sebep ve tesiri sonucu olmuştur” cevabı geldi.
Yasal olarak belirli bir tazminat almasına yardımcı olduk, yıllar sonra annesi telefon açtı ve teşekkür etti, oğlum alınan tazminatla tedavi oldu, gözleri yüzde altmış görmeye başladı, öyle dualar etti ki, cümlelerle anlatılmaz.
En güzel hediye yürekten gelen bu dualar ve yüzde altmış görmeye duyulan şükrandır, şiir bir annenin iki damla gözyaşı, ya da şiir bir annenin içten, yürekten ettiği duası.
Bir başka olayda İngiltere Konsolosluğu’na yapılan saldırı da evi tamamen yıkılan bir anne, bir şeye üzülmüyorum, sadece, “ ailemin bütün hatıraları, resimlerimiz, çocuklarımızın diploması, karnesi yok oldu, yandı demişti.”
Zarar gören eşyalarını tespit ederken buzdolabım ve bazı eşyalarım eskiydi, ikinci el olarak almıştım dedi.
Kimileri devleti soyup soğana çevirirken, başkalarının hakkını yerken yaşlı bir kadın, sokaklarda şans oyunu bileti satarak ekmek parası kazanan bir kadın o gün şiir yazdı, değme şairin kelimelerle anlatamayacağı şiiri küçük bir tebessümle, teşekkür ederken yazdı.
Şimdi emekli oldum, çalıştığım dönemde biraz ileri gittiğim olurdu, genelde vatandaşın yanında olmaya çalışır, hantal bürokrasinin, devletçilik anlayışının dışında hareket ederdim, fırça yediğim, azarlandığım da olmuştur.
Dağarcığımda birikenleri öykü olarak yazmak istiyorum, yaşadıklarımı, son on yılda hissettiklerimi kelimelerle ifade edecek gücüm var, insanların hatıralarına zarar vermeden, isim, mekân vermeden anlatabilirim.
Hele bir serçenin yavrularına yemek taşırken, yuvasına gitmek için kanat çırpınışını, karıncaların o muhteşem dayanışmasını izlersem o zaman şiir de yazabilirim.
Eğer kelimeler ve cümleler yolumu kesmezse, eğer yüreğimin sesi yaz derse belki şiirler de yazarım, lakin dedim ya, şiir yazabilmek için içimde bir fırtınaya ihtiyacım var, zaman iyi bir ilaç, biraz zamana, birkaç gün batımına, biraz orman ve dağ havasına ihtiyacım var.
-----------engin kasap—Tarsus/Mersin-------
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.