Web Zaman Damgası

sır ilmekleri

bir bir bir
çıkarken merdivenleri
rüzgar yüzü gören
mermerin fırtına halinden
ayağıma düşenim.
aşkın sanatıyla dirilmeyi beklerken
ufuktan gözlerine genişliyorum
uçurum
uçurum







üstüme satır satır örülen
sır ilmekleri
daha dün bir çığlıktan inerken
güneşe astığım düşlerde bugün
sular aktı
ilhamında atlar
ne duygular dokudu
gözbebeğim.





mavi gökler cam gibi yerinde
sıcak bir bakıştır mutlak
şehrin saçlarında hızla
göğsüne aktığım
yanmanın lezzetinde
çay kokusu
demlediğim.






en güzel rüyalarım
avuçlarına inen barış
nasıl anlatsam
geceyi
sessizliğin ortasında çoğalırken
nasıl anlatsam
yalnızlığımla vurdular
şu kısa hayatta
beni.
bir yara
bir yara daha
uğuldarken
ayrılık değildir tenin
bunu kuşlar da anlatır
yıldızlar da.
ömrüne teri karışan
ruhumun.







eskidim
ölmüşlüğümü serince sedirine
sensizlikle dans etmeyi
sensizlik bilir
avuttuğum düşlerden
gül ver
bana




nehirler gibi akmak geliyor içimden
susmak yetmiyor bazen
yansın ışıkları yeryüzünün
ozanlar türkü söylesin.

sevgilim
iyi insan

tut elimden.