"İSYANIN AĞIT DEPREMİ" isimli şiir 13.11.2018 14:22:33 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Adın geçtiğinde ıslanıyor taşranın yorgun sokakları saçak altlarına sıralı tenekelerde pas soluyor karanfiller evler yorgun evler sarmaşık istilası kepenkleri çürümüş kör pencerelerden yurtsuz çıplak kuşlar göçüyor gurbete ne cıvıldaşan çocuk sesi ne de sarı ışıklı kahkahalar var perdelerde
Bu kentte zaman eski zaman devrik ölüme her gün ak yıldızları soğururken şafak duaya duruyor mezar çiçekleri ezanla arşa uluyan köpeklerin çenelerine süzülüyor yılların kin salyası
Senin yokluğunda oldu tüm bunlar sürek avı mermilere ferman kaya/lar küllenmiş dağ ateşine söylediler türkülerini yıldız döktü gece tutuşsun diye direnişin tebessümü bir isyanın ağıt depremiydi İnandığı son gerçeğin kabzasına şelpe vuran gençlerin elleri
dinleyenler yaslı söyleyenler keskin yaralı ustura
Mevsimler değişti ama değişmedi toprağın yazgısı neresinden tutsak ellerimiz utanç lekesi açlık sefalet ve ölüm halâ yüz karası bir zorba kadınların parmaklarıysa ölü nasırı yetimliği bileyliyor memesindeki bebeye
gittin ya şimdi kim dokunacak mızrabı kırılan zamanın bam teline kim baş kaldıracak esarete kim korkuyla kucaklaşmanın cesaretini kutsayacak
gittin ya dudak payımıza kıvrılmış sorguç'u başa bela çıngıraklı bir yılan zaptını tutuyor kelimelerin kelepçelendikce sesimiz ağzı mühürleniyor özgürlüklerin
sen en iyisi gelme avuçlarımızın teri soğuk gözlerimizin feri ışıksız kandil ve emeğimiz bir kurşun kuruşa karın tokluğu
gelme vururlar senide insan onurunun şah damarından
Dilek USTA
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.