- 821 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
1.ULUSLARARASI ÂŞIK PAŞA ŞİİR ŞÖLENİ'NİN ARDINDAN
Gönülden gönüle ırmaklar akar
Sevda ile, dua ile, aşk ile
Hakk sîmaya değil, sîneye bakar
Kul yücelir yürek denen köşk ile
Bu dörtlük, yüreğimden kalemime düştüğü gün Kırşehir’in medar-ı iftiharı Neşet Usta’yı mahşeri bir kalabalığın ortasında toprağa veriyorduk. Kendimce şu kanaate varmıştım o manzara karşısında. Ne zenginlik, ne şöhretti yüzlerce insanı Bozkır’a sürükleyen. Yürekti sadece, o engin yürek. Ve diğer yüreklerde ölümsüzleştiren.
Geçmişe şöyle bir göz attığımızda insanlık adına düzgün düşünen,hiçlik makamına göz koyan bir kulun hakkını ne Allah ne de diğer kullar yiyor. 800 yıl önce yaşamış da olsa hatırlanıyor, izini kapattırmıyor. Mevlanalar, Yunuslar, Hacı Bektaş-ı Veliler, Âşık Paşalar, Ahi Evran-ı Veliler ve daha niceleri bunlardan sadece bir kaçı...
Adını kendimce / Kutlu Diyar / koyduğum, Anadolu’nun ortasındaki bu şirin kent 13-14. yüzyılda olduğu gibi yine sesini duyuracak ve hakettiği konuma gelecektir bir gün inşallah!. Tüm çabalarımız bu doğrultuda.
Üç yıl önce Kırşehir Valiliğinin, Kırşehir Belediyesinin tam desteğini alarak başlattığımız ÂŞIK PAŞA ULUSAL ŞİİR ŞÖLENİ’ni bu yıl biraz daha geliştirerek Sn. Valimizin de isteği üzerine Uluslararası boyuta taşıdık.
Âşık Paşa Türk Dünyası için de önemli bir şahsiyetti. Yeteri kadar tanınmıyorsa suçu kendimizde aramalıydık biraz da. Makedonya’dan şölenimize katılan 81 yaşındaki İlhami Emin Hoca’nın her fırsatta tekrarladığı sözlerini unutmama imkân yok. " ÂŞIK PAŞA ismine, yıllar önce okuduğum bir kitapta rastlamıştım, ama şimdi hakkında çok şey öğrenmiş olarak döneceğim, ve nefesimin yettiği kadar anlatacağım" diyordu...
ÂŞIK PAŞA ve Kırşehir’in tanıtılması ve de has şiirin anlaşılmasını hedeflediğim 2010 yılındaki ilk şölenin o tatlı heyecanı yine oturmuştu yüreğime.
Şölenin her türlü hazırlığını tamamladık artık konukları bekleyebiliriz dediğimde bir telefonla allak bullak oluyorum. Kazakistan’tan İmdat Avşar telefonun diğer ucundaki ses: " Hocanım, Azerbaycan’dan gelecek olan konuklarınız bana ulaştılar şimdi, işlemlerini yetiştirememişler, uçak havalanmış"
Böyle bir şey nasıl olur, diğerleri binmiş midir diyorum... Yapacak bir şey yok sanırım bu saatten sonra, tüm dövünmelerim boşa gidiyor. Ertesi gün aynı biletle gelebilirler mi acaba diye T.H.Y bürosunun yolunu tutuyoruz. Yeniden bilet kesmem lazım diyor. Onu yapmamıza imkan yok.Perişan bir vaziyette yanımda eşim otele yöneliyorum, ilk konuğumuza hoş geldin demek için. Prof.Dr. Kemal YAVUZ Hoca ile tanışıyoruz otelin restorant bölümünde. Tanışma ve kısa bir sohbetin ardından müsaade istiyoruz.
Evde sıkıntılı geçen dakikalara kör şeytan yenilerini ekliyor ve sabaha kadar gözümü kırpmıyorum. Derneğimiz üyelerinden İsa Erdoğan ve İbrahim Düğer arkadaşlarımız Kayseri yolundalar. Makedonya’dan gelecek konuklarımız alınacak sabaha karşı. Ya onlar da gelemezse endişesi. Saat 3’ü 10 dakika geçe arıyorum. " Aldık konuklarımızı, birazdan hareket ederiz " diyor İbrahim Bey. Rahatlıyorum. Diğerleri için de kendimi teselliye çalışıyorum.
Kaza bela olmadı ya, kısmetleri yokmuş demek ki, diyorum... Felç olmaktan korkuyorum bir an,başıma, ayaklarıma bir şeyler oluyor...
Sabah 8.30 gibi otelin yolunu tutuyoruz yine. Bekleme salonunda Makedonya’dan gelen seksenlik çınar İlhami EMİN ve sevecen bakışlarıyla Bennu MUSLİ, Bandırma’dan gelen ama bu şehrin evladı Gültekin ÖZCAN ile tanışıyoruz. Telefonlar gelmeye başlıyor peş peşe heyecanlı koşuşturma başlıyor. Aralıklarla yolcularımızı alıyoruz.Tekirdağ’dan
Yıldız TOKSÖZ, Antalya’dan Mustafa Ceylan ve eşi, Çorum’dan Elvan Çelebi Kasabası’nın Belediye Başkanı Hamdi Özseçer, Rıfat Kurtoğlu ve eşi odalarına yerleşiyorlar. İstanbul’dan İhsan Tevfik Kırca’nın da ilimize geldiğini öğreniyorum. Ankara’dan gelecek olan konuk şairler ve ozanlar da gece yola çıkıp sabaha karşı ilimizde olacaklar.
23 Kasım cuma günü saat 15.00’te panelimiz başlıyor. İLESAM Üniversite Temsilcimiz Prof.Dr. M.Fatih KÖKSAL ve İstanbul üniversitesi’nden Prof.Dr. Kemal YAVUZ Hoca’nın verdiği bilgilerle ÂŞIK PAŞA’nın bilmediğimiz yönlerini öğreniyoruz. Sadece GARİB-NAME eserinde 500 farklı konuyu ele aldığını yeni duyuyoruz. Ahi Üniversitesi’nden Doç.Dr. Selahaddin BEKKİ’nin yönettiği paneli çok sayıda üniversite öğrencisi, konuklarımız ve Kırşehir halkı izliyor.
Panel’in sonunda akşam yemeği için Kırşehir Belediyesi Sosyal Tesisleri’ne geçiyoruz. Yemekten sonra geç vakitlere kadar ozanlar, şairler paylaşımlarda bulunuyor. Yürüyen ansiklopedi İlhami EMİN Hoca’yı dinliyoruz, bıkmamacasına. Bir ara, yoruldunuz hocam diyorum, biraz dinlendirelim... 81 lik koca çınara ters geliyor bu teklifim. " Yorulmak mı?... Şimdi bir koşu yapsak hepinizi geçerim, ben buraya kadar gelmişim, söyleyecek çok şeyim var" Hepimiz susuyoruz. Ve ben şuna inanıyorum artık: /Yaşlılık kişiye özel bir şey.../
Geç vakitlere kadar her dakikasını şiir, türkü ve İlhami Hoca’nın güzel sohbeti ile doldurduğumuz geceyi sonlandırarak konuklarımızı otele bırakıyoruz, bizler de evlerimize.
Ertesi sabah kahvaltıdan sonra Kaman gezimiz var sırada. Saat 09.00’da otobüste yerlerimizi alıyoruz ve kazasız belasız Çağırkan Kasabası’na varıyoruz.
Derneğimiz üyelerinden Eğitimci- yazar Mümtaz Boyacıoğlu bizi karşılıyor. Kısa bir hoşgeldin konuşmasından sonra meraklı bakışlar altında Kalehöyük Arkeoloji Müzesi geziliyor. Sonra Japon Bahçesi, ardından Abdallar Derneği’nde davullu zurnalı karşılama konuklarımızı mest ediyor. Mümtaz Hoca’nın Abdallar hakkında verdiği kısa bilgiden sonra Dadaloğlu Anıtı’nı ziyaret ediyoruz. Akabinde merkeze inip Kaman’nın yerli pazarına uğruyoruz. Ceviz alan arkadaşlarımız oluyor. Tekrar otobüsümüze binerek öğlen yemeğini yiyeceğimiz okula ulaşıyoruz. Sıcacık ev yemekleri ile içimiz ısınıyor. Emeği geçenlere teşekkür edip Kırşehir’e doğru yöneliyoruz.
Yine bol sohbetli bir yolculuğun ardından, aynı zamanda yolumuzun da üzerinde olan Şölenimize ismini koyduğumuz, Türk Dilinin gelişmesi ve yayılmasında büyük hizmetleri bulunan, bu uğurda ölümsüz eserler yazan ilk Türkçeci şairlerimizden Âşık Paşa’mızın türbesine ulaşıyoruz.
(1272-1333) Dualar gönderiyoruz, resimler çektiriyoruz.
Şehrimize gelen şair grubunun da Neşet Usta’ya olan hayranlığını bildiğimiz için mezar ziyaretini de gezi programımıza alıyoruz. Ardından nilüferleriyle ünlü Hılla Parkında bol bol resim çektirecek bir mekâna kavuşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. İlk iki yıldır elinde olmayan nedenlerle aramızda bulunamayan başkanımızla geçen yıllara inat tesadüfen karşılaşıyoruz, konuklarımızı tanıtıyorum. Türkiye’nin en genç Belediye Başkanını tanımaktan onlar da çok mutlu oluyorlar.
Sırada CACABEY Gökbilim Medresesi var. İlhami EMİN Hoca’nın davetime verdiği cevap geliyor aklıma " Pekin’den önce, adına Gökbilim Medresesi kurulan CACABEY’İN diyarına, Kırşehir’e gelmek istemez miyim, ancak benim zavallı emekli maaşım otobüs biletine bile yetmez, bu nedenle gelemem"
Kırşehir’deki en önemli tarihi yapılardan biri de CACABEY GÖKBİLİM MEDRESESİ’dir. 1272 yılında dönemin Kırşehir Valisi Nureddin Cibril bin Cacabey tarafından matematik, fen astronomi eğitimi verilen bir medrese olarak yaptırılmıştır. Astronomi eğitimi veren ilk ve en önemli merkezlerden biridir.
Günümüzde cami olarak kullanılan medresenin üç ayrı yerinde rokete benzeyen sütunlarla dikkat çekmektedir.
Akşam saatleri yaklaştıkça heyecanımız da artıyor. Konuklarımızı giyinmeleri için otele bırakıyoruz ardından akşam yemeği için Kırşehir Belediyesi Sosyal Tesisleri’ne hareket ve akabinde Kültür Merkezi Konferans Salonu.
Akşam yemeğinde Belediye Başkanımız Sn.Yaşar Bahçeci bizleri yalnız bırakmıyor. Kendisine ne kadar teşekkür etsem azdır. Çok yoğun günler geçirdiğini Kırşehir’e yaptığı hizmetlerden anlamak mümkün.
Salona geçtiğimizde ayrılan yerlerimize oturuyoruz. Salon hıncahınç dolu yine. Ve şölenimize her yıl damga vuran o eşsiz İSTİKLÂL MARŞI... Polis Meslek Yüksek Okulu Öğrencileri duyarlı yürekleri ile bir kez daha hakettikleri övgüyü alkışlarla alıyorlar. Derneğimiz üyelerinden sunucumuz Sait SARGIN okuduğu Âşık Paşa şiiriyle geceyi başlatıyor.
Açılış konuşmasının ardından yapılan protokol konuşmaları bölümünde Sn. Valimiz Özdemir ÇAKACAK, Sn. Milletvekilimiz Abdullah ÇALIŞKAN ve Belediye Başkanı’mız Sn. Yaşar BAHÇECİ yaptıkları önemli açıklamalarla izleyiciler tarafından büyük alkış alıyorlar. Mülki erkânın da bu etkinliğe verdikleri önem, farklı illerden gelen konukların belleğinde, gösterilecek örnekler arasında yerini alırken bizlere de sonsuz bir mutluluk yaşatıyor, güç veriyor.
Sn. Valimizin çektiği ilk kura ile şiir dinletisine geçiyoruz.
Biribirinden değerli şairlerimiz kura ile gelip şiirlerini paylaşıyorlar. Biyografilerini üç beş satıra indirdiğimiz, yıllarını Edebiyata vermiş, sayısız başarılara imza atmış bu insanları tam anlatmaya kalksam sayfalar dolar. Ben sadece alfabetik sıraya göre isimlerini sıralamak istiyorum.
Abdullah SATOĞLU( Ankara) Abdullah GÜNDÜZ( Ankara /T.H.M) Adnan TORUN( Kırşehir/T.H.M) Doç.Dr.Ahmet Tevfik OZAN (Elazığ) Ali AYDEMİR( Kırşehir) Bennu MUSLİ ( Makedonya) Celaleddin TOKMAK ( Sivas) Cemile YÜCEL ( Ankara T.H.M) Gültekin ÖZCAN (Bandırma) Göksel KARA (Manisa) İbrahim DÜĞER(Kırşehir) İhsan Tevfik KIRCA (İstanbul) İlhami EMİN ( Makedonya) Hamdi ÖZSEÇER (Çorum) Haydar AKDOĞAN ( Kırşehir T.H.M ) Hikmet ŞENTÜRK ( Kırşehir T.H.M ) Mustafa CEYLAN ( Antalya) Resmiye EKİNCİ ( Artvin) Rıfat KURTOĞLU ( Çorum) Veysel TURGUT ( Kırşehir) Yıldız TOKSÖZ (Tekirdağ)
Gecemize katılarak hepimizi mutlu eden milletvekilimiz Sn. Abdullah ÇALIŞKAN’nın kendi sesinden dinlediğimiz KIRŞEHİR şiiri videosu da şölenimize ayrı bir renk katıyor.
Katılım belgelerinin verilmesinin ardından topluca çekilen resimden sonra gece sonlandırılıyor.
Serbest zaman dediğimiz şölen sonrası derneğimiz üyelerinden bir grup arkadaşımızın yaptığı ikramlar eşliğinde sıcak çaylar yudumlanıyor, gecede görevi olmayan arkadaşlarımız şiirlerini paylaşıyor ve geç vakitlere kadar sazımız, sözümüz devam ediyor.
Ertesi gün kahvaltıdan hemen sonra derneğimiz üyelerinden İbrahim ÖZDEMİR’in botanik Bahçesi, Antika eşya müzesi, koleksiyonları görülmek üzere İspir villaya gidiyoruz. İki tok gönüllü insan sundukları yöresel lezzetlerle Türk misafirperverliğinin en güzel örneğini gösteriyorlar. Zamanla yarışıyoruz âdeta. Sırada Seyfe Gölü Flamingo Cenneti ve MALYA gezimiz var. Ellerimizde aşure kaseleri, gül şerbeti bardakları olduğu halde müze ve koleksiyonların bulunduğu odalar meraklı bakışlarla inceleniyor.
Doğa dostu Ömer ÇETİNER’i de otobüsümüze alarak hareket ediyoruz. Yol boyu bize kuşlar hakkında bilgiler veriyor, bu tutkunun nasıl başladığından söz ediyor.
Gölü uzaktan izleyip Malya Tarım İşletmesi’ne doğru yol alıyoruz. Personelden bir kaç görevli bizleri kapıda karşılıyor. Daha sonra Çiftlik müdürü Sn. Mustafa GÜNCAN ve müdür yardımcısı eşleriyle aramıza katılıyor. Kısa bir teşekkür konuşmasının ardından geçen yıldan sözümüz vardı sizlere, isteyin şimdi isteklerinizi diyorum. Sağolsunlar Abdullah GÜNDÜZ ve Cemile YÜCEL istekler doğrultusunda Neşet ERTAŞ’tan bozlaklar okuyorlar. Jest olsun düşüncesiyle olacak Balkanlardan bir türkü girince sıraya İlhami EMİN Hoca’mız gözyaşlarına boğuluyor. Karşıdan onu gören Abdullah GÜNDÜZ başlıyor ağlamaya ve türküyü bitiremiyor. Hepimiz kötü oluyoruz. İl dışından gelen konuklarımıza yer vererek mini bir şiir dinletisi de orada gerçekleştiriyoruz. Prof.Dr. Kemal Yavuz Hoca’mızın da harika şiirlerinin olduğunu orada farkediyoruz.
Neşeli geçen bir öğle yemeğinin ardından SEYFE KONUKEVİ’ni gezdiriyorlar, resimler çekiliyor. Teşekkür ederek vedalaşıyoruz. Yurt içinden katılan konuklar uğurlanıyor.
En son yurt dışı konuklarımızı da pazartesi sabaha karşı saat 04.00 te uçağa bindiriyoruz.
Hüznüyle, sevinciyle, üzüntüsüyle bir ÂŞIK PAŞA ŞÖLENİ’ni daha noktalıyoruz.
Desteği ile hep yanımızda olan, şölen tarihine son noktayı koyarak İlk Türkçecimizi 24 Kasım Öğretmenler Gününde anmamıza vesile olan, ve bu yıl Uluslararası boyuta taşınmasında büyük katkı sağlayan Kırşehir Valimiz Sn. Özdemir ÇAKACAK’a, Şölenimize üç yıldan beri maddi ve manevi ne gerekiyorsa esirgemeyen Belediye Başkanımız Sn. Yaşar BAHÇECİ’ye, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sn. Müfit GÖÇEN’e, KESOB başkanı Sn.Bahameddin ÖZTÜRK’e, şölen boyunca yanımızda yer alan Kültür Müd. Yrd. Eyüp Temur ve personeline, Şölenimizin birinci gününü üstlenen İLESAM Ünv. Temsilcisi aynı zamanda derneğimiz üyelerinden Prof.Dr. Sn. M.Fatih KÖKSAL’a,ilk iki yıl olduğu gibi bu yılda Kaman gezimizi başarıyla tamamlayan eğitimci, yazar Mümtaz BOYACIOĞLU’na
Malya Tarım İşletmesi Müdürü ve güler yüzlü personeline. Yukarıda isimlerini saydığım uzak yakın demeden davetimize icabet eden şölenimize renk katan tüm şair dostlarıma ve ozanlarımıza, salonu dolduran saygıdeğer Kırşehir Halkına,benimle birlikte son bir haftayı koşturarak geçiren derneğimiz üyelerinden İbrahim DÜĞER ve İsa ERDOĞAN’a, ilerlemiş yaşına rağmen kapılarını ardına kadar açarak konuklarımıza unutulmaz anlar yaşatan İbrahim ÖZDEMİR ve değerli eşine, çay saatı ikramlarımızı hazırlayan derneğimiz üyelerinden Feride TAŞKOPARAN’a, İdris ALTUNER’e, hem renki sunumu ve geceye katkısıyla yanımızda olan Sait SARGIN’a ve Ediz Ahmet YILMAZ’a, Emeklerini esirgemeyen CİNGÖZ HOTEL’in hoşgörülü müdürüne ve fedakâr personeline bir kez daha sonsuz teşekkürlerimi saygılarımı sunuyorum. Bu şölende emeği geçip de ismini unuttuklarımın da affına sığınarak yeni bir şölende buluşmak ümidiyle GÜZELLİKLER DİLİYORUM TÜM YÜREKLERE.
Zübeyde GÖKBULUT
KIYŞAD Bşk. İLESAM Kırşehir Tmsl.
YORUMLAR
Sabah kahvaltısı sonrası çayımı yudumlarken öyle bir yazı okutturdun bana ki; yarım fincan bardak kalan çayım buz gibi oldu... gerçekten de öyle.
Bütün bu yorgunluğunuzu üzerinizden atmadan yazdığınız bu belgeseli okumak bile yorucu; ya, bunları yaşayanın sağlığından ettiği fedâkârlığı anlayabilmekte zorlandım; yazınızı okurken arada aklıma gelen:Sanatçı Esin Afşar'a lâyık görülen "Devlet Sanatçılığı"nı Size lâyık görmem oldu.
Bu memleket, Siz gibi İNSANLARIN Gayretleri ile ve sıhhatle ayakta duruyor ve duracağına inanıyorum... iyiler, hiç bitmeyecek...
Bunca emeğe karşı kazancınızı; O Yüce, Mânevî kazancınızı kıskanıyorum!.
Ne mutlu bana, Siz gibi Gönül Dostlarım; Şair Dostlarım var... her vakit söylerim: Gizli zenginim ben...
Sağlıkla kalınız, Şiirle ve Şair Gönlünüzle kalınız.
En derin hürmedlerimle Efendim...
Atatürk'ün Annesi Adaşına, Selâmımı gönderdim.
kadiryeter Kadir Yeter.
06.12.2012- TRABZON.
w.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=108175
Zübeyde Gökbulut
kadiryeter
Değerli yazınızın 4 sayfalık yazıcı çıktısını aldım; arşivime ekledim... Sağolun.
kadiryeter Kadir Yeter.
06.12.2012- TRABZON.
w.edebiyatdefteri.com/yazioku.asp?id=108175
Zübeyde Gökbulut
kadiryeter
Yazınızın yayınlandığı Sitemizde bu günün sözü(06.12.2012):
"Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. Walter SCOTT "
Ne Mutlu Size ki; O rûhu yaşayanlardan ve yaşatanlardansınız... Ne Mutlu...
kadiryeter
Zübeyde Gökbulut
Zübeyde Gökbulut
Saygılar, selâmlar gönderdim
Bu gibi kültürel etkinliklerin dostluğa, dostça paylaşımlara ve edebiyata katkısı kadar, diğer ortak paydalarda da insanların buluşmasına, kaynaşmasına katkı sağladığını biliyoruz! Bu nedenle, bu gibi uluslararası nitelikteki etkinliklerin çoğunluğunca desteklenmesinden yanayım!
Bu başarılı organizasyona imza atan, başta öğretmen-şair dostumuz, Sayın Zübeyde GÖKBULUT olmak üzere; emeği geçen bütün değerlerimizi kutluyor, başarılarının devamını diliyorum!
Zübeyde Gökbulut
CEYLAN HOCA'NIN ARABA İLE GELDİĞİNİ BİLSEYDİM SENİ DE ÇAĞIRIRDIM BU YIL.
BİR DE AYNI İLDEN ARKADAŞLARI ÇAĞIRIRSAM YENİ DOSTLUKLAR KURULMAZ DİYE DÜŞÜNÜYORUM. HERKES KENDİ ARKADAŞIYLA OTURUR KALKAR, SOHBET EDER.
GÜÇLÜ KALEMLERİ FARKLI YILLARA SERPİŞTİREREK ÇAĞIRMAYI UYGUN BULUYORUM. DENGELEME ADINA
SİZİN GİBİ ŞİİRE EMEK VEREN, GÖNÜL VEREN HERKES BU KÜLTÜR ZENGİNİ ŞEHRİ MUTLAKA GÖRECEK İNŞALLAH!
SELAM VE SEVGİLERİMİ GÖNDERDİM GÜL YÜREĞİNE