- 932 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KÖYÜMÜZÜN CANDAN İNSANLARI EYLE MİSAFİR AĞIRLARDI Kİ..... EKTİRDEN NAYNANIN ÖLMÜŞ SARI ÖKÜZÜ.... YUKARI SÜLMENLİDE NASIL AŞ OLDU.....
KÖYÜMÜZÜN CANDAN İNSANLARI
EYLE MİSAFİR AĞIRLARDI Kİ.....
EKTİRDEN NAYNANIN ÖLMÜŞ SARI ÖKÜZÜ....
YUKARI SÜLMENLİDE NASIL AŞ OLDU.....
Yıl 1942 dede Yusubun gardaşı Hiseyin : Gımılın iki gözü amme gızı yetere aşık olduğu seneydi,ektir hiç böyle acı yaşamamıştı.Havuşoğullarının gapısında iki örme boyu derinliğindeki kör guyuya Haccatur bakır bahracını su çekerken düşürmüş...iki mucur un vereceğim kim barhacımı çıharırsa dediğinde yeni nişanlanmış Dede yusubun gardaşı Hiseyin ben çıharırım deyip guyuya enmiş...bahracı gurtarıp ,kendiside daşlara basa basa çıharken guyu uçmuş...guyunun daşları körpüleyince Hiseyin ölmemiş ses gelmiş ...ula ümmeti müslüman yohmu beni gurtarın diye avazının çıhtığı gadar bağrıyordu...Abüsef,Yusup,itiöğ,Güdöğ,Çatal gafa,Aziz,Celal kürekleri çekmişler Hiseyini gurtarmak için çalışırlarken...Hiseyine tam yaklaşmış son daşları alırken...guyunun bir daha uçması sonuncu...Hiseyin feci şekilde öldü....Ektir heç böyle acı yaşamamıştı...Hiseyinin gafası ve bütün gemikleri gırılmış cesedi çıkarıldığında ağıt ve çığlık sesleri yoharı köyden duyuluyordu...salacasında: Nişanlısı gımılın gızı yeter ölem ölem diye feryat ediyordu...feryatı figan içinde toprağa verdiler...
Hiseyini toprağa verdiklerinin danesi günüydü,Halimenin gocası Memet ,Sülöğe seslendi ...ula duyduğuz mu ? dedi, davut memiş gonağın penceresinden gafasını çıharıp,neyi ula ..! dedi...Naynanın sarı öküzü ölmüş dedi...ola ne deysin allahını seversen essahmı dedi...Vallah dedi Memed...ekledi ola depe gibi öküzdü onun gibi çüt süren saban çeken öküz görmemiştim,Çorahta tarlaları nasıl cızardı,dağ gibi harmanları ezerdi,bu möhütte ben beyle öküz görmemiştim dedi ayak üstü sohbet etti...duyan eşiten Naynanın gonağın gapısında toplamışlar...ne oldu ola nasıl oldu deyi ..Nayna da onlara ,biz de anlamadıh,ahşam yemledim suyunu verdim yoharı çıhtım ..sabah vardım ki dört ayağı yoharı gelmiş garnı şişmiş ölnüş ,şaştıh galdık dedi.
Davut Memiş,Sülöğ,Abüsef,Gımıl,İtöğ,Güdöğ Çatal gafa Naynayı teselli ediyler,gelen mal başına gelsin canığız sağolsun diyorlardı,Yusubu ziyanın getirdiği örme ile sarı öküzün arka ayaklarını bağladılar,sekiz kişi omuzlarından aşırdıkları örmeye asılarak,sarı öküzü ağ guyunun dereye sürüdüler,Nayna nerdeyse ağlayacaktı,hayvanın gözleri açık getti ,Gımıl göz dedğdi diye ilendi içinden,öküzü sularmaya gederken Gımıl hep sarı öküze bahar hayran olurdu,ula bu öküz gibi bir öküzüm olsun gırh ata bedel derdi...Naynanın gözünden gaçmazdı...Davut Memiş te hep ula bu gımılın gözü kötüdür bu öküzün üstünde gözü galdı derdi.
Öküzü dereye sürükleyip gözden gayıp olmuştu ki..İbolotun itleri ektir tarafınna burunlarını dikip derin derin gohlamaya ve ürümeye başlamışlardı,İbolot itlern bu ürümesinden şüpelenmiş Ektir tarafını golçan etmeye başlamıştı ki...Ağ guyunun dereye doğru geden itlerle barabar gendi de getti...gözlerine inanamadı gocaman bir sarı öküz...el ayak üşüyü güz günü...hava da gar havası var...soğuk...hemen elindeki bıcakla...öküzün garnını deşti...içini boşalttı...bacaklarını,belini şelek yapıp sırtlayıp eve getirdi...İbolot hep böyle yapardı...ölen malları,geçileri,goyunları eve getirir ,parça parça eder bucak damında merteklere asar bir gış boyu yerdi. avradına :Cennet dedi İbolot ne güzel eti var,depe gibi öküzdü,ektirde ölmüş Ağguyunun dereye sürüklemişler bir gış bize yeter dedi.
Danesi gün köyde Mekköğ öldü,çevre köylerden duyan eşiten herkes Mekköğün cenazesine geldiler,Hasan Çavuşun gardaşı olan Mekköğü tanımayan yohtu,çoh galabalıhtı,Sobalar gurulmuş dışarısı soğuktu,Hasan Çavuşun gonah dolmuş taşmıştı,yer yohtu,Misafirler acıhmıştı herkes üçer beşer misafirleri öğün vahtı evlerine götürüp ağırlıyorlardı. İbolot ta Ektirden akrabasının taziyesine gelenlerden yedi sekiz kişiyi davet etti,gahtılar İbolot öğlerine düştü evine götürdü...Gapıdan girer girmez avradı Cennete seslendi...Gız cennetttt misafirlere güzel bir etli pilav yap dedi...Misafirleri..Gımıl,Çatal gafa,Bıldik,Abüsef,İtöğ,Ali metin,Gara Hasan ...şaştılar bir birlerine bahtılar...çoh acıhmışlardı etli pilavı duyunca ,sabırsızlaştılar...az geçmeden ocakta gavrulan etin gohusu odayı sarınca ...eyice içleri geçmeye başladı....derken bir tepeleme tava etli pilav...çimşir gaşıhlar...sofra guruldu.. eee haydın buyrun deyi misafirleri davet etti sofraya. İbolot...Misafirler çimşir gaşıhlarla pilavi iştahla yediler...Gımıl emme güzel olmuştu ..ola tıha basa doyduk dediler...Helalı hoş olsun dedi İbolot...Misafirler Musade isteyip gahdılar ...Ektire doğru yollandılar....
Tam musalla daşını geçmişlerdi ki...Ektirden taziyeye gelen Celal,Musa ,Havuş oğullarından Sülöğ,Topcunun uşahlarıile garşılaştılar...selamlaştıhtan soğra çöğle dişlerini gurcalayan Gımıla daha sorulmadan ...ola bizi İbolot davet etti ...adam bir etli pilav yaptırdı dıha basa yedik doyduk deyince...Sülöğ şaştı ula İbolot eti nerden bula dedi...geçen Naynanın sarı öküzü öldü...Ağ guyunun dereye sürüdük...az geçmeden İbolot geldi...garnını boşaldıp şelek yapıp evine götürdü deyince...pür diggat dinlediler...depegibi öküzdü...adamın öküzü pis niyete geldi öldü...diye devam etti...Misafirler neye uğradıklarını şaşırdılar...sessiz geneme Ektire vardı dağıldılar...
Çok güzel insanlarımız toprağımız ve anılarımız var...yoksul insanların hayat hikayeleri...geçmişleri ve anıları...sırça köşkte oturanların anılarından daha güzeldir...dilleri şirin...yüzleri güleç...acı ve tatlı günlerini paylaşan bu güzel insanlara selam olsun...hakka yürüyen öyküde adları geçene tüm büyüklerimize rahmet olsun....konusu birez yüzeysel de olsa ...yaşanmış bir kültürün...yoksullukla dolu bir geçmişin anılarından bir kesit olması...insanı geçmişiyle yüzleştirmesi açısından ...sizlere kalemimin yettiğince bir durum öyküsü olarak sunuyorum...sevgi ve saygılarımla....a.a
YORUMLAR
Ne güzeldi o kadar doğal bir dil ki taa çocukluğuma gittim .yüreğine sağlık Ali bey, saygılarımla..