- 1500 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ASKERİ OKULLAR ÇANAKKALE RUHU VE CUMHURİYET
ASKERİ OKULLAR ÇANAKKALE RUHU VE CUMHURİYET
Mazide Haktan ve Hukuktan asla ayrılmamış, Devleti Ebet Müddet için şehit olmuş, Şühedanın ruhuyla şereflenmiş, bu şeref uğruna can vermiş, çile çekmiş, alçakça iftiralara ve isnatlara maruz bırakılmış, gücünü Yüksek Türk Medeniyetinden almış. dünyanın en yüksek bayrağını çağların başında dalgalandırmış, insanlığa hizmet etmiş, İslam’ı Yüceltmiş büyük bir milletin, ecdadın torunları olmanın gururunu, heyecanını ve mutluluğunu hep beraber yaşıyoruz.
İçinde insan sevisi, Allah sevgisi, vatan ,millet, devlet sevgisi, Atatürk sevgisi taşıyan beş bin yıllık Askeri Okullardan yetişen nice subaylar, komutanlar ve nice devlet adamları nice zaferlere imza atmış nice destanlar yazmışlardır. Büyük Atamızda bu okuldan yetişmiş bu okullarda dünya harp tarihini ,harp tekniklerini öğrenmiştir.
Atatürk’ü anlamak için yaptığı işlere, söylediği sözlere bakmak gerekir. Binlerce örnek içinde beni etkileyen bir hatırasını sizinle paylaşmak istiyorum.
Bir Öğrenci Mahmut Sadi Anlatıyor
Bir öğrenci anlatıyor, Mahmut SADİ.
"Yıl 1923. İstanbul Üniversitesinde öğrenci olduğum sıralar.
Okul duvarında bir ilan görüyorum. "Avrupa’ya talebe yollanacaktır."
Allah Allah diyorum, Ülke yıkık dökük yıl 1923.. Avrupa’ya talebe! Lüks gibi gelen bir şey, ama bir şansımı denemek istedim. 150 kişi içerisinde 11 kişi seçilmişiz.
Benim ismimin yanına ATATÜRK "Berlin Üniversitesine gitsin" diye yazmış.
Zaman geldi. Sirkeci garındayım, ama kafam öyle karışık ki gitsem mi kalsam mı orada beni unutur mu bunlar, para yollarlar mı, gurbet ellerde ne yaparım?
Bir an gitmemeye karar verdim, döndüm. O sırada bir müvezzi ismimi çağırdı:
"Mahmut SADİ, Mahmut SADİ, bir telgrafın var".
Telgrafı açtım aynen şunlar yazıyordu:
"Sizleri birer kıvılcım olarak gönderiyorum; alevler olarak geri dönmelisiniz".
Var mı böyle bir şey? 11 öğrencinin nerede, ne zaman, ne düşünebileceğini hesap edebilen bir lider, DÜNYA LİDERİ olmasın da ne olsun!!
Yıl 1923, biz evimizde bir çocuğumuzun huyunu değiştiremiyoruz bir huyunu.
Tüm Ülkenin huyu değişiyor.
Bununla uğraşan bir insan, yolladığı 11 öğrencinin nerede, ne zaman, ne düşünebileceğini hissedebiliyor."
Mahmut Sadi devam ediyor:
"Gel de şimdi gitme, git de orada çalışma, dön de bu Ülke için canını verme”
Evet bugün en büyük şikayeti ne Türkiye’nin?
Beyin göçü. En iyi beyinlerimizi kapıp götürüyorlar, ama o çocuklarımız, arkalarına baka baka gidiyorlar.
Peki diyeceksiniz ki engellemek o kadar mı zormuş?
Ha o gün 11 öğrenciymiş, telgrafmış.
Bugün milyon öğrenci olsun, e-mail bilgisayar var.
Yeter ki ATATÜRK’ün sarf ettiği şu iki cümleyi ifade edebilecek, onların sorumluluğunu alabilecek, o inancı verebilecek bir liderleri olsun."
İşte o Büyük Adam ; kadın haklarının verildiği, hürriyetçi parlamenter sisteme dayanan. insan haklarına, hukukun üstünlüğüne dayanan, tam bağımsız, kimsenin iradesine, düşüncesine, yaşayışına, inancına karışmayan laik sisteme dayalı, insanın kulluğundan, Allah’ın kulluğuna geçilen, çağdaş, demokrasinin en gelişmiş idaresi olan ve benim en büyük eserim dediği Cumhuriyeti bize armağan etti. Bizim vazifemiz Büyük Atamızın bize armağan ettiği bu emaneti korumak, kollamak yükseltmek, yüceltmek ve yaşatmaktır.
Bugün üzülerek ifade ediyorum ki : Uluslararası emperyalizmin de etkisiyle bir anayasa değişiklik paketi hazırlanarak on altı nisanda Cumhuriyet gitsin mi kalsın mı oylaması yapacağız. Dışı şeker kağıdına sarılmış bu paketi kabul etmiyoruz.
Ağacın kökünü kurutursanız o ağaç ölür.
Cumhuriyet ruhunun kaynağı, kökü olan , Abdülhamid zamanında dahi kapatılamayan ama şimdi kapatılmış olan Askeri okulların da hemen açılmasını talep ediyoruz.
Bu okulların açılması aynı zamanda cumhuriyeti korumak anlamına gelir.
Yusuf Yılmaz
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.