- 1214 Okunma
- 3 Yorum
- 2 Beğeni
Kırık aynalı oda şairleri
Baharın kadın parfümleriyle karışık kokusu dağılırken sokaklara, kadınların topuk seslerinden ismimizin yankılanışını seçebiliyorduk bizler ve başlamışken sayıklamaya bir günahı, ruhumuzun en derin yaralarından sızan kanı gördük gözlerimizde, hatırlamak üzere kundakta büyüttüğümüz bir yalanı, buluşmuştuk her yıl olduğu gibi bugün de ve adet olduğu üzere bir ayna parçaladık önümüzde, kırık aynalı odamızda en güzel şiirlerimizi okuduk, en güzel hikayelerimizi anlattık birbirimize ve ne kadar imkansız aşk hikayesi varsa, yığdık odamızın bir köşesine. Okuduk gün doğuncaya kadar, okuduk mum alevlerinin arta kalan gölgesinde ve yine her yıl olduğu gibi umutlara kapıldık gizlice; mesela ünlü bir şair olabilmek mesela güzel bir kadını sevebilmek ve bir kez olsun karşılık alabilmek gibi sadece bir kez olsun söylerse bizler için güzel bir kadın sevda dolu sözler, söz verdik aynaları kırmaktan vazgeçecektik bizler, ve güzel bir kadın gördüğümüzde öyle eğmeyecektik başımızı, bizim haddimiz değil ona bakmak demeyecektik, karanlık odalarımıza çekilip ağlamayacaktık bir daha. Çok şey istemiyorduk aslında, öyle sevişmek filan istemiyorduk yada öpmeye kalkmazdık söz veriyorduk. Bir çiğ tanesini taşıyormuşçasına nemli gözlerinde aşk dolu bir ifadeyle baksın ve desin ki en içten yürekle; seni seviyorum. Ahhhhh ah bir kadını aşık edebilmek kendine, bir kadını öldürebilmekten daha da zor, yıllar yılı okuduğumuz imkansız aşk hikayeleri palavra, olmaz öyle şey güzel bir kadın sevemez beni, aynalar ne yazıktır ki gösteriyor hakikati değil miyim ki ben çirkinliğin tarifi, değil miyim ki hayalperestliğin en güzel sevgilisi.
Bizler dönerken sıcak yataklarımıza soğuk kalplerle, sahil kentinin altın kumlarında hayallerimizin kadınıyla ancak hayallerimizde buluşacağımızı biliriz. Ve ilginçtir insan bir anda olsa gülümsüyor bazen, gerçek sandığımızdan mı yoksa acınacak halimize mi gülüyoruz bilmiyoruz ama yine de bir an için gülmek güzeldi bizim için.
Belki de Sizler rastlayabilirsiniz bize; mesela İstiklal de mesela Beyazıt da, mesela Ortaköy de, mesela Ankara Ulus da, mesela İzmit Saat Kulesinde, Çapa tramvay durağında. Boynumuzda hiçbir hatırası olmayan atkılar ile görebilirsiniz buz tutmuş ellerimizi, yalnız usulca oturuyor veyahut dolaşıyoruzdur ellerimiz ceplerimizde ama büyük ihtimalle şiir yazıyoruzdur. Mesela gökyüzüne mesela denize mesela bu dizeleri okuyan bir kadına yazmışızdır. Bilemeyiz, bilemeyiz ne zaman bulabiliriz bizler hayalin ötesinde bir hayat, bilmeyiz ne zaman vazgeçeriz aynaları kırmaktan. Belki de aynalar vazgeçer gerçeği bize yansıtmaktan.
Mustafa onur orhan
YORUMLAR
Dolu dolu bir erkeğin içinde ne bir kızgınlık ne bir kırgınlık olmayan aşka dair naif serzenişi...Oldukça şiirsel anlatılan bu serzenişin, hüzünlü olması da bu şiirselliğindendi sanırım.
Elinize sağlık...
nitemtran tarafından 9/29/2014 11:26:33 PM zamanında düzenlenmiştir.
İnanılmaz tatlı bir yazı.
Ve,
gerçekten etkileyici.
Yav dostum,
şu cümleleri iç içe girmişlikten bir kurtar.
Şöyle bir ferahlasın yazı, gözü-gönlü açılsın.
Boğulmasın okuyucu içinde.
Boğulmasın da,
sevginin bu inanılmaz güzel enginliğinde, dinginliğinde,
alabildiğince kulaç sallasın.
Güzeldi.
Duygular,
gerçekten çok hoş dile getirilmiş.
mustafaonur.orhan
Bir tutam hayat
Cümlelerin ardı ardına, soluk almadan dizilmesi güzeldi.
En azından,
bu uzun cümlelerin arasını aç.
Ne bileyim,
paragraf yap belki.