"YAĞMURDUM ŞAİR NAİLİ SOKAĞIN DA" isimli şiir 8.6.2020 15:02:40 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((( YAĞMURDUM ŞAİR NAİLİ SOKAĞIN DA ))))))) ((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((( )))))))))))))))))))))))) ((((((((
( BİRİNCİ BÖLÜM )
Her çeşit ölümler tarafından kolay harcanır bir can olmuştum Sen de yanımdaydın o zamanlar sevgili İstanbul’um ! Tüm düş kırıklıkların da acıları hep karşımda buldum Yine o zamanlar ben çok, Hem de pek çok katil umutsuzlukların yemi oldum… === İstanbul’un tanrı’sız semtlerin de Bu sokak senin, şu sokak benim derken kahrolurdum ! Aylak aylak ölümüne dolaşmaktan değil, Ben her köşe başını dönerken Olanca gücümle yüreğimin gözlerine fer doldururdum Ve köşe başlarını döner dönmez daha hüsrandan yorulurdum… === Geceleri denize karşı sürekli sessizlik uluyan İstanbul’un tenha ölüm sokaklarında kendimi unuturdum Boynum da bir ayrılık sicimiyle Meyhane meyhane dolaşıp dururdum Kim ne zaman ararsa o an ölüm de olurdum İşte ben hep öylesi bir adreste hazır bulunurdum !!!... === Ceset ceset ederdi ruhumu ben de ki pür telaş ! Senin anlayacağın öyle olurdum ben be İstanbul arkadaş ! Yitik sevgilinin düşleri zaten ıssız gecelerime yoldaş Ben ki, onun yüzünden iç dünyası canhıraş ! Üsküdar da, Şair Naili Sokağı’nın düşması ayazların da Hiç sahip olamayacağım arzularla o günler de sarmaş dolaş… === Ben mutsuz oldukça görünen sebep ise, Adeta kendi kendimin inadına onu seviyormuşum gibiydi Öyle yapıyordu bana içim de olan yabancı kişi Aynen öyle çelişkili çelişkili ! Az yaşam borçlanmadım bu huyum için ona yani Yani az teselli etmedi İstanbul bunun için beni… === Yalnızlık bombaları patlardı durmaksızın ruhum da ! Kaşık kaşık dalardım o haldeyken Üsküdar’ın mehtabına Üstelik hiç aldırış etmeksizin infilak sonrası ruh parçalarıma ! Şair Naili Sokağı’nın sipsivri ıssızlığı saplanırdı Tam da o anlar da sevgi yoksunu şu cılız canıma !... === İstanbul’un yağmurlara küskün olduğu Kimi sabahsız geceler de Ben yağardım İstanbul’un yerine Ben yağardım sağanaklar dolusu yağardım hem de İki gözüm iki çeşme ! Ve kan çanağı gibi olurdu hem de !... === Tufanlara inat yağardım kıyasıya ! Bütün Şair Naili Sokağı şahit olurdu bu gözyaşlarıma Cenneti en çok andıran günlerin güzel Üsküdar’ını Cehenneme çevirirdi yaşadığım o yitik aşk bana Sor istersen inanmıyorsan ey İstanbul’um kırılmam sana Sor ömrüne ve ömrüme bir midye gibi tutunan o cellat yıllara !... === Omzun da taşımıştı eski dostum beni asık suratlı bir gece de Kalkamıyormuşum tahta sandalyeden Biz, yani ikimiz o meyhaneden gitmek isteyince Ruhumun tortusu çökmüştü sanki her fon dip de, Salacak’ta ki salaş meyhanenin gıcırdayan sandalyesine… === Sarhoş etmiştir ayrıca İstanbul’un dostluğu da beni muhtemelen Lakin yitik aşkımın düşlerini koluna takıp İstanbul acilen Sürüte sürüte getirmişti onu bana uzak memleketinden Dahası ayrılık marka şarabımı arkası arkasına fondiplerken Hem nasıl kalkabilirdim, nasıl ? Ben yorgun ve gıcırdayan o tahta sandalye yorgunken ?... === Ruh parçalarım darmadağınıkken toplaya toplaya Götürmüş o eski dost beni yine de şefkatli omuzlarında Salacağın bilmem kaçıncı denize inen sokaklarından ta en yukarılara Vefasız bir aşkın yenik artığı cesedimi fedakarane taşıya taşıya Döküldüğümü hissederdim onun tarafından taşınırken Duygu parçacıklarımın loş ışıklı köhne kaldırımlara...
İSMAİL HAKKI GÜRCANOK İST. / SALACAK
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.