33
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
3039
Okunma

Bir MARİA vardı
Yumuşak kimlikli meltemlerle
O ta uzaklardan esip gelmişti
İçimin eskimeyen ülkesini
Kendine mekan edinmişti
Yaşamak üzere aşkın en ateşlisini
Ak deniz’i seçmişti...
+
Ak deniz’e yüreğini bandırmıştı bir kere
Saf yürüyüşlü adımlarıyla gezerdi caddeler de
Dudaklar üzerin de şuh görünüşlü bir ben gibi
Ne de güzel yakışıyordu MARİA
Portakal çiçeği kokulu MERSİN’in panaromasına…
+
MERSİN’in tüm güzelliğine haizdi
Aslında özellikle onun özü de
MARİA öylesi biriydi işte
Yaşamaya başlamıştı bile
O çoktan benim içim de…
+
GÜNEY’in turunçgiller kokulu
Ilık rüzgarlarının kışkırtmalarıyla
İç içeydik çokluk biz onunla
Buluşma yerimiz ise MERSİN’in
Portakal kokulu limanıydı daha çok da
Akşam sabah hep aynı liman da…
+
Koca AKDENİZ’İN
Ciğerlerindeki tuzlu nefesleri soluyup
Birlikte ölümler nice tadıyorduk
AKDENİZ’i doyasıya aynı an da soluyorduk
Mehtaplı Temmuz akşamların da
Her zaman ki gibi o limanı mekan tutuyorduk
Şiirler yazmıyor,
Şiirler yaşıyorduk !…
+
MERSİN’de üstü başı boydan boya
Güneşle ıslanmıştı oluyordu öğle vakti MARİA
Temmuz güneşinin sarı tebessümü
Alçak inişe geçince
Tüm başkalardan da,
Daha başka yakışıyordu MARİA’nın yüzüne
Tarifsiz bir giz veriyordu yanıklık onun tenine…
+
Yumuşacık esip gelmişti MARİA işte
Soğuk denizlerden sıcak denizin tam kalbine
İçimin hiç eskimeyen ülkesine
Yani kendini bende
Beni de kendin de yaşatmak üzere…
+
AK DENİZ’İN yüreği bulaşmıştı
Bir kez ona
GÜNEY’in Ilık rüzgarlarıyla
Ezelden beri olmuş gibiydi akraba
İç içeydik bizler o zaman AKDENİZ dünyasıyla
Yakuttan bir rozet gibiydi o dünya da
Körpecik gençliğiyle MARİA MERSİN limanın da...
+
Mehtaplı Temmuz akşamları bazen
MERSİN’nin şirin yüzüne tam tekmil uyan
Ve MERSİN’nin yüzüne, yüzü muhteşem bir makyaj olan
Caddeler de saf yürüyüşlü adımlarıyla
Bir MARİA vardı yüreğimin en derin yerine demir atan
İcat edilmenden önce dünya da,
Henüz sevdanın demirinden kurtulan !...
+
Mavi bulutlarda gezerdi o karada
Masmavi heyecanlarla beklerdi liman da
Sonra onu bu gariban da
Denize giyinik olurdu hep gözleri
Ne zaman onun gözlerine baktığım da
Öldüresi bir nazarla !...
+
Lisanı ürkek kımıldardı dilinde
Benimle konuşurken pür telaş !
Türkçeyle sevişirdi dili yavaş yavaş
Bu paralelin ruhuyla artık olmuştu arkadaş
MERSİN’i de yapmıştı kendine sırdaş
Böyle yazıyordu bakışların da
Gözlerim onun gözleriyle olurken sarmaş dolaş !…
+
MERSİN cennetinde
Başka buluştuğumuz günler de
Sahildeki palmiye gölgeleriyle
Kanka gibiydiler
En çok da İkindi vakitler
Turunçgillerin renkleriyle
O boyalı banklar da oturup beni bekler
Ve görür görmez uzaktan beni hemence el eder…
+
Gözleri maviydi onun alabildiğine
SCAMORE denince
Akla gelirdi onunla birlikte
O, MARİA’yı bana getiren gemiydi
Mutlu sallanırdı her an limanda
Ancak o şekil ninnileşirdi SCAMORE MARİA’ya
AKDENİZ’in dalgaları üzerindeyken
Kur yapardı SCAMORE ona sanki sallanırken
MERSİN’in limanın da demirliyken...
+
Gözleri ilelebet karaya açılmayı bekleyen
Bir yolcuydu AKDENİZ’İN tuzlu ellerinde MARİA
Ben ise,
Onu tanımadan evvel başka bir şeydim
Onu tanıyınca ruhumla geliştim
MERSİN’in sağanak limanında umudumla seviştim
Ben artık sırf ona ait bir düş gezginiydim !…
+
Ne var ki yitik şairliğim
Çok eskilerden kalmaydı benim
Sık sık kendimi sürerdim
Yani bir kentten başka bir kente sık sık göç ederdim
Daha çok sıcak yürekli kentlerde severdim !…
+
Ben mısra mısra öyle
Takılıp kalırken hayatın verdiklerine
Ve de veremediklerine
Yitik bir sevda uğruna kendimi heba ederdim
Adeta hayattan kendimi silerdim…
+
Aşkta çaresizlik
Bilakis yıldırmazdı illa ki
Yollara revan ederdi daha da beni
Sevmek ve sevilmek olmasaydı yani
Yaşamak çoğu insana olduğu gibi
Mutlaka bana da yük gelirdi...
+
Mavi mavi bakardı aşağı da onu bekleyen bana
Yukarı ki güverteden MARİA !
Ben ise her zaman olduğu gibi
Boynun bükük olarak bakardım ona
Hem de hiç bir zaman için inadına,
Durup dinlenmeyecek olan bir arzuyla…
+
MARİA’nın gözlerinin değişirdi
Gün ışığına göre rengi
Boşuna çözüm arardım kendi kendime
Acaba o gözler mavilerden hangi maviydi ?
Varsa, yoksa onun mavisi
Çünkü onun mavisi bir kez aklımı fethetmişti !…
+
Ne mavisi olursa olsun aslına bakılırsa
Hani mavi olsun da
Demezdim böylesi durumlarda
MARİA’nın gözlerinin o mavi tadı bambaşka !
Hep ezber durumum da bulunurdu mutlaka,
O tat aklımın dili ucunda !...
+
Ben MERSİN güzeli bir dünyada
Ve yine ben o limanda
Ay ışığını seyre bayılırdım ara sıra
Deniz yüzeyinde oynaşan ay ışığını
Temaşa ederdim dakikalarca, dakikalarca !…
+
MARİA’nın su da aksiyle sanki ay dede
Hiç durmadan onunla dans eden bir kavalye
MARİ’anın denize düşen gölgesi sayesinde
O,
Yani ay dede dans benim yerime…
+
Gökyüzünde ki ay ışığı oysa
Çok uzaklardaydı, herkesten çok uzaklarda
Hiç bilinmedik dünyalarda
Yine de gelirdi ama, gök dünyadan koşa koşa
MARİA’nın o deniz yansımalı gölgesinin tam da kollarına…
+
Üçümüz bir olurduk kimi zamanlar da
BEN, MARİA ve birde AY IŞIĞI
Ayarlardık kendimizi o defa,
Duruşumuzla ağdalı ağdalı ölümsüz bir poza
Hepimiz birbirine sevgiliydi adeta
Ve hepimiz sırılsıklamdı ay ışığının yüreğimizi kımıldatmasıyla
Üstelik hepimiz yüzünde de imansız bir kara sevda !...
+
Geceye poz verirdik o şekilde
Söz konusu hepimiz içinse olmazdı
Bundan daha muhteşem bir anı
Bazen ortamıza bağdaş kurardı
MARİA’yı bize kazandıran SCAMORE’nin sallanan varlığı…
+
Maria, Scamore, mehtap ve bir de ben
Hep bir arada iken
Basıverirdim gözbebeklerimin ela deklanşörüne birden
Çiziliverirdi çok incecik bir resim
Esir ederdi hatıralık kuşe kağıdını kendine hemen
Ve bir ok gibi fırlayıverirdi sevda resimli o poz
Fırlayıverir, denklanşörü şaak ! diyerekten
Ve saplanır herkesin yüreğinin can çekirdeğine
Bir gün olur ki o resim muhtemelen !...
+
Ben de bir ben vardı benden başka
Sallanıp dururdu şair ruhumun darağacında
Tir tir titreyen bir ben’di o ben , aşk sancılarıyla
Canının emaneten durduğu MERSİN limanında
Yine de benimle barışık yaşardı beni hiç üzmeden
Durumu idare ederken
İçimde ki o diğer ben...
+
Aşka, özleyişe, acıya ve hatta inatla
Her tür güzelliğe bağlı kalan engin bir sadakatla
Ölümü göze alıp yine de itaat eden
Öyle bir bendi işte içim de ki o ben
Şimdi ki gibi sevgiyi hala kutsal bilen
Ve MARİA’dan sonra MERSİN limanı uğrağın da
Her meltem de için için tütüp tütüp ölen !...
+
Nereden ve neden geldi kendimin hay Allah !
O öteki ben durup dururken şimdi aklıma
Konumuz sendin çünkü MARİA
SCAMORE en gerçek olanıydı seninle orada
Bir gölge oyunu yaşıyor gibiydim ben bu an da
Yılları koynuma alıp sabahlıyordum her Allahın günü o limanda...
+
O zaman ki dünyamın her karesinde
Ay ışığının verdiği sonsuz bir ilhamla
Her şey öylesine mavi geliyordu ki bana
Liman da ki tüm güzellikler düne kıyasla
Daha mavi ve daha şiirceydi maziyi dahi kıskandırırcasına…
+
Sadakatçaydı düşlerimin omuzlarındaki zamanın elleri
Her şey bir liman yalnızlığı içinde gelişmişti
Bir kez daha çok süslüyordu MERSİN de kendisin andıkça mazi
Ama içim de ki ölümler yine her zaman ki gibiydi
Ölümle kankadeşcesine sahiciydi !…
+
Sahiciydi içimde ki ölümler !
SCAMORE adlı çelik bedenli demirin dahi
Anılar katılaştıkça git git yufkalaşan yüreğiyle birlikte
Hepsi de sahiciydi, anıların hepsi de birbirinden beter
Yani sahiciydi o rüyada ki
Bizler ve bizler ötesi sevgiler !...
+
Geri dönüp bakarken
Pembe MARİA’LI günlere
Şu anki gibi durup durup ben yine
Ölürdüm işte,
Ölürdüm hem de,
Ölürdüm dirile dirile !...
+
Ben unutmaya çalışırken yaşanılan bir hayatı
O rüyada olup biten pembe renkli dünyayı
Ve MERSİN’ deki mavi gözlü MARİA’yı
Üstelik her şeye tanıklığıyla ve eşsiz zarafetiyle o ay ışığını
Bağrında MARİA’yı taşıyıp bana getiren SCAMORE’nın vefasını
Acıyı bal eyleyeceğim, baktım ki hiç olmadı
Öldüremem, unutamam çünkü kurduğum bu dünyayı !...
+
VE…VE…VE ŞİMDİ
TILLAR YILLAR ÖNCESİYDİ
MERSİN DE YAŞANAN UÇSUZ BİR SEVGİYDİ
BU SICAK ÖĞLE VAKTİ
BİR ZAMANLARIN MARİA ATEŞİNİN O KIZIL ALEVİ
DURDUK YER DE NASIL TAZELENDİ ?
ÇÜNKÜ ARTIK O BİR RÜYA İDİ
HAY ALLAH ŞİMDİ !
MARİA DA NERDEN AKLIMA GELDİ ?!.....
//////////////////////////////////
//////////////////////////////////
İ . HAKKI GÜRCANOK
(....MERSİN’li yıllar....)
5.0
100% (1)