12.1.2025 21:32:21
Evet sevdik,
evet övük,
evet bu yolda öldük...
Ama gidemedik;
„Giderayak işlerim var bitirilecek, giderayak(*)
Kurtardım ceylanı avcının elinden
Ama daha baygın yatar, ayılamadı
Kopardım portakalı dalından
Ama kabuğu soyulamadı
Oldum yıldızlarla haşır neşir
Ama sayısı bir tamam sayılamadı
Çektim kuyudan suyu
Ama bardaklara konulamadı
Güller dizildi tepsiye
Ama taştan fincan oyulamadı
Sevdalara doyulamadı
Giderayak işlerim var bitirilecek, giderayak.“
Diyen
Nazım Hikmet Ran’ın peşinden.
Bugün ben 72 yaşımda
bakıyorum hâlâ kıvaçla
Haydarpaşa Ana Garı önünde duran
onun tunçtan
heykeline;
[ italik ]„Düz, yalın ve bilge 3 merdiven üstünde
bir Bronz Heykel.
Kalın, uzun, kışlık mahpushane abasını sermiş altına,
bir dizi kırık, diğeri düm-düz çaprazladığı
ayaklarını
denize doğru uzatmış
hafif yana yatmış
oturuyor.
Bir eli
ütüsüz-kırışık keten pantolonunun dizinde,
öbürünün dirseği
yanda duran mermer sandığın üstünde.
Elinde
ucu süngü gibi sivri tunçtan kalemi ile...
Hayır yazmıyor!
Neden mi?
Yazsaydı kağıda değerdi kalemi!
Tunç Heykelin
dirsek altı kağıt bir rülo,
-Mermer oda-
sığmıyor kağıda,
salarak kendini aşşağıya,
basamak-basamak basarak merdivenleri,
dalgalı bir örtü gibi
kayıyor İskele Meydanı‘na.
Bu adam
bıçak gibi ağzını açmadan
tutuyor elinde
demir, bakır, kalay, kurşun karışımı tunçtan kalemi.
Öne eğimli boynu uzamış dim-dik ileri,
kıpırtısız, kararlı, mağrur ve derin gözleriyle
ne bakıyor kağıda
nede kalabalığa.
İki martı;
-tunçtan değil, canlı-
Biri kıvırcık saçları üzerinde heykelin,
diğerinin boyu heykelin kulağına değin,
ilkin birşeyler söylüyor,
sonra başını öne eğip, kanat çırpıp gülüyor
-yada bana öyle geliyor-
Heykel Mağrur,
heykel ciddi,
heykel tunçtan,
heykel taş gibi suskun duruyor
kıpırdamadan.
Heykel, heykel olmanın,
bu merdivenlerde oturmanın
sorumluluğunu duyuyor."[ /italik ]
[ italik ]Diğer martı;
-heykelin kıvırcık saçları üstünde duran-
açtı gergin kanatlarını çırpmadan,
kayıp-kondu diğer omuzuna bu sorumluluğun.
Her otu yemesini gayet iyi bilen ben,
Martıca’dan hiç anlamam ama,
zannımca;
Haydarpaşa Garında"(*)
Diye başlayan bir şiir konuşuluyor;[ /italik ]
[ italik ]"1941 baharında.
saat on beş.
Merdivenlerin üstü güneş
yorgunluk ve telaş.
Bir Adam
merdivenlerde oturuyor
birşeyler düşünerek."
Memleketimden İnsan Manzaraları Şiiri’ndeki;
Garip şeyler düşünmekle meşhur olan
Galip Usta değil bu adam.
Belli ki
kalın, uzun, kışlık mahpushane abası üstünede merdivende oturan
şairin kendisi.
"Merdivenlerden Mahkümlar çıkıyordu
şakalaşıp
gülüşerek.
Üç erkek
bir kadın
ve dört Jandarma.
Erkekler kelepçeli,
kadın kelepçesiz,
Jandarmalar süngülü.
Mekdivenler üstünde bir kayısı gülü,
bir cigara paketi, bir gazete kaadı."
Bir mahküm başını kaldırıp heykele baktı;
Mahkümlar durakladı.
Jandarma Hasan
tokalaştı Ahmet onbaşıyla,
Jandarma Haydar
aldı yerden boş paketi
soktu cebine"[ /italik ]
[ italik ]Dur hele Kara Zurna,
sen yine hepten sapıttın!
O günün Ana Gar'ını
bugünün "İstanbul Kültür ve Sanayi Fuarı" yaptın
yinede birşey demedik;
"Mahkümlardan biri şairin kendisidir." dedin,
haydi onuda yedik!
Diyelim ki;
Merdivenlerde durup heykele bakan mahküm şairin kendisi,
ya bu Tunç Heykel de neyin-nesi?
Ayrıca;
1941 Yılı nerde, bugün nere,
aradan üç çeyrek yüzyıl geçmiş bre!
Bu mahkümlardan biri
nerden bilebilirdi ki
günün birinde
bu Merdivenlere
heykelinin dikileceğini?
Sen karıştırmışsın herşeyi.
Valla,
75 Yıl nedirki Usta?
Bakarsın üç Çeyrek yüzyıl sonra
-tahminen 2100 yılı ortalarında-
martı olarak tekrar gelirsem dünyaya,
konarsam kıvırcık saçlarına bu sorumluluğun,
uçmadan gergin kanat açar,
çırpınmadan sıçrar,
kanarsam omuzuna,
fısıldarsam martıca kulağına
75 yıl önce yazdığı şiiri,
-75 yılda gelmişse ustam buraya kadar-
demekki daha bir 75 yılı var
burada heykelinin dikileceği.
Bence şair
ileriyi görebildiği sürece şairdir!
İnsan olduğu için ölür,
yıllar sonra gelir aynı merdivenlere
dikilen heykelini görür!“[ /italik ]
(*) Yana yatık/içeri dizeler HAYDARPAŞA GAR OTELİ ŞİİRKAYELERİ (9)‘dan küçük bir alıntıdır. Devamı olan 2.Kısım EMEKLİ MUALLİM MUHARREM KADİR ve 3. Kısım ELVEDA KAEDEŞİM DENİZ şiirlerimi lütfen okuyunuz .