- 586 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
“Empati” Romanı Üzerine
“Karaca Köşe” okuyucuları bilirler. Bu köşenin yazarı çok okuyan biridir. Her türden kitabı okur. Roman, siyasi, edebi, bilimsel, felsefi, gezi vb… Aklınıza ne geliyorsa… Okuduğu ile de kalmaz, okudukları kitapları burada okurlarıyla paylaşır. O kitapların kendince yorumunu yapar ve o kitabı ana hatlarıyla okuyucularına tanıtır…
Son okuduğum kitap Amerikalı yazar Adam Fawer’in “Empati” isimli kitabı oldu. Kitap kurtları Adam Fawer’i iyi bilirler. Daha önce yazdığı “Olasılıksız” adlı kitabıyla bir anda tüm dünyanın tanıdığı bir yazar haline gelen Adam Fawer, yaptığı uzun bir araştırma sonucunda da “Empati”yi yazdı.
“Empati “ 2008 yılında basılmış, egnosizm, empati, sinestesi gibi konuları içine serpiştirmiş bir romandır. İyi bir kurguya sahip ve çok akıcı bir dili vardır.
Roman yazarı, adeta, insanın bildiği ne kadar konu varsa, neredeyse hepsine değinmiştir. Felsefe, tıp, edebiyat, siyaset, ilim, fen, müzik, din, bilgisayar dünyası, sinema dünyası, TV dünyası, ünlü yıldızlar, cinsellik, seks… Aklınıza ne geliyorsa onlardan bilgiler sunmuştur. Yazar, gerçekten geniş bir araştırma yaptıktan sonra yazmış bu eseri.
Bu sebepten dolayı da uzun bir kitap olmuş. 639 sayfa tutarında bir kitap. Nerdeyse 3 adet kitaba denk geliyor. Kitabı Türkçeye “Murat Kayı” çevirmiş. “APRIL Yayıncılık” tarafından Ankara’da basılmış. Yayın yönetmeni “K Egemen İpek”, Yayın Danışmanı “Cihat Aşçıoğlu”, Kapak tasarım “Mineral Tasarım”, Dizgi ve Sayfa düzeni “Merdiven Tanıtım”, Baskı “Özkan Matbaacılık” tarafından yapılmış.
Bir ülkedeki tüm zeki çocuklar devlet adına veya bir kurum adına toplanıp bir araya getirilerek özel eğitim verilebilir mi? Çok özel yetiştirilen bu üstün zekâlı çocuklardan ilerde nasıl yararlanılabilinir? Bu çocuklara çok iyi bir eğitim verilerek mükemmel bir insan yaratılabilinir mi? Bunları istediğiniz gibi kullanabilir misiniz? Daha küçük yaşlarda farklılıklarıyla dikkat çeken bu üstün zekâlı çocuklar ilerde nasıl yararlı olabilir? Bunlara nasıl bir eğitim verirsek istenilen seviyeye gelirler? Gibi sorulara cevap aranabilecek tarzda yazılmış bir kitap.
Geçmişte yaşanan bazı olayların akılcı bir biçimde birleştirildiği romanda, Elijah Glass ve Winter Zhi isimli iki karakterin başından geçenleri öğreniyoruz. Elijah ve Winter’ın boyunlarındaki kolyenin gizemi nedir? İkisinin de geçmişlerine dair hatırlayamadıkları ama hissettikleri giz nedir? Geçmişlerini öğrenemeden, başlarına gelen şeyden ve Kader gününden kaçamayacaklardır.
Kitabın arka kapağında bulunan tanıtım yazısında şöyle deniyor:“Yaşamınızın kontrolü sizde değil! Öyle olduğunu düşünebilirsiniz, ama yanılıyorsunuz. Elbette ki kendi kararlarınızı kendiniz vermekte özgürsünüz. Bu kitabı kapatabilirsiniz. O sandalyede oturmaya devam edebilirsiniz. Ya da gözlerinizi oymak gibi çılgınca bir şey yapabilirsiniz. Ne isterseniz yapabilirsiniz. Ama sorun şurada: Ne isteyeceğinizi kontrol edemezsiniz. Her davranışınızı önceden belirleyen arzularınız ruhunuzun o kadar derinlerine işlemiştir ki, onlara dikkat bile etmezsiniz. Ve bu da sizi mükemmel bir köle yapar. Bu nedenle, hayatınızı yaşamaya devam edin. Ne isterseniz yapın. Sadece ’isteklerinizin’ tümüyle sizin kontrolünüzde olmadığı gerçeği üzerine kafanızı çok fazla yormamaya çalışın.”.
Eserde yazar, insanın yaptıklarına farklı bir gözle bakıyor. Yaptığı her şeyde serbest olan insanın her şeye kendinin karar vermediği tezini savunuyor. Buna kendi içindeki arzuların karar verdiğini ileri sürüyor. Bu yüzden insan ne isteyeceğini kontrol edemez ve bu yüzden arzularının kölesidir. Yani asla özgür değildir mesajı veriliyor.
Uzunluğu ve karışıklığı bakımından sıkıcı gibi görünse de değil. Sürükleyici ve etkileyici bir kitap. Dili açık, anlaşılır, sade ve net.
Bana göre en kötü yanı, cinselliği içeren bölümlerde yazarın çok cesur olması ve anlatımda çok açık olması. Okuyucu, kendini bu bölümlerde seks konulu bir kitap okuduğunu sanıyor. Genç kuşakların okuması bakımından kafada biraz soru işareti oluşturmuyor değil bu bölümler. Biraz sansür konacak cinsten kaleme alınmış. Ama günümüz insanı bu sorunu çoktan aştığı için o da dert değil.
Başlarda hayli eğlenceli, zevkli ve heyecanlı olan roman, sonlara doğru etkisini biraz kaybediyor. Bildik Amerikan filmlerinden sahneleri andırmaya başlıyor.
Romanda karakterler geniş olarak anlatılmamış. Eseri okuyup kapattıktan sonra, onları aklınızda fazla tutamıyorsunuz. Gözünüzün önüne getirip nasıl biriydi diye tam olarak düşünemiyorsunuz.
En sonunda ise kafanızda bir takım sorular oluyor. Sanki kurguda bazı şeyler eksik kalmış gibi hissediyorsunuz. Özellikle “Charli’ye ne oldu?” sorusunu soramadan edemiyorsunuz. “Diğerleri ölürken Sementha neden ve nasıl ölmedi?” demekten kendinizi alamıyorsunuz. Önce başta ve sonra da kitabın sonlarında ortaya çıkan Valentinus’u merak etmekten yapamıyorsunuz.
Neticede kitap size uzun ve karışık gibi gelse de sakın bırakmayın. Sabırla sonuna kadar okuyun. Zaten okumaya başlayınca elinizden bırakamayacaksınız. Kitabın kalın hacmi gözünüzü korkutmasın.
Zevkli, eğlendirici, eğitici ve öğretici olan bu romanı herkese tavsiye ediniz…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.