- 742 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Çenesi Düşük , Mühür Dergisi s.44
Çenesi Düşük
Çok konuştuğu söylenirdi. Kızardı. Oysa, toplu taşıma araçlarında susar, dışarıyı seyrederdi genellikle. Sorulara başıyla yanıt verirdi, kısa ve kesin. Ha! Zaman zaman yolda karşılaştığı yabancı biri ona selam verdiğinde, en az yarım saat hayat hikayesini anlattığı olmuştur. Selamını alıp onu dinleyen çoğu kişinin aynı tuzağa düşmemesi için yolunu değiştirdiklerine de tanık olmuştur. Yaş ilerledi. On sekizinden gün kaybetmeye başladı. On sekizimden gün almıyorum deyip de ona diş bileyenlere inat bu taktiği uyguluyordu son zamanlarda.
Sabah sularıydı. Kolundaki alçı çıkmış, biraz rahatlamıştı. İzmir’e gitmek için otobüse bindi. İrice bir yolcunun yanı boştu. Otobüs sarstığı için koltuğa zor oturdu. Az daha düşüyordu. Adam pencere kenarına oturması için kalkıp ona yer verdi. Teşekkür etti. “Kolunun yeni alçıdan çıktığını, onun için rahat hareket edemediğini” söyledi. Adam başladı sorup soruşturmaya. Kırık çıkık edebiyatı konularıydı artık. Edebiyat deyince tabi kolunun nasıl kırıldığını anlatmaya başladı. Edebiyattan girip spordan çıktı. O da koşucu arkadaşından dem vurdu. Durur mu? Geçliğinde katıldığı bin metrelik Atatürk Koşusu’nu anlattı. İlk metrelerde birinci sırada koştuğunu, yarış bittiğinde sondan ikinci geldiğini söyledi. İyi bir koşucuydu ama “Ah! Sabahleyin kahvaltı etmemiş olsaydı dereceye girerdim.” diye de savunmasını yaptı. Adam arkadaşının içkisinden bahsetti. O da bir zamanlar yirmi dört saat içtiğini, piposunu da ağzından düşürmediğini söyledi. “Hatta yürüyüş yaparken bile pipo ağzımdaydı” dedi. Ama şimdi her ikisini de bırakmak zorunda kaldığını, kalbinde stent olduğunu araya sıkıştırdı. “Eskiden böyle miydim diyerek de” hayıflandı. Adam ona arkadaşlarının koşudaki uluslar arası derecelerinden söz açtı ve isimlerini saydığı sporcuları tanıyıp tanımadığını sordu. O da ona güreşçi olduğunu, ağır siklette Avrupa ve Olimpiyat Şampiyonu Hamit Kaplan’ı tanıyıp tanımadığını sordu. Rahmetli Hamit Kaplan’la güreştiğini ve bunu şiirsel bir dille öyküleştirdiğini de söyledi. Hatta bu öyküyü okuyanların ona “Kimin kazandığını sordukları çok olmuştur.” dedi. Tabi hince gülüşü bu sorunun bir nevi açık yanıtıydı. O olsa olsa atmış kiloydu o zamanlar. Ayrıca üniversite tahsili için Avusturya’ya gittiğinde, ilk işi bir güreş kulübüne uğramak olmuştu. Türk olduğunu öğrenince onu kulübe kabul ettiler. Mindere çıkıp güreş tuttu. Rakibi ondan daha kilolu olmasına rağmen ilk bir iki dakika üstünlüğü sağladı. Sonra alta düştü. Nefesi de kalmamıştı. “Bir dakika, çişim geldi.” deyip soyunma odasına gitti. Gidiş o gidiş… O anlatıyoru adam dinliyor. Biraz soluklanmak için sustu. Adam hemen araya girip başladı konuşmaya. Milli piyangocuymuş. Evliymiş. Okumasını da severmiş. Rus klasiklerinden okuduğu bazı romanların ad ve yazarlarını söyledi. Oturduğu yeri, aile durumumu sordu. O da yakında bir yerde oturuyormuş. Karısını alıp onu ziyarete gelmek istediğini söylediğinde “Olmaz” dedi.”Ben yalnızlığı seviyorum. Hanımım bile haftanın belli zamanlarında bana gelir. yemeğimi pişirir.” diye de ilave etti. “Ben yalnızlığımı” dedi “yazdıklarım ve içimdeki kalabalığımla paylaşırım…” Üzüldüğünü görünce de yanındaki şiir kitabımdan bir tanesini imzalayıp kendisine verdi. Vedalaşıp bir durak önceden indi. İnmeden önce adam ona belediyenin önünde bilet sattığını, vakti olursa çaya beklediğini söyledi…
Yol boyunca kendisine. “Acaba ben çok mu konuşuyorum?” diye sordu. Yok yok bu olasılık çok düşüktü!… Evet çok düşük!..
Tam polislerin yanından geçerken tırstı. Zaman öyle değişmişti ki “Sesli düşünüyorum öyleyse varım”’ ı, “Burası vatanım, susuyorum öyleyse varım” ‘a değiştirmişti. Polis bu! Hepsi birer telebeyin onun için. Belki de otobüste yanına oturduğu kişi sivil bir polisti, niye olmasın? Onu sakıncalı bulmuş, ihbar etmiş de olabilirdi. Ayrıca gizli tanık modası, soruşturma açılması ve tutuklanması için yeterli sebeplerden biriydi. Polis onu yakalayıp karakola çekmeden, hemen sıvıştı oradan. Bu sefer de, çok mu sessiz düşünüyorum sorusuna yanıt araya araya!...
M.Mazhar Alphan
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.