SESSİZ ÇIĞLIKLAR BIRAKIYORUM SİZE
Çirkef çığlıkların arasında naçar sessize düşen sözlerimi bırakıp çekip gidiyorum artık bu faniyattan. “Hep Bana”cıların arsız ve hayat hakkı tanımayan züppeliklerinden yorgunum. Çıldırmadım çok şükür geçen zamanda ahmak söylemlerinden ve abuk sabuk tasarruflarından. Hep bunu dua etmiştim zaten. Aklıma mukayyet olan Yaradana şükrolsun. Elimde kuş kanadı haklarım kaldı her birinin hesabını sormaktan vazgeçmeyeceğim. Yalnız kendine demokrat, bir tek kendi cumhuriyetçi, aslı kendinden menkul asaletleriyle bir tek kendileri Ata’mın sevdalıları… Bir tek onlar bu vatanın evlatları. Çirkef, soysuz, çığırtkan, tok evin aç kedisi evlatları.
En çok Anneni mi seviyorsun yoksa Babanı mı? İkisini de sevmek mümkün değilmiş demek. Bana mümkündü. Anamı babamdan, Babamı da anamdan daha çok sevdim çok şükür. Beni Yaradan Mevla’mı sevmekle vatanımı sevmemek anlamını çıkaranlara bu yüzden bunca küfür birikti içimde yıllarca. Sizin kepaze inanışlarınızla yaşamanız için bizim dinimizden vazgeçmemiz ille gerekiyorduysa bile hiç biriniz kusura bakmayın ki Anamızla babamız arasında tercih yapmadık yapmayacağız biz.
Siz istiyorsunuz diye kendi haklarımızı avuçlarımızdan kuş olup uçurduk belki. Başörtüsüyle üniversite okuyamazsınız dediğiniz o bir gecelik çıban batımlı uykunuzun ardından, okumadık, okutmadınız. Ardından sizin tercihiniz dediniz ya işte en büyük iftiranız da bu oldu bizzat bana. Şahsiyetsizliğinizin son noktası bu olmayacaktı biliyordum. Size rağmen, anasını babasını eşit sevenlerle dolu bu ülke. Size rağmen hala tarlasını ekip dikmekten vazgeçmeyen, size rağmen işinde gücünde, sizin martavallarınızdan uzak, inançlarına sıkı sıkıya bağlı, işinde gücünde bir dolu insan yaşıyor Misak-ı Milli yeminini unutmayanların ülkesinde.
Okutmamanız düşünmemize vatanımızdan vazgeçmemize sebep olmadı olmayacaktı da zaten. Düşünmekten azade dinazor beyinleriniz bunu anlayacaktır bir gün nasılsa.
Karış karış apansız binlerce baskınlar yaptınız evlerimize. Kitaptan başka hiç bir şey bulamadığınız baskınlar. Tesbihimiz, seccademiz, tülbentimiz örgüt üyesi demenize yetti. Ne düşündünüz söyleyin. Tesbihlerimizin ipini bir anda kopartıp taneleriyle ayaklarınızı kaydıracağımızı mı? Yoksa seccadelerimizin aslında birer uçan halı olduğunu mu? Yahut başörtülerimizin aslında savaş bayrağına dönüşeceğini mi? Şimdi açılan kapılarınızın ardından Mukaddes Türk Ordumuzdan çaldığınız mühimmat çıkıyorsa eğer gerçekten, sizin gibi yapmadığımız için mi bunca terörist ilan ettiniz bizi.
Evet Biz Peygamberimiz Efendimiz Sav. Hazretlerini çok sevdik. Bize ilk emri “oku” olan Rabbimizin elçisi olduğu için. Evet biz Ata’mızı çok sevdik “İlim, ilim” diye son nefesine kadar bize yön gösterdiği için. Ama siz ille anasını çok sevenlerden olmak zorundaydınız. Babanızı daha az görüyor olmanız size sevgisizliğinden değildi, rızkınızın başında olmasındandı. Ayırt etmek, adam kayırmak birini öbürüne tercih etmekten anlamadık biz. Bu yüzden “demokrasi” kelimesi sizin için başka bizim için başka anlam taşıyordu. Siz yönetmeye meraklıydınız, biz birlik olup emaneti düştüğü yerden kaldırmaya.
Size sessiz çığlıklar bırakıp mavi gökyüzünde kuş olmaya gidecek melekler. Arsız çığlıklarınızda boğulacağınız haksız davalarınızla bunaltmaya devamla size bırakıyoruz dünyayı.
YORUMLAR
Sizin deyiminizle bir sessiz çığlık bırakmak ya da Baki'nin deyimiyle ''baki kalan şu kubbede bir hoş seda imiş''....
Kaybolan değerlerin ve güzelliklerin farkında olan ve bu kaybolan değerler için eseflenen manidar bir yazı..
Yani hoş bir seda bırakmış oldunuz bu yazınızla bizde.Yüreğinize sağlık,değerlerimizi kaybetmemek dileğimle....
Öyle insanar var ki vicdanlarını rafa kaldırıp , hareketlerini KURALLARA uyduruyorlar, görevlerini bundan ibaret sanıyorlar.
O kadar ki HAKSIZLIĞIN kibarlıktan yana , KÖTÜLÜĞÜN ahlaktan yana bir eksiği olmayabiliyor.
Acı , ama kötü insan , kötülüğünü ahlakın arkasına saklayabiliyorlar.
Bizim ülkemizde yaşayan böyle bir kaç tür var , ne yazık ki bunlar kötülüklerini ahlaklarınada gizleyemiyorlar.
Bence bunlar batının acemi kötülükçüleri , işlerine ne gelirse , daha doğrusu baba parasını yeyip diğer kardeşleri aç bırakmak isteyerek , her türlü zor şart altında yaşamayın demek ahlaksızlığını gösteriyorlar.
Nereya kadar ?
Bu söz şiir içinden değil de hayatın içinden alındı.
Anlamlı bir yazıydı , düşünen varlık grubunda olan insan için..
Sevgiyle kal usta..
binyıl tarafından 7/6/2008 1:41:37 AM zamanında düzenlenmiştir.