HERKESİN ATEŞİ YANINDADIR!

• 10 Şubat 2013 Pazar 14:39:05

"İnsanlardan kimi vardır ki, hiçbir bilgisi olmadığı halde Allah hakkında tartışmaya girer ve her azgın şeytanın ardına düşer."Hac:3
"İnsanlardan öylesi de vardır ki, ne bir ilmi, ne bir yol göstericisi, ne de aydınlatıcı bir kitabı olduğu halde kibirlenerek insanları Allah’ın yolundan saptırmak için, Allah hakkında tartışmaya kalkar. Ona dünyada bir rezillik vardır. Ona kıyamet gününde de yangın azabını tattıracağız."Hac:8-9
"(Ona), “İşte bu kendi ellerinin önceden işledikleri yüzündendir. Allah kesinlikle kullara zulmedici değildir” (denir.)"Hac:10
"İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah’a kıyıdan kenardan kulluk eder. Eğer kendisine bir hayır dokunursa gönlü onunla hoş olur. Şayet başına bir kötülük gelirse gerisin geri (küfre) dönüverir. O dünyayı da kaybetmiştir, ahireti de. İşte bu apaçık ziyanın ta kendisidir."Hac:11
Yerlerin ve göklerin Rabbi Yüce yaratıcının bu ayetleri, insanlığın hayata bakış felsefesini net olarak tanımlamaktadır. Bu felsefenin temelinde bilerek hareket etmek vardır.Bilmediğimiz bir hayatı yaşamak sıkıcı olduğu gibi,uzun süre o hayatın zahmetlerine katlanmak çok güç olduğundan, Rabbimiz bize nasıl davranmamız ve hayata bakış açımızı oluştururken nelere dikkat etmemiz gerektiğini anlatmaktadır.Ne yazık ki bu kadar açık beyan olmasına rağmen bizler hiçbir bilgimiz olmadığı halde zan ve tahminlerimizle Allah hakkında tartışarak azgın şeytanın adımlarını izlemekten kendimizi alamayız.Bunun da en önemli sebebi,nefsin kendini kanıtlama yarışına girmiş olmasıdır.Bu yarışan kazananı hiç olmayacağı gibi,tüm tarafları da kaybedenlerden olacaktır.
Kaybeden topluluk arasına katıldığımızı gördüğümüzde de, hemencecik yakınmaya başlarız,Allah neden bize rahmet etmiyor,hani Allah’ın bize yardım edeceğine dair sözü vardı gibi mırıldanmalar alır başını gider.Yeryüzünde pozitif bilimler konusunda biliyorsan konuş,yoksa başımızı boşu boşuna ağrıtma ifadelerini çok duymuşsunuzdur.Ancak Allah hakkında hiçbir bilgimiz olmadığı halde konuşurken,çok rahat hareket ederiz,ya o kadar da değiliz,biz Müslüman çocuğuyuz,bunları elbette biliyoruz gibi kendimizi savunmaya geçer, doğru bilgiler aktardığımızı söyleyerek kendimizi avutma yolunu tercih ederiz.Bu tarz davranışların ne kadar anlamsız ve boş olduğunu yukarıdaki ayette Rabbimiz bizlere açıklamaktadır.Be hey insan ne bir bilgin,ilmin ve aydınlatıcı bir kitabın olmadığı halde mutlaka bu konularda konuşman gerektiğini sana mırıldanan içindeki ses,şeytanın fısıldamasından başka bir şey değildir.Şayet bu uyarılara dikkat etmezsek yakıcı azabın bizleri beklediğini bilmemiz gerekir.Allah kimseye zulmetmez,biz kendi kendimize zulmederek,Allah’ı sorumlu tutup,daha büyük bir küstahlığın içine girmekten çıkmak zorundayız.Yoksa halimiz nice olur.
Ya ölüm var zaman zaman ibadetleri yapalım,camileri boş bırakmayalım,kandil günlerinde insanları hatırlayalım,mesajlar atalım,olur ki,sözü edilen hayatla karşılaşabiliriz dercesine,kıyısından Allah’a ibadet etmeye çalışırız.Yani pragmatik bir anlayış,tüm bünyemizi kemirir.Elimize bir imkan geçti mi,bak demek ki,ben Allah’ın sevgili bir kuluyum diyerek,kendimizi ve yaşamımızı yerlere göklere sığdıramaz hale geliriz.Allah bize bir şeyler verdiği zaman,bu bizim övgü sebebimiz değil,rahmeti indirene şükür ve hamt etme gerekçemiz olmalıdır.Şayet böyle algılamazsak kendi sonumuzu kendimiz hazırlarız,imkanları kaybettiğimiz de de hemencecik yan çizerek Allah’ı unutur,şeytanın adımlarını izleyen bir zavallı olup çıkarız.
Dünyayı da ahireti de kaybetmemenin yolu,kibirden kaçınmak,bilgisizce hareket etmemek,şeytanın adımlarını izlemekten vazgeçmek ve kazandıklarımızdan dolayı Allah’a hamt etmek,kaybettiğimiz zaman da sabır etmesini bilmektir.Bu değerlerin kuşattığı insanlar cehennemden peşinen uzaklaşır,cennete yaklaşırlar.tüm dostlarımızla cennette buluşmak dileğiyle....
10.02.2013
14.00-14.28
Çengelköy/İST
EROL KEKEÇ

Beğen