- 638 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Dilinde aşk vardı / Yüreğinde ihanet -3 Son Nefeste Veda Bölüm-15
Son Nefeste Veda Bölüm-15
Hasan telefonun çalan sesiyle irkildi. Gecenin bu saatinde beklediği bir telefon yoktu. Bir an için açmamayı düşünse de merakına yenilerek masanın üzerinde duran telefonuna uzandı. ‘’ Efendim ‘’ Hasan abi ben Ovacık köyünden Sinan Kambur Sinan beni hatırladın mı? ‘’ Dur be oğlum gecenin bir saati beni uykudan uyandırıyorsun sonrada beni tanıdın mı diyorsun. Tabi tanıdım ama anlamadığım şey beni bu saatte arayacak kadar önemli olan şey nedir? Hem bildiğim kadarıyla senin içeride hapiste olman gerekmez mi?’’ ‘’ Yok be Hasan abi geçen hafta cezam bitti yani dışarıdayım Allah’a şükür ama şimdi bunlara boş ver. Abi çok önemli ölüm kalım meselesi seninle mutlaka yüz yüze görüşmemiz lazım hem de en kısa zamanda. Yarın İzmir’e gelebilir misin abi? ‘’ Madem beni gecenin bu saatinde uykudan uyandıracak kadar önemli yarın sabah beni otobüs garajında bekle ben seni arayıp hangi firma ile geldiğimi bildireceğim. Hadi kardeşim sana iyi geceler. ‘’
Öğlene doğru Otogarda bulunan sabahçı kahvelerinden birinde buluştuk. Benden evvel gelip hemen kapı yanındaki masalardan birinin yanına çekmiş sandalyeyi keyifle sabah çayını içiyordu. Beni görünce kambur haline bakmadan ayağa fırladı. Hemen yan taraftan bir sandalye çekip,
Kambur Sinan:
_ Buyur ağabey önce otur biraz soluklan. Ne içersin? Çay mı? Yoksa köpüklü bir kahve mi?
Hasan:
_ Hiç değişmemişsin be Sinan hep aynısın. Öyleyse bana bir yandan çarklı söyle sade olsun.
Sinan kahveyi söylerken bende iyice yerleştim. Bakalım bu çocuk bana neler anlatacak meraktan çatlamıyorum dersem yalan olur.
Hasan:
_ Eee bu sefer neden içerdeydin bakalım?
Kambur Sinan:
_ Bildiğin gibi değil ağabey bir iftiraya uğradım boşu boşuna dört senem kodeste geçti. Sonradan suçsuzluğum anlaşıldı beni salıverdiler.
Hasan :
_ Biz öyle duymadık ama hadi dediğin gibi olsun. Anlat bakalım çok önemli konu neymiş bir de biz duyalım.
Kambur Sinan:
_Neyse ağabey kendi dertlerimle başını şişirmeyeyim. Ben salıverilmeden birkaç hafta evvel Ekrem diye birini getirdiler kovuşa. Ben kendisi ile ilk defa karşılaşmama rağmen Ekrem bu koğuşun gediklisi imiş. Hemen etrafına çapulcuları toplanı verdiler. Baştan ilgilenmedim. Ama ortada dolanan bazı isimler dikkatimi çekince pür dikkat kesildim. Ortada dolaşan bu isimlerden biride Cevat Kartal idi. Benim tanıdığım bir tek Cevat Kartal vardı o da senin İstanbul’daki kardeşin Cevat. Peki, ağabey Emir Dağlı ismi sende bir çağrışım yapıyor mu?
Hasan:
_ Emir Dağlı babamın İstanbul’daki kuzeni. Yani bizimkilerin başı dertte. Daha başka ne öğrenebildin.
Kambur Sinan:
_ Ağabey kısaca adamın ayağına çelmeyi takmışlar ve farkında olmadan kurulan tezgâhı bozmuşlar benim verebileceğim haber bu kadar gerisi sana kalmış. Önemli bir ipucu vereyim işin içinde Çağınlar holding var Yanlış duymadıysam Holdingin başındaki kızla Cevat’ın duygusal bir ilişkileri varmış buda Ekrem’i çileden çıkarmış.
Hasan:
_ Şimdi iyi düşün ve hatırlamaya çalış bana birkaç isim daha ver önemli olsun olmasın.
Kambur Sinan:
_ Dur bakayım Bir kadın ismi geçti sekreter miymiş neymiş. Hah şimdi aklıma geldi Seval Hanım. Bir de Ekrem’le görüşmeye gelen Tilki selim Diye biri benden bu kadar Hasan ağabey.
Hasan:
_ Daha yeni başlıyoruz aslanım şimdi sen benim yanımda mısın değil misin?
Kambur Sinan:
_ Buda sorulur mu ağabey sen olursunda ben olmam. Sonuna kadar varım.
Hasan:
_ o zaman beni dikkatli dinle. Önce Tilki Selimin izini sür ve ona yaklaşmaya çalış bunu yapabilir misin?
Kambur Sinan:
_ Oldu bil ağabey bizim de kendimize göre bir çevremiz var.
Hasan :
_ o zaman onu bul güvenini sağla ve beni ara Hadi aslanım göreyim seni. Paraya ihtiyacın olursa bana gel nerede bulacağını biliyorsun.
Kambur Sinan:
_ şimdilik ihtiyacım yok sağ ol ağabey ben yavaş yavaş kaybolayım. Ha çayları masadan son kalkan öder.
Hasan :
_ Kaybol ben öderim.
Bende kalkayım yavaş yavaş Çağınlar holding artık seninle de tanışma vakti geldi
Kahveden çıkıp yolun karşısındaki taksi durağına kadar yürüdüm. Adresi şoföre uzatıp’’ hadi arkadaş beni şu adrese götürüver’’ dedim. Şoför yüzüme bakıp ‘’ İş mi arıyorsun arkadaş’’ dedi. ‘’Buraya yakın mı arkadaş?
Şoför:
_Yok be arkadaş sana bayağı tuzluya patlayacak.
Hasan:
_ Olsun gitmeme değecek arkadaş sen devam et.
Tuğrul Ahmet Pekel/ Temmuz 2012
www.tugrulpekel.tk
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.