Dostlarımızın bize gösterdiği sevgiyi abartmamız, duyduğumuz minnetten değil, takdire ve sevilmeye ne kadar layık olduğumuzu herkese göstermek içindir. la rochefaucauld
İlhan Kemal
İlhan Kemal

Gelibolu Üzerinde

Yorum

Gelibolu Üzerinde

11

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

981

Okunma

Okuduğunuz yazı 24.3.2015 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.

Gelibolu Üzerinde

Nisan’ın başları... Ege üzerinde tek tük bulutlar... Güneş parlıyor, parladıkça kabini ısıtıyor. Hızlanıyorum. Titreşim sadece kollarımı değil, vücudumu da kaplıyor. Korkumuyorum. Kontroller elimde, araca hükmettiğimi görüyorum.

Yola çıkmadan yapılan tek kişilik brifingdeki harita şu aralar burnumu kuzeydoğuya çevirmem gerektiğini söylüyordu ki öyle de oldu. Ege sırtımda kaldı, yüzüm Trakya’ya dönük. Kadranlarda sayılar uçuşuyor. Ara ara göz atıyorum ama dikkatim aslında çevreme yönelik. Eşlikçim yok. Denemelerde takipçiniz olmaz. En fazla radarda parlayan bir noktasınızdır; ben de öyleyim. Tepemdeki radar ikazı yanıp sönüyor, aldırmıyorum.

Birden içimi bir sıkıntı kaplıyor. Motordan gelen seste bir sorun yok ama bir şeylerin yolunda gitmediğini düşünüyorum. Yakıt göstergem daha 346 millik mesafeyi alabileceğimi söylüyor. Navigasyon haritasına göre doğru yerdeyim, hedefime çok bir şey kalmamış. Rahatlamıyorum. Bir şeyler yanlış ama ne?

Çok geçmiyor, sebebini anlıyorum. Motora verdiğim gücü azaltıp hız kesiyorum. Bulutların geçişi yavaşlıyor. Hız kesme de yetmiyor ama neredeyse durma noktasına gelmişim. Yapacak bir şey yok, çekiyorum kenara; duruyorum.

Üniformasının beyazları dikkatimi çekiyor. Yavaştan geliyor kapımın hizasına. Camı indiriyorum. Elini uzatıyor, benimkini yakalıyor.

“Tebrik ederim” diyor, “performansınız için.”

Anlamıyorum. Açıklıyor:

“Tek şerit, gidiş geliş yolda saatte 128 kilometre yapmışsınız. Hem de bununla!”

Arabamı işaret ediyor. On bir yaşındaki arabanın neresini beğenmediğini anlamıyorum. Dahası canım sıkılıyor. Memuru düzeltmek,

“Ne 128 i! Ben 160 yapıyordum.” demek istiyorum. Nerelerden geldiği belli olmayan ama belli ki sadece benim duyduğum bir ses susmamı söylüyor. Susuyorum.

“Gel bakalım, seni şöyle alalım” deyip ilerideki ekip otosunu işaret ediyor. İster istemez oraya doğru yollanıyorum. Arabanın içinde iki memur daha oturuyor. Yolcu tarafındakine yaklaşıyorum. Belgelerime bakıyor, elindeki lsiteden plakamı kontrol ediyor ve hükmümü veriyor:

“Aşırı sürat... Hımm... Cezası kırk lira.”

Cüzdanımdaki durumu gayet iyi bildiğim için:

“Cezayı yazsanız, sonra postayla ödesem” diye rica ediyorum.

“Makbuzumuz kalmamış.”

Yapacak bir şey yok, orada ödeyeceğim. Cüzdanı açıyorum, içinden tam da kırk lira çıkıyor. Arabadaki memura uzatıyorum.

“Senin başka paran yok mu?”

“Yok” diyorum. “Sorun değil, buradan otoyola gireceğim, OGS ile idare eder, eve varırım.” Nasıl olsa üç yüz küsur mil gidecek benzinim var.

“Ya para gerekirse?”

“Bir şey olmaz” diyorum.

“Burada oldu ama. Bak, para gerekti sana. İleride aynısı olmayacağı ne malum?”

“Onların makbuzları vardır inşallah.”

İkna olmuş görünmüyor. “Ne yapsak” kabilinden direksiyonda oturan polise dönüyor, o da omuzlarını silkiyor.

Beni araçtan indiren polis de yanımıza geliyor ama o da duruma çare bulamıyor. Yapacak bir şey olmayınca alakasız bir soru soruyor:

“Sen ne iş yapıyorsun?”

“Üniversitede araştırma görevlisiyim.”

“Hangisinde?”

Bu gibi durumlarda “Soldan üçüncüde” deme eğilimim vardır ama kimsenin duymadığı sesi tekrar duyup, bu sefer de dinliyorum:

“Boğaziçi...”

Diyemiyorum ki “Çok para kazanmak için asistanlığı geçen sene bıraktım, Ford’a girdim. Bakmayın siz gariban halime. Bugün değilse bile seneye para basacağım.”

“Bak” diyor, “Sen de devlet memurusun. Al belgelerini, bu seferlik seni affediyoruz. Ama bana söz ver, sürat yapmayacaksın.”

Belgelerimi alıp, sözümü veriyorum.

...

O sene bitmeden Ford’dan ayrılıp, okula geri dönüyorum; çok paraları da ara ara hala rüyamda görüyorum.

Arabamı yedi yıl sonra, on sekiz yaşındayken satıp, yerine sıfır Ford alıyorum.

Değişmeyen tek şey ise aradan on üç sene geçmesine rağmen memura verdiğim sözü hala tutuyor olmam.


Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Gelibolu üzerinde Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Gelibolu üzerinde yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Gelibolu Üzerinde yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
İlhan Kemal
İlhan Kemal, @ilhankemal
25.3.2015 22:54:21
Öykümü güne getiren Seçki Kuruluna teşekkürlerimi ve saygılarımı sunarım.
Gülüm Çamlısoy
Gülüm Çamlısoy, @gulum-camlisoy
25.3.2015 20:51:00
Değerli dostlara katılıyorum. Sürükleyici bir anlatım ve aktarım ile biz de yaşadık olayı ve her yönüyle. Okuyucuyu avucuna alan ne çok öğe vardı yazınızda ve düşündürücü yansımalar da akabinde. Kutlarım efendim. Saygılarımla...
VarolT
VarolT, @varolt
25.3.2015 10:35:11
Çanakkale zaferi ile ilgili bir yazı okurum düşüncesi ile başlamıştım. Sonrasında bir nevi sizin zaferiniz ile sonuçlanan, her zamanki gibi akıcı ve güzel bir yazı okudum. Memurun "makbuzumuz yok" demesi sanki niyetinin başka olduğu yönünde bir düşünceye sevk ediyor. Parayı peşin de ödeseniz, sonradan da ödeyecek olsanız size bir makbuz vermek zorunda. Neyse ki sonu yıllar sonra bile hatırlanacak, olumlu bir anıya dönüşmüş. Aracımı kullanırken ben de aileme karşı sorumluluğumu ve başka insanların yaşam hakkına saygımdan dolayı trafik kurallarına azami özen gösteririm. Bir gün Gelibolu'dan Kütahya'ya gece yolculuğu yaparken Bozüyük'e geldiğimde uykumun reflekslerimi zayıflatmaya başladığını hissettim ve 1 saatten az yolum kalmasına rağmen uygun bir yere çekip, bir kaç saat uyudum ve yola o şekilde devam ettim. Her zaman da aynı prensibi uygularım. Akıllı insan başkalarının başına gelenden ders alır. Almanya'dan memleketine gelmek için yola çıkan ve 3000 km yol kat ettikten sonra köyüne 10 dakika mesafede tarihten silinen aileler biliyorum.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45), @emineuysal-emine45-
25.3.2015 09:30:56
Kısacık bir anı kocaman bir öyküye dönüştüren kaleminizi hep seviyorum. Sizi çok okumama rağmen sizin gibi yazamadığıma da ayrıca hayıflanmaktayım.

Bu bir kıskançlık asla degil bilmeni isterim. Tek isteğim sizin kadar iyi olmak.

Kaleminizi seviyorum napayım :-)

Tebrikler. Selam ve sevgilerimle.

İyi ki burada yazıyorsunuz da okuma imkanım oluyor.
Bir tutam hayat
Bir tutam hayat, @birtutamhayat
25.3.2015 08:41:50
Gerçekten çok güzel bir hikaye.
Çok etkileyici bir anlatımla,
hepimizin muhtemelen yaşadığı bir olay,
müthiş lezzet verici bir sunumla aktarılmış.
Çok keyif aldım.
Son cümle de,
gerçekten çok etkileyici idi.
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz, @aynurengindeniz
25.3.2015 02:57:55
öncelikle bu yorumu zor şartlar altında yazdığımı bilmenizi isterim. (bebek sallıyorum.) o yüzden aklımdakileri detayıyla yazamayacağım. Şimdilik başlığın beni ters köşeye yatırmayacağından emin olarak okumaya başladığımı söyleyeyim
. (ilk klişenizi yakaladığım an kendime kahve yapıp içimde derin bir huzurla size yazacağım şeylerin hayaliyle yaşıyorum.) durum öykülerine güzel bir örnekti bana göre. Oykuyu o kategoriye sokmayacak olanlar da vardır elbet tabi.

Gerisine sonra devam ederim inşallah.

Bir ilhan kemal klasiği daha okumuş olduk.

Tebrikler.

Aynur Engindeniz tarafından 3/25/2015 2:59:27 AM zamanında düzenlenmiştir.
grafspee
grafspee, @grafspee
25.3.2015 00:21:56
tam olarak aynı olmasa da 4-5 sene önce tıpkı sizin gibi Toyota ile bir polis çevirmesindeki gergin anım geldi aklıma. daha önce bir çevirmede muhabbet açılmış polis bakanlık personeli olduğumu öğrenince "hadi ya söyleseydin yazmazdım" demişti. ondan yola çıkarak sabah güneş doğarken beni durduran polise ehliyet ruhsat der demez uykulu gözlerle gayri ihtiyari bakanlık personeliyim demiştim. hiç oralı olmadı tabii. biraz baktıktan sonra ekip arabasına gelirmisiniz dedi. hayırdır bir problem mi var, sorun ne dediysem de sadece lütfen arabadan inin diyordu ısrarla. gece boyu yolculuk yapmış olmanın da verdiği gerginlikle bir hışımla aracımdan inip ekip arabasına gittim. biraz da sesimi yükselterek tepki gösterdim. oradaki polis yine sakin bir tavırla "beyefendi uykulu görünüyorsunuz, büyük ihtimal gece boyu yolculuk etmişsiniz, temiz havayı alıp biraz da gerginlikle kan dolaşımınız hızlandığına göre buyrun şurdan şeker alıp yolunuza devam edebilirsiniz" dedi. kısa bir şaşkınlıktan sonra gülmeye başladım ve teşekkür ettim. ben de o günden beri uzun yollarda uykum geldiğinde bir yere park edip uyuyorum :)) elinize sağlık hoş bir anı, sizin elinizde öyküye dönüşüyor.
canandemirel
canandemirel, @canandemirel
24.3.2015 10:48:48
Yine çok başarılı akıcı dille yazılmış öykünüzü bir solukta okudum...Kutluyorum .

Sevgilerimle...
Bedri Tokul
Bedri Tokul, @bedri-tokul
24.3.2015 10:13:25
Yazarlık bu işte...
İki cümleyle anlatılacak bir olayın peşine okuyucuyu takıp götürebiliyorsan bu işi biliyorsun demektir.
Saygılarımla Usta.
Size Vatanından soğuk hava gönderiyorum. Yüreğini ısıtsın diye!
Vaha Sahra
Vaha Sahra, @vaha-sahra
24.3.2015 08:44:37

Gösterilen hoşgörünün işe yaraması isabetli olmuş :)
yani boşa çıkmaması(verilen söz bu durumda tutulmalıydı evet)
Kemnur
Kemnur, @kemnur
24.3.2015 04:30:52
Gerçek hayattan bir anekdot gibi... Ama keyifli olan öykünün güzelliği yanı sıra yazarın kusursuz öykü dili; belki bu yazarı aksatmadan okuyuşum da bu nedenden. Onun öykülerini okudukça geliştiğimi görüyorum. Değerli kalemi samimiyetle tebrik ediyorum. SAYGIYLA
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL