"BİR ZAMANLAR MARİA ( I )" isimli şiir 16.5.2018 14:53:04 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Bir MARİA vardı Yumuşak kimlikli meltemlerle O ta uzaklardan esip gelmişti İçimin eskimeyen ülkesini Kendine mekan edinmişti Yaşamak üzere aşkın en ateşlisini Kendine Ak deniz'i seçmişti... + Ak deniz’e yüreğini bandırmıştı bir kere Saf yürüyüşlü adımlarıyla gezerdi caddeler de Dudaklar üzerin de şuh görünüşlü bir ben gibi Ne de güzel yakışıyordu MARİA Portakal çiçeği kokulu MERSİN’in panaromasına… + MERSİN’in tüm güzelliğine haizdi Aslında özellikle onun özü de MARİA öylesi biriydi işte Yaşamaya başlamıştı bile O çoktan benim içim de… + GÜNEY’in turunçgiller kokulu Ilık rüzgarlarının kışkırtmalarıyla İç içeydik çokluk biz onunla Buluşma yerimiz ise MERSİN’in Portakal kokulu limanıydı daha çok da Akşam sabah hep aynı liman da… + Koca AKDENİZ'İN Ciğerlerindeki tuzlu nefesleri soluyup Birlikte ölümler nice tadıyorduk AKDENİZ’i doyasıya aynı an da soluyorduk Mehtaplı Temmuz akşamların da Her zaman ki gibi o limanı mekan tutuyorduk Şiirler yazmıyor, Şiirler yaşıyorduk !… + MERSİN’de üstü başı boydan boya Güneşle ıslanmıştı oluyordu öğle vakti MARİA Temmuz güneşinin sarı tebessümü Alçak inişe geçince Tüm başkalardan da, Daha başka yakışıyordu MARİA’nın yüzüne Tarifsiz bir giz veriyordu yanıklık onun tenine… + Yumuşacık esip gelmişti MARİA işte Soğuk denizlerden sıcak denizin tam kalbine İçimin hiç eskimeyen ülkesine Yani kendini bende Beni de kendin de yaşatmak üzere… + AK DENİZ’İN yüreği bulaşmıştı Bir kez ona GÜNEY’in Ilık rüzgarlarıyla Ezelden beri olmuş gibiydi akraba İç içeydik bizler o zaman AKDENİZ dünyasıyla Yakuttan bir rozet gibiydi o dünya da Körpecik gençliğiyle MARİA MERSİN limanın da... + Mehtaplı Temmuz akşamları bazen MERSİN’nin şirin yüzüne tam tekmil uyan Ve MERSİN’nin yüzüne, yüzü muhteşem bir makyaj olan Caddeler de saf yürüyüşlü adımlarıyla Bir MARİA vardı yüreğimin en derin yerine demir atan İcat edilmenden önce dünya da, Henüz sevdanın demirinden kurtulan !... + Mavi bulutlarda gezerdi o karada Masmavi heyecanlarla beklerdi liman da Sonra onu bu gariban da Denize giyinik olurdu hep gözleri Ne zaman onun gözlerine baktığım da Öldüresi bir nazarla !... + Lisanı ürkek kımıldardı dilinde Benimle konuşurken pür telaş ! Türkçeyle sevişirdi dili yavaş yavaş Bu paralelin ruhuyla artık olmuştu arkadaş MERSİN’i de yapmıştı kendine sırdaş Böyle yazıyordu bakışların da Gözlerim onun gözleriyle olurken sarmaş dolaş !… + MERSİN cennetinde Başka buluştuğumuz günler de Sahildeki palmiye gölgeleriyle Kanka gibiydiler En çok da İkindi vakitler Turunçgillerin renkleriyle O boyalı banklar da oturup beni bekler Ve görür görmez uzaktan beni hemence el eder… + Gözleri maviydi onun alabildiğine SCAMORE denince Akla gelirdi onunla birlikte O, MARİA’yı bana getiren gemiydi Mutlu sallanırdı her an limanda Ancak o şekil ninnileşirdi SCAMORE MARİA’ya AKDENİZ’in dalgaları üzerindeyken Kur yapardı SCAMORE ona sanki sallanırken MERSİN’in limanın da demirliyken... + Gözleri ilelebet karaya açılmayı bekleyen Bir yolcuydu AKDENİZ’İN tuzlu ellerinde MARİA Ben ise, Onu tanımadan evvel başka bir şeydim Onu tanıyınca ruhumla geliştim MERSİN’in sağanak limanında umudumla seviştim Ben artık sırf ona ait bir düş gezginiydim !… + Ne var ki yitik şairliğim Çok eskilerden kalmaydı benim Sık sık kendimi sürerdim Yani bir kentten başka bir kente sık sık göç ederdim Daha çok sıcak yürekli kentlerde severdim !… + Ben mısra mısra öyle Takılıp kalırken hayatın verdiklerine Ve de veremediklerine Yitik bir sevda uğruna kendimi heba ederdim Adeta hayattan kendimi silerdim… + Aşkta çaresizlik Bilakis yıldırmazdı illa ki Yollara revan ederdi daha da beni Sevmek ve sevilmek olmasaydı yani Yaşamak çoğu insana olduğu gibi Mutlaka bana da yük gelirdi... + Mavi mavi bakardı aşağı da onu bekleyen bana Yukarı ki güverteden MARİA ! Ben ise her zaman olduğu gibi Boynun bükük olarak bakardım ona Hem de hiç bir zaman için inadına, Durup dinlenmeyecek olan bir arzuyla… + MARİA’nın gözlerinin değişirdi Gün ışığına göre rengi Boşuna çözüm arardım kendi kendime Acaba o gözler mavilerden hangi maviydi ? Varsa, yoksa onun mavisi Çünkü onun mavisi bir kez aklımı fethetmişti !… + Ne mavisi olursa olsun aslına bakılırsa Hani mavi olsun da Demezdim böylesi durumlarda MARİA’nın gözlerinin o mavi tadı bambaşka ! Hep ezber durumum da bulunurdu mutlaka, O tat aklımın dili ucunda !... + Ben MERSİN güzeli bir dünyada Ve yine ben o limanda Ay ışığını seyre bayılırdım ara sıra Deniz yüzeyinde oynaşan ay ışığını Temaşa ederdim dakikalarca, dakikalarca !… + MARİA’nın su da aksiyle sanki ay dede Hiç durmadan onunla dans eden bir kavalye MARİ'anın denize düşen gölgesi sayesinde O, Yani ay dede dans benim yerime… + Gökyüzünde ki ay ışığı oysa Çok uzaklardaydı, herkesten çok uzaklarda Hiç bilinmedik dünyalarda Yine de gelirdi ama, gök dünyadan koşa koşa MARİA’nın o deniz yansımalı gölgesinin tam da kollarına… + Üçümüz bir olurduk kimi zamanlar da BEN, MARİA ve birde AY IŞIĞI Ayarlardık kendimizi o defa, Duruşumuzla ağdalı ağdalı ölümsüz bir poza Hepimiz birbirine sevgiliydi adeta Ve hepimiz sırılsıklamdı ay ışığının yüreğimizi kımıldatmasıyla Üstelik hepimiz yüzünde de imansız bir kara sevda !... + Geceye poz verirdik o şekilde Söz konusu hepimiz içinse olmazdı Bundan daha muhteşem bir anı Bazen ortamıza bağdaş kurardı MARİA’yı bize kazandıran SCAMORE’nin sallanan varlığı… + Maria, Scamore, mehtap ve bir de ben Hep bir arada iken Basıverirdim gözbebeklerimin ela deklanşörüne birden Çiziliverirdi çok incecik bir resim Esir ederdi hatıralık kuşe kağıdını kendine hemen Ve bir ok gibi fırlayıverirdi sevda resimli o poz Fırlayıverir, denklanşörü şaak ! diyerekten Ve saplanır herkesin yüreğinin can çekirdeğine Bir gün olur ki o resim muhtemelen !... + Ben de bir ben vardı benden başka Sallanıp dururdu şair ruhumun darağacında Tir tir titreyen bir ben’di o ben , aşk sancılarıyla Canının emaneten durduğu MERSİN limanında Yine de benimle barışık yaşardı beni hiç üzmeden Durumu idare ederken İçimde ki o diğer ben... + Aşka, özleyişe, acıya ve hatta inatla Her tür güzelliğe bağlı kalan engin bir sadakatla Ölümü göze alıp yine de itaat eden Öyle bir bendi işte içim de ki o ben Şimdi ki gibi sevgiyi hala kutsal bilen Ve MARİA’dan sonra MERSİN limanı uğrağın da Her meltem de için için tütüp tütüp ölen !... + Nereden ve neden geldi kendimin hay Allah ! O öteki ben durup dururken şimdi aklıma Konumuz sendin çünkü MARİA SCAMORE en gerçek olanıydı seninle orada Bir gölge oyunu yaşıyor gibiydim ben bu an da Yılları koynuma alıp sabahlıyordum her Allahın günü o limanda... + O zaman ki dünyamın her karesinde Ay ışığının verdiği sonsuz bir ilhamla Her şey öylesine mavi geliyordu ki bana Liman da ki tüm güzellikler düne kıyasla Daha mavi ve daha şiirceydi maziyi dahi kıskandırırcasına… + Sadakatçaydı düşlerimin omuzlarındaki zamanın elleri Her şey bir liman yalnızlığı içinde gelişmişti Bir kez daha çok süslüyordu MERSİN de kendisin andıkça mazi Ama içim de ki ölümler yine her zaman ki gibiydi Ölümle kankadeşcesine sahiciydi !… + Sahiciydi içimde ki ölümler ! SCAMORE adlı çelik bedenli demirin dahi Anılar katılaştıkça git git yufkalaşan yüreğiyle birlikte Hepsi de sahiciydi, anıların hepsi de birbirinden beter Yani sahiciydi o rüyada ki Bizler ve bizler ötesi sevgiler !... + Geri dönüp bakarken Pembe MARİA’LI günlere Şu anki gibi durup durup ben yine Ölürdüm işte, Ölürdüm hem de, Ölürdüm dirile dirile !... + Ben unutmaya çalışırken yaşanılan bir hayatı O rüyada olup biten pembe renkli dünyayı Ve MERSİN’ deki mavi gözlü MARİA’yı Üstelik her şeye tanıklığıyla ve eşsiz zarafetiyle o ay ışığını Bağrında MARİA’yı taşıyıp bana getiren SCAMORE’nın vefasını Acıyı bal eyleyeceğim, baktım ki hiç olmadı Öldüremem, unutamam çünkü kurduğum bu dünyayı !... + VE…VE…VE ŞİMDİ TILLAR YILLAR ÖNCESİYDİ MERSİN DE YAŞANAN UÇSUZ BİR SEVGİYDİ BU SICAK ÖĞLE VAKTİ BİR ZAMANLARIN MARİA ATEŞİNİN O KIZIL ALEVİ DURDUK YER DE NASIL TAZELENDİ ? ÇÜNKÜ ARTIK O BİR RÜYA İDİ HAY ALLAH ŞİMDİ ! MARİA DA NERDEN AKLIMA GELDİ ?!..... ////////////////////////////////// ////////////////////////////////// İ . HAKKI GÜRCANOK (....MERSİN’li yıllar....)
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.