YOK SAYILAN YAŞAMLAR: SOKAK HAYVANLARININ İNFAZI

• 23 Mayıs 2024 Perşembe 22:09:55

Bu gün sokakta kaç tane kedi, köpek gördünüz? Yarın hepsine daha dikkatli bakın çünkü eğer çözüm olarak kanunlaştırılmaya çalışan, insani duygudan yoksun zihniyet hedefine ulaşırsa ,çok yakın süre içerisinde bizimle aynı dünyayı paylaşan bu canlılar yok edilecek. Bu sizin içinizi rahatlatacaksa ,evet insani bir şekilde öldürülecekler.
Bir toplumun insanlık seviyesi, onun en savunmasız varlıklara nasıl davrandığıyla ölçülür. Her canlının en az insanlar kadar dünya üzerinde yaşamaya hakkı vardır. Dünya asla ve asla sadece insanlara ait değildir. Ve ülkemiz insanlık ve vicdan açısından çok büyük bir sınavdan geçecek. Gerçi size bir şey soran ve danışan yok zaten. Yok edilmek istenilen bu canlıların yaşam hakları bir imzayla sona erdirilecek.
Son zamanlarda ülkemizde gündeme gelen sokak hayvanlarının toplanarak barınaklarda uyutulmasıyla ilgili kanun teklifi, pek çok kişi tarafından büyük bir endişe ve tepkiyle karşılanıyor. Ancak, bu teklifin hayata geçirilmesi halinde, sokak hayvanlarına karşı insanlık dışı bir yaklaşımın meşrulaştırılmasıyla sonuçlanabileceği unutulmamalıdır.
Öncelikle, sokak hayvanlarının toplanıp barınaklarda uyutulması, sorunun çözümü için geçici bir çözüm gibi görünse de, aslında kök nedenlerle başa çıkmaktan kaçınmanın bir yolu olarak işlev görebilir. Sokak hayvanlarının sayısındaki artışın temelinde, denetimsiz üreme, sahipsizlik ve hayvan haklarına saygısızlık gibi pek çok faktör bulunmaktadır. Bu sorunlarla mücadele etmek yerine, sadece hayvanları toplayıp uyutmak, asıl sorunları görmezden gelmek anlamına gelir.
Ayrıca, sokak hayvanlarının toplanarak uyutulması, hayvanların yaşama hakkına ve onlara karşı sorumluluklarımıza saygı duymamanın açık bir göstergesidir. Her canlının yaşama hakkı olduğu gerçeğini unutmadan, onlara yaşam alanları sağlamak, beslemek ve veteriner hizmetlerinden yararlanmalarını sağlamak gibi daha insani ve etik çözümler bulunabilir. Bunun yerine, onları yok etmek yerine korumayı ve desteklemeyi seçmeliyiz.
Ayrıca, sokak hayvanlarının toplanarak uyutulmasıyla ilgili kanunlar, toplumda empatiyi ve vicdanı köreltebilir. Sokak hayvanlarının sadece birer ’sorun’ olarak algılanması, onların duygularını, ihtiyaçlarını ve haklarını göz ardı etmek anlamına gelir. Bu da toplumda duyarlılığın azalmasına ve hayvanlara karşı şiddetin normalleşmesine yol açabilir.
Sonuç olarak, sokak hayvanlarının toplanarak barınaklarda uyutulmasıyla ilgili kanun teklifi, insanlık dışı bir uygulama olarak kabul edilmelidir. Yapılmak istenilen temel sorunların üzerini örtmekten başka bir şey değildir.

Denetimsiz üreme, sahipsizlik ve hayvan haklarına saygısızlık gibi gerçek sorunlarla yüzleşmek yerine, sadece belirtiye odaklanmak, çürümüş bir sistemin iflasını kabul etmektir. Bunun yerine, sokak hayvanlarının yaşama haklarına saygı gösteren, onları koruyan ve destekleyen politikalar geliştirilmelidir. Toplum olarak, daha insani ve etik çözümler arayarak, hem hayvanların hem de insanların refahını artırabiliriz.