"CEMİL BEY VE KEDİLERİ – 29" isimli şiir 13.11.2017 20:04:15 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
[ikiyanayasla] »Galiba sen haklısın.« dedi çoban adama »İnsanoğlu gerçekten câhil, zâlim ve âma.« »Nefsine fayda veren, değerlidir gözünde.« »Zâtından başkasını görmüyor yeryüzünde.« »Özür dilerim amca, sözlerim haddi aştı.« »Elinde olmayarak, senin de sabrın taştı.« Şirin arı da konmuş, yeni açmış çiçeğe Onları dinleyerek, erdi güzel gerçeğe Anladı ki Cemil bey, hayli iyi bir insan Hepsi zatında vardı: Akıl, vicdanla izan Hafif bir rüzgâr esti; birden sallandı çiçek Baktı ki onun boyu yerden bir karış yüksek Havalandı, sonra da, bir kaç defa tur attı Gören hayran kalırdı, cidden o ne sürattı Cemil bey gökyüzüne baktı ama görmedi Çünkü başını hemen, sağa tam çevirmedi Gözlerine bakarak sohbet etti çobanın: »Yünü şu koyunlardan gelir sıcak abanın.« »Sakın vurma sopayla, koyuna ve kuzuya.« »Çok önem vermelisin sevgi gibi mevzuya.« »Ona taş, toprak atma, gözlerinin önünde.« »Çelik özelliği yok, yumuşacık yününde.« »Onun derisi acır, anasının da içi.« »Yavrusunu sevmez mi adı olsa da keçi.« Bir koyun dinliyordu, ikisini yakından Sürüye katılmadı, bekledi merakından Çok hoşuna gitmişti, Cemil beyin sözleri Kalbinde nakış nakış oldu güzel izleri Tepeye doğru koşup koyunları çağırdı Buraya gelin derken, ara sıra bağırdı: »Şurada bir adam var, dili merhamet diyor.« »Hâlık’ın hatrı için, mahluka hürmet diyor.« Ve koyunlar toplandı, adamın etrafında Ağızlar çimenlerde, kulaklar da lafında: -Hizmet edene, hürmet edilir esasında -Zülmetmek asla yoktur ilahî yasasında -Şu garipler otluyor güneş batana kadar. -Kim kime varlığını kurbanım diye adar. -Evladın var mı çoban, varsa da kaç tanedir? -Şimdiye kadar sana, verdikleri şey nedir? »Bir oğlan, bir kızım var, yaşları yirmi, otuz.« »Evde hiç kalmamıştı ne ekmek ne de bir tuz.« »Gönderemedim sabah yakındaki bakkala.« »Baba uykum var, dedi bizim küçük ukala.« -Ya işte bak gördün mü dedi adam çobana. -Değdi mi çoluk çocuk, için bunca çabana? -Bu dağların başında, hemi köyden uzakta -Ne vardır bilmiyorum heybendeki erzakta -Şunları güdüyorsun, sıcak soğuk demeden. -Belki de evden çıktın, iki lokma yemeden. »Bu günkü azığım sadece yağlı omaç.« »İnanmıyorsan bana hadi git heybemi aç.« -Estağfurullah canım, buna da şükredelim. -Yoklukta dahi olsak, Allah’ı zikredelim. -Evladını sormaktan, şuydu asıl niyetim. -Tahkire izin vermez özüm, insaniyetim. -Evladını bakkala gönderemezken sabah. -Koyunlar rızık için yürüyor fersah fersah. -Sütün için, etin ve yünün içindir zahmet. -Böyle icab etmiştir mukteziyat- i rahmet. -Bir hayvanın emeği, evladınkinden fazla. -Onlar insana hizmet etmez zorla ve nazla. -Anamın sütünden sonra onların vardı. -Ve ikinci annemiz inek, keçi, davardı. -Sütünü, yoğurdunu, peynirini, yağını. -Ciğerini, bifteğini, boynunu, bacağını. -Yemedik mi çoban, yedik binlerce defa -Bu sebeple edilmez nimete zulüm, cefa. »Ne güzel de konuştun, bey baba, var olasın.« »Gitme zamanım geldi, sağlıcakla kalasın.« »Şahsını tanımaktan, inan çok bahtiyarım.« »Ve sayende düzeldi bozuk vicdan ayarım.« »Nerede oturursun, ziyaret edesim var.« »Koyunların var ise ücretsiz güdesim var.« -Bir tek kedilerim var, bir görsen, çok şirinler. -Onlara dokunsan kalp, huzur bulup serinler. -Kasabada, adım da, Cemil, ya senin adın? -Biraz ağır konuştum, umarım darılmadın. »Estağfurullah beyim, ismim çoban Musa.« »Işık ve nur oldunuz, is tutmuş şu fanusa.« -Memnun oldum kardeşim, Allah’a emanet ol -Cennete gitmek için, merhamet en güzel yol -Ekinlere girmeden, git sürünün başına. -Hatırlarsan da dua et şu arkadaşına. Çobanın gözlerinde mutluluk damla oldu Buna karşın gönlü ve ruhu huzurla doldu Yaşlı adam sarıldı Musa’ya dostu gibi Kenetlendiler sanki, sarmaşık otu gibi Çoban eşeğe bindi; sonra atladı yere »Cemil bey lütfen hadi siz binin şu eyere.« Yaşlı adam gitmişti yaklaşık yirmi adım Durup seslendi: Sana ben eşeksiz uğradım. -Sağ ol ama binemem, zira o malın değil. -Sahibinin izni yok, sağ defter kalın değil. Cemil bey uzaklaştı, takriben otuz metre: -Sevgili Musa çoban! Kul hakkı yeme, titre! »Yol…yolun açık olsun!« diye bağırdı çoban »Gelirsen uğra, beni mutlu eder merhaban.«
S / ÂYE 22 EKİM 2017 / ESKİŞEHİR [/ikiyanayasla]
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.