...ÖYLESİNE BİR YAZI İŞTE .................
Yorgunluktan zonklayan ayaklarını buz gibi karın üzerine koyduğunda ki ürperti ve yüreğinde bıraktığı ılık bir huzur gibiydi hayatımızdaki yaşadıklarımız, yani öylesine yorgun olmamıza rağmen bu yorgunluğumuz atmak için bulduğumuz fırsatları değerlendirmek gibi mesala kimimiz ufak bir rakı masası, kimimiz sıcak çay eşliğinde yapılan sohbet, yada arkadaşlarla toplanılan güzel bir gün gibi ama her güzel şeyin bittiği gibi bunlarında sonu gelince akşam olup karanlık odada hayatın verdiği yorgunluk ve acılarla kaçan uykumuzu bulmak için tavanda aradığımız kocaman boşluklarla baş başa kalınca işte o zaman anlıyorsunki hayat sadece yorgunluklar ve yalnızlıklardan ibaretmiş , çocukken nefes nefese kalarak koşup geleceğimiz yerin bu olacağını bilseydik belkide büyümemek için elimizden geleni yapardık, yada büyümek için bukadar acele etmez, yaşımızın verdiği güzellikleri yaşardık, ama hayat öyle düzenmaz ki hiç birşeyin zamanında yaşanması için fırsat vermiyor, yani tam hayallerime ulaştım derken ya hayallerinin o kadar da güzel olmadığını ve sana birşey ifade etmediğini anlıyorsun yada tamam işte bu derken aniden önüne çıkan bir engelle karşılaşınca soğuk duvara çarpan yüzünü toplamaya çalışıyorsun :D yani hayat yine oyununu oynuyor, istediğin kadar mücadele et, istediğin kadar kendini yor ama kader denilen şey hayatımızı yönlendiriyor, örneğin herkes mutlu bir evililik kurmak için evlenir ama umduğunu bulamaz ya karşıdaki yanlış kişidir yada sen, yada bulunduğunuz ortam, yada zaman bazen insanlara doğru insanı yanlış yerde, yanlış insanı da doğru zamanda karşına çıkarır, çelişkiler içinde kalarak sürdürülen bir yaşandı içinde boğulur gidersin öyle bir an gelir ki soluduğun havanın dahi bittiğini düşünür, boğulacakmış gibi olursun, sonra da adına senin psikolojin bozuk der çıkarlar :D oysa bilmezler ki hayat o kadar yormuştur ki, belkide yaşadıkların yaşının çok üzerindedir ve sen artık kaldıramayacak duruma gelirsin, hani insanlar elindekinin kıymetini bil derler ya , oysa bilmezler ki sen elindekinin kıymetini biliyorsun da elindeki senin kıymetini biliyormu diye, yani elindekinin elmas olduğunu bilmeyen birisine bilye vermiş gibi olursun, ama hayat işte ya değer bilmediklerinle karşılaşısın , yada değerini bilmeyenler, umarım ki bu yazıyı okuyan herkes değer verdiği ve değer verildiğiyle birliktedir ne mutlu sizlere o zaman :D hayatta devamlı kulanılan vesıradan kelimelerle diyorum ki ELİNİZDEKİNİN KIYMETİNİ BİLİN, kim bilir belki bir gün o da sizin kıymetinizi bilir ...............