"ÖLÜM KOKSA DA MEVSİM..." isimli şiir 14.9.2017 03:12:09 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Kasabanın karabasanı; İstişare eden ölümle hüznün son durağı. Bir kımıltı bir de isyan; Naçizane bir kelam Varsın dostlar vermesin selam; Altında bit yeniği arayan güncesinde ömrün Kayıp kayıp, ölümüne Sevgiye meyyal benliğin.
Karabasan kardan bile yağar ince ince; Kara yalanlar yine dokunaklı havada dönenen; Kılı kırk yarıp da sevda masallarında olup biten Belli ki indinde aşkın kerbela; Kayıp sayısız satırın da ifşasında Şair bir kez olsa bile Dokunmuşsa bam teline Hele ki ifrata kaçan çetelesi yüksündüklerinin Karadan bozma gemilerde Kaptanın verdiği sela Kopmadan fırtına kaykılan eksenin de mahareti Yetinmekle devretmek tüm maziyi.
Yine bir batında dokuz doğuran hüzün, Yine kırk satırda acıdan müteşekkil geceye Perdeyi çekmeden Cahil bir sevgiden de düşen payına Acımaklı gözlerde ıslak nameler Çıktıkça ayyuka: Hem de en pervasız Belki de pervazında saklı bir nazı Pay ederken dosta düşmana Sonra da satılmışlığın tebaası Yenik düşmüşken Adına güz denen iklime.
Şimdilerde sencileyin bunca ayaz; Yoksunluk makamında kayıpların teyakkuzuna Yenik düşüp de bir şiir ertesi Ayıpların tümüne binaen Kırık nizamlarda kıyasıya bir rekabet Yine döngünün rahmetine konuşlu Akıl dışı onca hikâye onca şiir Zamansız ölümlerde yığılı bunca zulüm Yine insan pazarında dokunaklı bir tebessümü Büyütüp de gözüne İkrarın son taksiti Söylenmedik heceler gelip de dile.
Ah yangınlar; Ah zamansız sonlar, Ah sen çocuk; Büyümeni kim söyledi sana, Hadi ver elini de dokunayım sarı saçlarına Bir de irkildiğim bunca kâbusa serzeniş etmeden Becersem yaşamayı Mutluluğun kifayetsizliğinde Ölümüne var olmakla sevmeleri Oturtamadığım şunca denge.
Kıblemde hep hazan, Yürekte noksan ne varsa yine mutlak Bir sevdayı mutluluk belleyip de; Mutlak aşkları mutlandıran onca bestede Bir de gıyaben döşediğim satırlarda O parmak izi yine şaibeli şiirin, Dokunmasalar da ağlayacağım işte; Hem de gün ermeden sona Ölüm koksa da mevsim, Elesem de aşkı bin parçadan Eremediğim hidayete Bin bir nazarı değmişken el âlemin Hadi gel, bir kez daha savrulayım; Varsın adına düş denen düşüşlerinde Bunca yılgıyı da yüklenip Esaretinde kaygıların Cenge çıktığım düş bahçesinde.
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.