ÇOK ZAMAN SONRA BİR ANKANIN GÖZYAŞI.
yazmak için eğildim kalemin üzerine bilinmezliğin bu suresinde.kelimelerin labirent odalarında başkaldırılarım çıkmaz sokaklar ile sonlanıp,soluksuz kıvılcımların maruziyetinde kalıyordu.soğuk topraklar üzerinde mahsum bir gözyaşının hıçkırıkları vardı.sevda yüklü katarların yolunu kaybetmesinden ibaretti çölün sessizliği.aşk herzamanki üçgeninde çapraz ateşe verilmişti.seven,sevilen,sevilmeyen…
birtakım beklentilerin içerisinde çözüm limanlarına tökezleyen zanatkarların işiydi bu.
ulaşılmasına ramak kalmasına karşın, kaşı göz sanıp bütün duyguları körelten,sonrasında hatasını kabullenmiş çocuğun adabnıda durumun bitmesi için avuçlarını tanrının kalbine koymasını bilen mahsumiyetin ileri gelenlerindendim.çok zaman sonra tanışmışlığım vardı bu durum ile.önceden geçtiğim yolları şimdilerde yoklamalıydım. derler ya geçmişini bilmeyenin geleceği olmaz diye .belki sözden ibaretti benimkiside ama bir eylemin olgusuydu işte…poşusu darman duman olmuştu yüreğimin, soğukluk ilkesinin damara kadar inmesinden ibaretti bu durum.aşk kavuruyordu yanaklarım kızarıktı.
çok zaman sonra alevlendi bu gözyaşı .zannedersin ki kayyum edilmişti aşıkların ülkesine,seni düşürmeye çalışan kolluk kuvvetiydi diye düşünürsün.gözlerin ahkeminde kalmış yüce bir ankayı gözden kaybederek.çok zaman sonra bir ankanın gözyaşıydı dökülen. kimsesizliğin adresinde yalnızlığın bağışlanması gibiydi aşk.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.