Web Zaman Damgası

Ulubatlı Hasan’ın surlara bayrak dikmesini askerin sur içine açılan gediklerden girişini beyan eder

Ulubatlı Hasan’ın surlara bayrak dikmesini askerin sur içine açılan gediklerden girişini beyan eder

Harp bütün şiddetiyle devam ediyordu
Mehteran zafer havası çalıyordu
Askerlerimiz saldırıyordu can havliyle
Gözlerini kırpmadan can veriyorlardı
Can veriyorlardı durmadan
Toplar ardarda patlıyordu
Sanki deprem oluyordu Bizans’ta
Bizans’ta kıyamet kopuyordu
Surlar delik deşik oluyordu
Delikler artık kapatılamıyordu
Deliklerden Osmanlı neferleri giriyordu Bizans’a
Surlar ard arda yıkılıyordu

Zaferin ilk ışıkları parlıyordu gökyüzünde
Sevinç ve coşku yüzlerde parıldıyordu

Akşemseddin çadırında secdeler ediyordu
Akşemseddin dualar ediyordu
Akşemseddin ağlıyordu

Molla Gürani dualar ediyordu asker arasında
Molla Hüsrev dualar ediyordu Padişah yanında
''Nasrun minellahi ve fethün karip
Ve başşiril müminin'' sadası yükseliyordu Mehtaran başından
''Allah Allah'' nidaları yükseliyordu
''Yekdir Allah'' diyordu mehteran başı''Yekdir Allah''
Ordu Marşı söylüyordu Mehteran

''Ceddin deden neslin baban
Hep kahraman Türk milleti
Orduların pek çok zaman
Vermiştiler dünyaya şan
Türk milleti, Türk milleti
Aşk ile sev milliyeti
Kahret vatan düşmanını
Çeksin o mel'un zilleti.''

Diyordu mehteran
Haydi ''Ya Allah'' diyerek coşturuyordu askeri
Ve devam ediyordu

''Ey şanlı ordu, ey şanlı asker
Haydi gazanfer, umman-ı safter
Bir elde kalkan, bir elde hançer
Serhadde doğru ey şanlı asker.
Deryada olsa her şey muzaffer
Dillerde tekbir, Allahü ekber
Allahü ekber, Allahü ekber
Ordumuz olsun daim muzaffer''



Bir zaman sonra müthiş bir şey oldu
Surlarad bir kahraman göründü
Surların üstünde Ulubatlı Hasan göründü
Sanki bir melek Ulubatlı Hasan’ın şekline büründü
Yılmıyordu
Kılıç darbelerine aldırmıyordu
Biraz sonra
Ulubatlı Hasan’ın ellerinde
Ulu sancak gördüldü
Ulubatlı Hasan ulu sancağı dikti
Surların tepesine
Göğüs gerdi kılıçların darbesine
Şehit oldu ama bırakmadı
Elinden ulu sancağı
Ardındakilere devretmek için
Tutuyordu elindeki sancağı
Ve bir zaman sonra
İçti şehadet şerbetini
Devretti ardındaki nefere
Ismarladı canını cennete
Melekler alıp o güzel ruhu
Götürdüler cennet bahçelerine
Ulubatlı kendini buldu cennet bahçelerinde
Güzel hurilerle

ahmet kemal