Aşıktı...
Aşıktı.
Benim içimde buz çağını kıskandıracak bir ayaz hüküm sürerken, o aklın sınırlarını zorlayacak kadar aşıktı.
Kimse bu kadar güzel ve sabırla sevemezdi..
Sanki aşkın gizemli mucidiydi o.
Şimdiye kadar vâr olan bütün aşk ve aşıklar onun sahte çakmasıydı sanki.
Kimse benzeyemezdi ona, hiç kimse.
Kirpiklerimde mana, dudaklarımda mısra, gözlerimde öyküler biriktirirdi.
Ben kendimi çöp yığınlarına benzetirken onun en dokunulmaz ve en kutsal yerine kurulmuştum.
Ne zaman gözlerindeki şefkata şahit olsam, yüreğimde saf ve temiz bir çocuk uyanırdı uykudan. Kıyamazdı, yüzüme bakmaya bile.
Ben ki, en olmadık yerlerde harap etmiştim yüzümü. Çok ağlamıştım, çok unutmuştum kendimi başkalarında.
Meğer sevmenin alfabesini bile bilmiyormuşum. Okuduğum ezberlediğim ne varsa yanlışmış. İçimdeki karanlıkta dolaşıp sürekli aynı yere dönüyormuşum.
Sonra o adam beliriverdi en siyah günümde. Ben içimdeki kederi kustukça o inatla tuttu ellerimi. Aşkı öğretiyordu bana, sabrı, sevmeyi, sadakatı. Ben yaralarımın yerini bile bilmezken o sarıyordu en derin sancılarımı. Her âh’ımı avuçlarına alıp, isyanını buharlaştırıp salıyordu gökyüzüne. Her defâsında âsi bir nefesimi daha azâd ediyordu. Bir tebessümüm için o kimbilir kaç âh kurban etmişti. Kaç şiir bırakmıştı hiç açılmayan kapılarıma. Hak etmiyordum tek harfini, gerçek buydu.
Kaçtım bir süre.
Oyalandım yalanlarda, geçmişte, ağrılarımın keskin uçlarında. Kendimi biraz daha kaybettim. Biraz daha saplandı ayaklarım yerin dibine. Biraz daha hissizleştim herşeye. Mevsimlere, şarkılara, geçip giden zamana. Kendi sıkıntılarıma bile hissizleştim.
Sonra yine o çaldı kapımı. Açtığımda beni bana getirmişti geri. Bana kendimi hatırlatmıştı. İçimdeki cehenneme cennet fidanları dikti, yandı, yoruldu, ağladı.. Ama o cenneti oraya inatla yerleştirdi.
"Neden?" diye sordum, "yahu neden?"
"Senden başka yok!" dedi..
Değmez! dedim.
"Seni seviyorum.." dedi.
İçimde tutsak güvercinler kafeslerinden kutulup kanat çırpıyordu gökyüzüne.
Ne içten söylemişti. Gerçekti çünkü.
Seviyordu, çok seviyordu.
Sarıldım ona.
Sımsıkı sarıldı bana.
O sıcacıktı, benim içimdeki buz çağı ılık bir bahara evriliyordu.
İçimdeki kış sancıyla bir bahar doğuruyordu.
Asırlardır çözülmeyen buz dağları eriyordu.
İçim eriyordu.
Damla damla akmak, damla damla karışmaktı bu yaşadığım.
Hissediyordum.
Aşkın güzel yüzünü çiziyordu koklayıp içine çektiği avuçlarıma.
Saçlarıma dokunuyordu, kırmaktan korkar gibi çekinerek dokunuyordu.
Sarıldı bana.
Aşıktı. Sıcacıktı, ılındım.
Ben ilk kez ılıktım.
Sarıldım ona.
Körpe bir bahar emanet ettim, dudaklarımdan dudaklarına.
Bu baharda hiç üşümeyecekti çiçeklerim.
Hiç solmayacaktı, renklerim, düşlerim, gülüşlerim..
Öyle emindim ki...
✒T.Y.
YORUMLAR
Apsara
siz yine de yazin... begenmenize sevindim, cok tesekkur ederim