- 423 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BAŞBAKAN'A BİR PARMAK BAL
Yine konu Taksim Gezi Parkı olayları…
Çevre duyarlılığı etrafında başlayan gösteriler, zabıtanın çadırları yakması, gazlı, coplu müdahale, provakatörlerin işe karışması, Sayın Başbakan’ın sert ve yanlış anlaşılmaya müsait sözlerle yaptığı açıklamalar ve çığırından çıkarılan, büyütülen olaylar…
O günlerde yazdığımız yazılarda Sayın Başbakan’ın alelacele yaptığı yanlış açıklamaların provakatörlerin işine geldiğini ifade etmiş ve ateşe barut dökmek gibi etki ettiğini yazmıştık. Ayrıca bir diğer yazımızda da, Akparti’li milletvekili ve il başkanlarının istikbal ve ikbal endişesi ile; sadece alkışlamakla yetindiklerini, bu durumun sağlıklı bir durum olmadığını ifade etmiştik.
Sonunda parti içinde bir parmak kalktı. Kütahya Milletvekili Prof. Dr. Sayın İdris Bal’ın parmağı…
Bizim daha ilk günden yapılan yanlışlarla ilgili yaptığımız tespitleri, uzun araştırmalar sonunda bulmuş ve rapor olarak yayınlamış. Yayınlamış ama ikbal ve istikbal korkularını yenememiş olmalı ki, yapılan hataları sadece imalarda bulunarak ortaya koymaya çalışmış.
İşte o imalar ve anlatılmak istenen gerçekler:
Beyoğlu Belediyesi ile ilgili bir konu iken Sayın Başbakan’ın drekt açıklaması ile, Başbakan’ın kendisi ve Hükümet taraf haline geldi, diyor. Yani demek istiyor ki, anlamadan dinlemeden hemen sert üslupla açıklamalar yapılması olayları alevlendirdi. Kendisi hep ben, ben diye olaylara yaklaşıyor. Bu da benzer olayları tırmandırıyor.
Diyor ki, Başbakan yanlış yönlendirildi. Demek istiyor ki, Başbakan kimse ile istişare etmeden, anlamadan, dinlemeden tek adamlık sevdası ile sert açıklamalar yaptı. Evde tuttuğu yüzde ellilerden bahsetti. Bu da provakatörlerin işine geldi, olaylar böylece büyüdü. Dikkat edilsin, Başbakan doğru yaparsa kendi kahramanlığından, yanlış yaparsa, yanlış yönlendirmelerden olduğu söylenecektir.
Olaylar sırasında stratejik hata yapıldı diyor. Yani demek istiyor ki, böyle hassas konular oy arttırmak için kullanılmaya kalkışıldı. Havaalanlarında ve meydanlarda halk ateşli söylemlerle galeyana getirildi ve bu hazır havada seçim startı verildi. Bu strateji yanlıştı, geri tepti. Seçim startı verilmek için yapılan bu mitinglere muhalefet partilerinin de destek vermesi istendi. Vermeyenlere “yazıklar olsun” diyerek yandaşlara yuhalatıldı.
Diyor ki; Sayın Başbakan’ın hatalı tutumları sebebiyle birinci derecede Başbakan, ikinci derecede AK Parti, üçüncü derecede Hükümet, dördüncü derecede ise Devlet sorunun tarafı haline gelmiş ve getirilmiştir. Dolayısıyla krizin ve sorunun büyümesine paralel olarak muhatap olduklarından dolayı hem Sayın Başbakan, hem AK Parti, hem hükümet, hem de devlet yıpratılmıştır.
Bu tespitler Sayın Başbakan’a sunulmuş bir parmak Bal’dır. Bal Hoca bir milletvekilidir. Daha açık üslupla konuşamaz. Ama Hükümet ve Başbakan bu Bal’ı alıp üzerinde çalışma yapacaklarına, hemen reddedip karalamaya kalkışmamalıdır. Nitekim hemen Bal Hoca için kazanlar kurulmaya çalışıldığını basından okuyoruz. Böyle yapılacağına, üzerinde bir güzel çalışıp, hatalarını bulup, kolektif akla geçip, tek adam yönetiminden vazgeçip, gerekli düzeltmeleri yapmalıdırlar.
Sadece Gezi olayları değil, sadece iç politika değil, Türkiye’yi yapayalnız bırakan dış politika hakkında da yeniden şapkayı önlerine koymalı ve hatalardan vazgeçmelidirler. ABD’den, Avrupa’dan, Haçlı’dan, Siyonist’ten asla dost olmayacağını, onların derdinin demokrasi, insan hakları ya da Müslümanların problemi olmadığını, sömürmek, katletmek, tecavüz etmek, yakmak yıkmak için her olayı kullandıklarını görmeli ve rota düzeltmelerini yapmalıdırlar.
Doğru eleştirileri daima kendilerine sunulan bir parmak Bal olarak görmeli ve teşekkürle karşılamalıdırlar.
Hele Sayın Başbakan, anlayıp dinlemeden, o andaki içine doğan duygularla Milli Görüş’ü “Yazıklar olsun!” nidaları altında yuhalatmış olmasından dolayı, nefis muhasebesi yapıp, aynı sözleri aynaya karşı söyleme erdemliliğini göstermelidir.
Bal Hoca bir örnektir. Söyledikleri doğrudur ya da yanlıştır. Önemli olan parmak kaldırıp bir şeyler konuşmuş olmasıdır. Diğer milletvekilleri ve yetkililer de sadece alkışlamak ve parmak kaldırıp indirmek yerine, doğru bildiklerini eğip bükmeden, ikbal ve istikbal endişeleri duymadan, her zaman ortaya koyma veballerinin olduğunu unutmamalıdırlar.
VEBAL
Dedikleri, ima ettikleri ve Bal,
Bilip de sus pus oturanlarda vebal!
Ekrem Şama
[email protected]
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.