- 366 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Gerçek bir Müslüman Birliğinin İlk Adımı
Bugün biz Müslümanlar birliğini tamamlayamamış en büyük toplum.Dünya üzerinde çektiğimiz o kadar zulme rağmen birleşmek,birleşip yaralarımızı sarmak,sırtımızı kardeşlerimize dayamak bir hayal..Üzerimize gelen o kadar haçlı ordusuna rağmen birliğimizi bozamamıştı.Moğol istilalı baş üstünde baş,taş üstünde taş bırakmadığında da sımsıkı birbirimize sarılıp birliğimizi korumuştuk.Elbette bu zihindeki niyetin fiziken karşılığıydı.Fakat bugün bu niyetin karşılığını Allah-u Teala neden vermiyor diye düşünenler olabilir?Dünya’nın bin bir türlü yerinde daha ismini yeni öğrendiğimiz “ Moro,Açe,Etiyopya, Myanmar’da ki Müslüman kardeşleriniz zulüm altındayken siz ne yapıyordunuz!? ” diye sorsa Yüce Allah ne diyeceğiz!?Daha Filistin’in,Afganistan’ın,Bosna’nın,Hindistan’ın,Çeçenistan’ın,Irak’ın hesabını soramamışken!Dünyanın gözleri önünde kurumuş ot gibi doğranmışlardı bıçaklarda bir bütün.İşte bu yüzden olabilir mi? ”Komşusu açken,tok yatan bizden değildir.” Diyen Peygamber Efendimiz (s.a.v.)in sünnetini,ona gönderilen Kur’an-ı Kerim’i terk etmemiz olabilir mi?
İçimize öyle ajanlar soktular ki,İngiliz ajanı Lawrance tüm arap lehçelerine hakimdi.Tek sebep bu değildi,Kabetullah’ı yıkmakla Cennet Mekan Fahrettin Paşa’yı,ordusunu tehdit edenler maalesef Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ‘in soyundan gelmekteydi.Bu,bu diye sıralayabileceğimiz bir çok neden var.Ama en temelinde yatan sebep sünneti bırakmamızdır.Kur’an-ı Kerim’in rehberliğini bırakmamızdır.Bunu bırakan Jön Türkler,Genç Osmanlılar,subaylar Müslümanların son gürbüz mücahitlerini balkanlarda şehit ettirdiler.Balkanları iktidar mücadelesi gören bu sözde aydınlarımızın yaptıklarına rağmen bu gürbüz mücahitler Çanakkale’ye kınalarla uğurlandı.Kanının son damlasına kadar,şehitlik mertebesine kadar cihad ettiler.Müslüman birliğinin son devlet,son ordusu tasfiye edilip yok edilince işte bu adını bile bilmediğimiz yerlere gıda,asker maddi ve manevi her türlü yardımı gönderen Osmanlı’mızdan ve şanlı ordusundan bahsediyorum,elbette bunu Stalin’in ordusu sanacaklar var, o kadar cahiller,lanetlenmişler.İşte bu birlik bu yüzden bozuldu.Osmanlı hasta adam ilan edilip,yıkıldı.Çok geçmemişti ki dünya basınında “Dünya yeni bir Osmanlı’ya muhtaç!..” manşetleri atılacaktı.
Bu muhtaç olunan Osmanlı’nın bakiyesi temeli sağlam olarak kurulacak Müslüman Birliği için,dirilme,ayaklanma için hep bir köşede duruyor.Bu bakiye Türkiye’dir.Bu köşede duran bakiyeyi şimdi ot biçerken tozdan korunmak için değil,Allah’ın,Peygamber’imizin (s.a.v.) buyruğu,emri sebebiyle,hassasiyetiyle kapanan anaların evlatları kullanıyor.Ve şimdilerde Müslüman dünyasının tek lider ülkesi olduğumuzu tüm dünyaya gösterdi.Artık dünyanın her köşesinde yavaş yavaş birleşen Müslümanların hatıraları dualara ekleniyor,yavaş yavaş hayat bulup filizleniyor.İnşallah bu dualar kabul olacak ve ilk şükrü Mısır’da olacak.
Ben buna inanmış,dava edinmiş ve amin demiş birisi olarak,dualarımızın kabulünün şükründen sonra Müslüman Birliğinin ilk adımı atılmalıdır.Bu ülkemize,milletimize düşmektedir.Artık bugüne dek kurulmuş birliklerimizin hiç biri çare olamamış,en ihlaslıları bile zulümler karşısında acı çekmiştir.Bu birliklerin en büyüğü ve yüz karası İslam İş Birliği Örgütü olup,düşüncelerimizin haklılığını gösteren en büyük örnektir.
Mısır’ın elinden alınmaya çalışılan demokrasi rayına oturduğunda göreceğiz ki Arap kralları tek tek gidecek.Bu yüzden Mısır’da zulmü yapanda,haksız tarafta aynı.Maşalar aynı,maşaları tutanlar aynı.Bu özgürlük mücadelesinin,demokrasi savaşının,kardeşlerimizin bu mübarek cihadının galibi bellidir.Zaferi pek yakındır.Bu zaferden sonra Müslüman Birliği için atacağımız ilk adım artık bizim anayasa yapmamızdır.Öyle bir anayasa yapmalıyız ki AB standartlarının,BM hukukunun üstünde olmalıdır.Demokrasiyi meydanlarda şehit olarak,gazi olarak kazanan kardeşlerimiz ülkelerini bizim yasalarımızla dizayn etmelidirler.Bugün biliyoruz ki sömürgeciler askeri olarak çekildiği her yere işe yaramaz yasalar ve onların yegane savunucusu olacak azınlık bir grubu iktidar etmiş,elitleştirmiş.İşte bu yıkılan elit saltanatın savunduğu yasalar devam edecek olursa kazanılan demokrasi,demokrasi sosuna batırılmış bu azınlığın iktidarlarını devam ettirecektir.Bunun örneği Mısır darbesidir.Hüsnü Mübarek’in 32 yıllık zulüm yıllarından sonra beraat ettirilmesidir.
Artık uyanmalıyız kardeşlerim,Görmeliyiz artık oynanan oyunları.Bugün Türkiye’nin ayağa kalkması,Mısır’ın ayağa kalkması demektir.Filistin’in,Suriye’nin,Çeçenistan’ın,Bosna’nın adını bilmediğimiz yerlerde yaşayan zulüm gören Müslüman kardeşlerimizin ayağa kalkmasıdır.Bu ayağa kalkışın ilk ve en büyük adımı Davos’ta “One Minute!” ile atıldı.Şimdi sıra ayağa kalktıktan sonra dik durmada.Bugün bunu başaran bir lider ve onu seçimlerde,demokrasinin en çağdaş hali sandıklarda gösteren bir millet var.
Ve bugün,ey Türkiye halkı!.Bugün “Ne olursan ol,yine gel!” diyenlerin bakiyesinde,şanlı ecdadın bakiyesinde yaşayan biz! Her kimsek! Bugün kim olursak olalım haklarımızın,insanca yaşayabilmemizin hukuk kitabı için,onu oluşturan yasaların yapılabilmesi için mücadeleye girmeliyiz.Bugün standart olup,ülkelere dağıtılan yasaların geçerliliği ve sahipleri ne haldeler,tutumları nasıl biliyoruz!İster sosyalist olsun,ister muhafazakar halkımıza bakış açıları nasıl bir görelim artık!Onlar için sadece bir bütünüz ve hepimiz cezamızı çekmeliyiz.Bir sağduyu içerisinde öyle bir anayasa istemeliyiz ki siyasetçilerimizden,devletimizden sözde muasır devletlerin insan onurunun yerlerde sürünen halkları da yasalarımızı genel geçer kabul etmelidir.Bu mücadelemizde zafer insanlığın olacaktır.Ve biz Müslümanların dökülen kanları duracak,uğradığımız zulümler duracak,demokrasi için akıtılan kanlarımız ise asla kurumayacak!Her karışı kanlarımızla ıslanmış tüm İslam topraklarının üzerinde zaferimizi gören Müslüman kardeşlerimizin nişanesi olacaktır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.