Duyulmasını istediğimiz bir sevgi mesajı iletmek istiyorsak, bunun gönderilmesinden başka çare yoktur. Bir lambanın yanmaya devam etmesini istiyorsak, ona sürekli gaz doldurmalıyız. (Teresa Ana)
Paylaş
"BABAM MUZAFFER EFENDİ" isimli şiir 13.7.2017 21:55:29 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Vay babam ben otuzuma girdiğimde göçmüştün öte âleme Muammer 25 Murat 20'sinde yeni askerdi Muhterem 17 sinde bahar Muhittin 15'inde çocuktu Melike 5 yaşındaydı Büyük oğlum altı yaşında küçüğüm yaşını almamıştı
Bugün 45 oldum ya ben yaşarsam daha on bir sene senin ömrüne denk olacak ömrüm
Elli altı sene yeter mi bi'babayı sevmeye?
Yav babam türkü söyleyen sesin kulaklarımda hâlâ avuçlarıma sığmayan koca ellerin yüreğin gibi büyüktü sıcaktı şefkatliydi ah babam nasıl özlemem
Baba ben de baba oldum ama neyse, oldum işte, iki evlât veren Allah'a bin şükür sen altı çocuğu büyüttün de of demedin ah vah etmedin
İçin ağlar yüzün bize gülerdi geceleri uykun kaçardı bilirim ama demezdin bize ne acını ne korkunu dertsizi gibi sabah olsun akşam olsun gülerdin sen kimselere kıyamazdın da en çok kendine ederdin
Yemek pişirir lokma lokma küçüğümüzden büyüğe ellerinle ikrâm ederdin üşünmeden gocunmadan kalırsa yerdin, yetmezse kalkar yine pişirirdin kızmadan
Hangimiz ne sever bilirdin karıştırmazdın ona göre alır ikrâm ederdin ama biz erkeklerin adını hep karıştırırdın, gülerdik
Sen varken biz hepimiz başka başka gülerdik ağlaması bile güzeldi sen evdeyken daha bir cesurduk yanında ite uğursuza aman vermezdik
En çok üzülüp en fazla yandığım şeydir seninle uzun uzun muhabbet etmemek sözünü dikkatle dinleyip ezberlememek
Kızar azarlardın uyarırdın hep haklıydın hep
O zamanlar anlamazdım kızar gönül koyardım
Câhillik işte helâlin derdindeydin anlamıyorduk yalandan kaçar korkardın bilemiyorduk hased bilmezdin hased edeni de sevmezdin dedikodu, gıybet, iftira yoktu hiç kitabında
Alamanya gurbetinin onca yıllık emeğini kaptırınca eşe dosta akrabaya, sustun azıcık aşın ağrısız başın yaşadın
Yine de hayır söylerdi dillerin hayır söyleyeni dinlerdin
Hasretinle ben bugün yanar yanar savrulurum kokun yüzün sesin ellerin ve gözlerin en çokta hikmetli sözlerinle özlerim seni babam
Cennet mekân olasın, âmin câhil ve zâlim -büyük- oğlun...
13 Temmuz 2017 İstanbul - Başakşehir
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.