- 775 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
BEN KÜÇÜK KIZINIZ EDA.
Lozan Konferansıínın ilk döneminde yapılan görüşmeler sonucu,2ocak1924.Samsun heyetinin birlikteliğinde SELANİK Kavala’dan büyük kurtarıcı ATATÜRKün himayesinde beş yaşlarında menekşe gözlü güzeller güzeli bir muhacır kızı ,anne-baba ve iki kardeşiyle GÜLCEMAL vapurunun zorlu yolculuğundan sonra SAMSUN topraklarına ayak basmışlardı.Herşeylerini Selanik’de bırakan bu güzel aileye bıraktıklarına karşılık Çarşamba ovasının ırmak kenarında eski hamamın yanında bir Rum evine yerleştirilmişlerdi.O dönemden hatırında kalanlar,Samsunda, gerek halk ve gerekse mahalli idareciler tarafından büyük bir sevgi seliyle kucaklandıkarını,bandolar eşliğinde karşılama yapıldığını ve hatta bu gösterişli karşılamadan çok korkarak,"Dayı"m dediği M.Kemal’in kucağında ,bunların rum değil "TÜRK" olduğunu ,buranında ANAVATAN olduğunu öğreniyordu.İlk hamsiyle,karalahana ve mısır unuyla tanışmalarını anlatırdı anılarında .Ve gene anılarında yaşattıkları, rumlardan gördükleri eziyetlerdi.Bunları yaşayan tarihken en büyük hatamız ,çocukları olarak kayda almamış olmamızdı.Zaman zaman o uzun kış gecelerinde anlatırdı bizlere.Her ne kadarda huzur-düzen ve mutlu bir yaşama kavuşmasına rağmen küçücük kalbinde o günleri anarken ,menekşe gözleri harelenir,melodi gibi sesi dalgalanırdı canım anacığımın.Günler ayları,aylar seneleri devşirirken, güzelliği ile dikkat çeken bu muhacir kızı yazgısıyla, örf ve adetleri tamamen farklı bir ağanın gelini olmuştu onbeş yaşlarındayken.Almış olduğu terbiyeyle , ona deliler gibi aşık kocası ve dört çocuğuyla.kocaman bir aileye ayak uydurmuştu küçük gelin.İşte böyle..Yıllar önce hoşgeldin diyen anavatan ,19 Mayıs 2005de gene seni bandolarla ebedi istirahgahına yerleştirdi. Yaz.. Hem yaz, hem ayaz. Hem ayazlı, hem sancılı; hem örselenmiş, hem ötelenmiş; tüm sınırları çizilip, tüm çizgilerin ölümde birleştirildiği an ...Ben küçük kızın.Yılın en acı,en kederli,en sıkıntılı günlerinden biri. Kalemimin gölgesi ne zaman kağıda yaklaşsa yazacaklarım hep kayboluyor.bir çelişkiye düşüyorum;karanlık ve yıldızlar arasında.o zaman karanlığa sığınıyorum olmayışınızla..
Gerçekten çok yorgunum beklemekten. söyleyemediklerim ve hayallerim o kadar çığrından çıktılar ki...Tarih tekerrürden ibaretmiş.Bak gene o tarihe dayandı saatler.Şunun şurasında ne kaldı ,tam şuramda içime çöken hasretinizle..Ben küçük kızınız.Söyleyemediklerimle,yazamadıklarımla..Eminim ki bu koca sevdanın iki çınarı berabersiniz ve beni görüyorsunuz.Başka kaçış noktam yok özlemlerimde . Tarihler susarken ...
Gün ,başka doğdu bu sabah.
Bir başka rüzgar esti bahçemden..
Bir yanda yüreğimde yangınım,
Bir yanda,acılarım ve dostlarım.
Bir yanda semalarda;
Sen ve BABAM.....
Gün başka doğdu bu sabah.
Yıllar ne çabuk geçti,
Ruh nasıl ayrıldı,sessizce bedenden.
Bir çizgi,bir sonsuz ışık,
Unuttuğum şehrin bahçelerinden...
Seslerden-korkulardan
Habersizce,ayrılış böyle hayattan.
Yılllar ne çabuk geçti.
Yıl..
19 eylül seksenyedi...
Yıl..
18 mayıs ikibinbeş...tarihler sussun...
Kolum,kanadım,her şeyim..
Yaradana inanıyorum, anam babam ve ben...
Her an yaklaşıyoruz
Beraberliğe...
Size bu mektubum,
Öpmeye doyamadığım,kokunuza kanamadığım,
Canım anam ,canım babam..
Size bu mektubum..
Ben..küçük kızınız EDA(Aşiyan052).
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.