- 912 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
NEDEN DÜŞÜNMÜYORUZ-2
Terlemek için naylon giymek
Önceki oturduğum mahallede çoğunlukla kadınlar sabah ve akşam yürüyüşlerine çıkarlar. Amaç kilo vermektir. Özellikle bir rampayı seçerler ve hızlı hızlı yürürlerdi. Belli ki TV ve gazetelerdeki uzmanların bilgilerinden de yararlanmış olacak ki özellikle terlemeye özen gösteriyorlar. Ancak yeterince terlemediklerini fark edince belli ki bir sivri akıllıdan çıkan fikri uygulamaya koymuşlardı. Eşofmanlarının içine naylonlar geçiriyorlar, böylece terin buharlaşmasını önlüyorlar. Vücutları böylece terden sırıl sıklam ıslanıyordu belli kiç. Yürürlerken naylonların hışırtısı duyuluyordu…
Çamaşırın altına naylon geçirmek terlemeyi arttırmaz. Yalnızca terin buharlaşıp uçmasını önler. Oysaki kilo vermeye neden olan terin sadece vücuttan atılmasıdır, tenimizin ıslanması değil. Yani gereksiz bir uygulamadır bu naylon uygulaması.
Hulusiyum
Soy ve nadir bulunan çok kıymetli bir metal. Simgesi; Hs, atom ağırlığı: 190.23, atom numarası: 276, ergime noktası: 13045 derece olan geçiş metali… Oda sıcaklığında: 22.4 gr/ cm3. Bilinen en ağır yoğunluklu metal! Gümüşî renkte. Yunanca, korku anlamına gelen Hauluse’den geliyor ismi….
Böylece devam ediyor hulusiyuma ilişkin bilgiler… E-posta ile iletişimin gözde olduğu yıllarda halkımızı uyarmak için Türkiye’mizdeki altın, petrol, bor ve osmiyum elementlerine ilişkin rezerv bilgileri ve bu konuda dış güçlerin işbirlikçilerle yaptığı gizli pazarlıklar bu şekilde vatandaşa duyurulur ve halkımızın uyarılması sağlanırdı. Her bir e-postanın altında “bunu olabildiği sayıda kişiye gönderin” diye de yazardı. Tabi ki güzel bir uygulama. Halkımız bu sayede ülkemiz kaynaklarıyla ilgili emperyalistlerin oyunları hakkında bilgilenirdi…
Fakat bilinen bir şey vardı ki yine halkımız okuduğu yazıda bilgilerini yoklamadan ve düşünmeden aldığı gibi dağıtımını yapar, bir yazım hatasını bile düzeltmek yoluna gitmezdi. Bunu gören muzip biri belli ki oyun olsun diye hulusiyuma ilişkin bir bildiri hazırlamış e-postaya vermiş, o da diğerleri gibi dolaşır durur…
Daha önce de dediğim gibi altın, petrol, bor ve osmiyum için yazılanlara katılıyorum ve bu bildirimleri hazırlayanı taktir ediyorum. Ancak hulusiyum tam bir uydurmacadır. Belli ki ismini de osmiyum elementinin isminin Osman’la olan benzerliğinden yararlanarak Hulusi ismiyle yola çıkmış…
Hulusiyum isimli uyduruk elemene ilişkin yanlış bilgileri şöyle sıralayabilirim:
1. Doğada bulunan en ağır doğal element uranyumdur ve atom numarası 92, atom ağırlığı ise en çok rastlanan izotopu için 238 dir. Uranyumdan daha ağır elementler laboratuarlarda üretilmiş elementlerdir.
2. Bir atomum atom ağırlığı çekirdeğinde bulunan toplam proton ve nötron sayısıdır. Atom numarası ise yalnızca proton sayısıdır. Dolayısıyla hiçbir elementin atom ağırlığı atom numarasından küçük olamaz. Osmiyum elementinin atom numarası 76 ve atom ağırlığı 190.23 tür. Yukarıda belirtilen hulusiyuma ilişkin bilgiler belli ki osmiyum bilgilerinden alınmış ama bu çalıntı yapılırken atom numarası için hata yapılmış veya bilerek öyle seçilmiştir. Nasılsa millet bunu okumadan gönderir veya okusa da bu yanlışı göremez diye düşünülmüş belli ki.
Önceki zekâ sorusunun çözümü: Buradaki soruyu çözmek için soruda belirtilen yöntem uygulanarak her turda kaç maç yapılacağı hesaplanır, bir tablo yöntemiyle bu maç sayıları toplanarak sonuç bulunur. Ancak bu ön yargıdan kurtulup pratik bir düşünce yöntemiyle sonuç çok daha kısa yoldan bulunabilir. Soruda kaç tur olduğu ve her turda kaçar maç yapıldığı sorulmamaktadır, yalnızca toplam kaç maç yapıldığı sorulmaktadır. 37 takımdan yalnızca 1 takım şampiyon olacağına göre 36 takım elenecektir. Her maçta da bir takım eleneceği için sonuç olarak 36 maç yapılması gerekmektedir.
Yeni zekâ sorumuz: Bahçe duvarının dibine dikilen bir sarmaşık fidanının boyu her gün iki katına çıkmaktadır. 10 günde sarmaşık duvarın başına kadar çıkmış olduğuna göre duvarın tam yarısına kaç günde çıkmış olabilir?
Kadir Tozlu
(devam edecek)
YORUMLAR
Tahminim yanlış çıkmış sanırım...Ama çok güzel bir seri olmuş bu çalışma. Bu güzel "Neden düşünmüyoruz?"sorusuna "Neden okumuyoruz böyle kalemleri?" sorusunu sormak lazım aslında.İyi ki bulmuşum böyle bir yazarı. Çünkü genelde bu platformda hissetmek konulu yazılar daha çok okunuyor. Ve ne yazık ki ihmal ediyoruz düşünce yazılarını.Çok güzeldi efendim, takipteyim. Saygımla.
superbaba
Yorum için teşekkürler...
İzniniz olursa sizi favori üye listeme eklemek isterim.
Sağlıcakla kalın...
İlginç konular işlemişsiniz.
Sunum da çok lezizdi.
Soru sormak da nereden aklınıza gelmiş?
Cevaplayacaklar olacak mı, merak etmekteyim doğrusu.
superbaba
Yorum için teşekkürler.
Cevap yazan ne kelime
Yorum yazan bile yok.
Siz yazdınız.
Onur verdiniz.
Belki devam edecek konu.
Ama ilgisizlik umut kırıcı.
Saygılar...