- 601 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
GODOT'YU BEKLERKEN
İrlandalı piyes yazarı ve romancı Samuel Beckett, 1906’da Dublin’de doğdu, Beckett, doğduğu şehirde yüksek öğrenim görmüş ve Paris’te öğretmenlik yapmıştır. Ünlü romancı James Joyce ile tanışmış ve edebiyat tarihi araştırmalarına girişerek denemeler yazmıştır. İkinci Dünya Savaşı sırasında, Fransız direniş hareketine katılmak için İrlanda vatandaşlığından çıkmış Fransa’ya yerleşmiştir. Hem İngiliz hem de Fransız dillerinde yazan Beckett, romanlarında , psikanaliz konularına eğilmiş ve dinsel tedirginlik ya da umutsuzluk gibi durumları işlemiştir. Asıl ününe İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kavuşan yazarın , Malone Ölüyor, İsimlendirilemeyen isimli romanları vardır. Yine 1953 yılında yazdığı yazımızın da başlığı olan Godot’yu Beklerken isimli piyesi ile dünya çapında ün kazanmıştır. Beckett, Genet ve Adamov gibi Fransız yazarlarının yanı sıra, çağdaş tiyatronun en önde gelen temsilcilerinden biri olarak görülmüştür. Romanlarında olduğu gibi, piyeslerinde de, hayatın boşluğu, insani amaçların anlamsızlığı, insanlar arasında anlaşma olanaksızlığı ve kötümserlik gibi konuları işlemiştir.Güç anlaşılır bir yazar olan Beckett, eserlerini yorumlamaya kalkanlara karşı gelmiş ama kendisi de açıklayıcı bilgiler vermekten kaçınmıştır. Özellikle Godot’yu Beklerken ’de, yazarın metafizik konulara eğildiği ve dinsel inanç ve Tanrı’nın varlığı sorununu ele aldığı bellidir. Beckett Tanrı’ya inanmamakta ama sözü geçen piyesteki Vladimir ve Estragon isimli şahısları, Tanrı’yı bekler halde tasvir etmektedir. 1961’de yazdığı Güzelim Günler !..isimli piyesinde ise, Beckett’in kendi düşüncelerini doğrudan doğruya bir karekter yarattığı görülmektedir. Bir çölde boğazına kadar kuma batmış olan kahraman, her hangi bir dinsel ya da sosyal düşünceye baş vurmaksızın, hayatın yaşanmaya değer olduğunu gösteren sebepleri kendi benliği içinde aramakta ve bulmaktadır. Beckett’in şaşırtıcı içerikleri ele alıp yeni tekniklerle çalışmasının asıl amacı, şüphesiz ki, seyirciyi ya da okuru, genel metafizik ve felsefi meseleler hakkında düşünceye sevk etmek istemesidir. Yine aynı amaç için, yazarın, genel seyirci yığınını şaşırtacak ve hatta dehşete düşürecek bir edebi tutum gösterdiği ve acı bir mizah duygusundan hiç bir zaman vazgeçmediği görülmektedir. Beckett’in Oyunun Sonu ve Düşenler isimli piyeslerinin yanı sıra şiir kitapları da vardır. Yazar 1969 yılında kendisine verilen Nobel Edebiyat Ödülü’nü de reddetmiştir.