"S A L A C A K /// Y A N G I N I…" isimli şiir 25.12.2018 10:31:34 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
O’nunla ölümlerin adamlığını paylaşırdık Salacak’ta intiharlarla oynaşırdık. İki candan gurbet arkadaşıydık Sevgilerden,sevgililerden uzaklardaydık Her akşam sıla kokularına bulanırdık…
Aynı şarkılarda ölürdük Salacak’ta ikimiz Yere bir çilingir sofrası sermişiz “Güzel Marmara Şarabı” içmekteyiz. Ve tek lezzet kaynağı olurdu gecenin, Soframızda ki mehtap yansımalı mezemiz…
Kaçamak yapardı o ak ışıklı muamma ! Servi dallarına çalım ata ata Müthiş bir görüntü tadı uzatırdı Ta göyüzünden çilingir soframıza, Tepemizde ki ay dolun olarak yağınca…
Salacak sırtlarıydı cehennemimiz Öylesi geceler de biz, Ne ölüyüz, ne diriyiz. Sanki bedensiz, Sadece ortalıkta dolaşan, Ve inleyen iki dost ruh ikizleriyiz...
Aynı şarkılar da ölüyorduk ikimiz O bir başka kentten düşmüştü Salacağ’a Ben bir başka kentten savrulmuştum oracığa Nağmeler sunardı bizlere transistörlü radyomuz da Kabuk bağlamamış yürek yaralarımıza…
Belki Salacak Salacak olalı Bizim gibi canlı iki mezara sahip olmamıştı Gözle görülmeyen, elle tutulmayan, Sessiz hıçkırıkların sağanak yankıları Hala o servi ağaçlarının altında dolaşmaktaydı…
Transistörlü radyomuzun nakaratlı feryatları Yüreğimize su yerine ateş taşımaktaydı “Ufacık tefecikti” diye başlardı Devam ederdi şarkının yangını, “Yemyeşil, Yemyeşil gözleri vardı…”
Katilimiz birden çoktu o zaman Tüte tüte sokulurdu anılar soframıza Peşine takılırdı ayrılık duyguları arkadan Şayet insan özlem yüklü olursa; Nasıl dayanır ki, gurbetin kahrına, Hele ki seven bir yürek taşırken bağrında…
Binlercesi kez katlanırdı En kısa mesafeler uzar ha uzardı Çanlar sanki hep bizim gibiler için çalardı Sıladan çakılan en küçük bir kıvılcım Gurbette içimizi alevlere boğardı ! İntihar yerimiz ise hep Salacak’tı...
”Yeşil yeşil bakar” derdi anlatırken onu bana Felaketi olurdu arkadaşımın, Şarkının “Yeşilsi” dokunmaları başlayınca Önce sılalarımızdan gelip Salacağ’a, Sonra da yerleşirdi şarkılar şah damarlarımıza !…
Gündüzler bile o zamanlar bize geceydi Karanlık dökülürdü ruhumuza tüm gündüzler ! Oysa koyulaşmıyor artık zaman şimdi, Nerde o kömür karası salacak geceleri ? Nerede bugünün rengarenk gecelerin rengi ?...
Bizlermişiz demek ki, Bizlermişiz karanlığın asıl nedeni Fark etmemişiz dünyanın türlü hallerini Meğer geceler o kadar kara değilmiş ki, “Zevk edindikten sonra dertleri…”
İ.Hakkı Gürcanok
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.