Web Zaman Damgası

ALTIN BAŞAKLAR

Ben
O bereket fışkıran
Toprakların da doğdum
Anadolu’mun
Turnalar geçerdi yükseğinden
Köyümün
Bir türkü tuttururdu
Ahmet Emmi derinden
“Allı turnam ne gezersin havada”
Sonra da
Yapışırdı kara sabanın sapına
“Deh” derdi öküzüne
Muduluyla(*) dürterek
Ben de
Tohum saçardım torağa
O giderken ardından

“Gayret bizden
Bereket Allah’tan”
Derdi babam
Bizim köyümüzde akar su yoktu
Yağmur yağarsa
Büyürdü buğday
Hele bir boy atsın, salınışı gör
Sen o başakta
Gelincikler yarışırdı, ekinle
Altın sarısına dönüştüğünde
Orak elde
Dizilirdik tarlaya
Terzi dayım başlamışsa türküye
Ellikler tutulur, orak çekilir
Desteler yığılır yan yana boy boy

Ananat(**) dirgenle (***) yüklenir deste
Kağnılar yollarda gider aheste
Harman yeri
Yavaş yavaş dolarken
Öbek öbek her yer
Yığılmış buğday
Hepsi sarı başak vay efendim vay
Sonra çatmalanır(****)
O altın yığın
Düven(*****) başlar dönmeye
Harman yerinde
Üzerinde çocuklar
Nasıl sevinir
Günlerce sürerdi köylümün işi
Bir bilseniz düvende
Kurduğu düşü

Ya sabah erken
Ya akşamüstü
Rüzgâr beklenirdi
Savurmak için
Yabayla(******), kürekle havada döner
Böylece ayrılır sap ile saman
Günlerin emeği çıkar ortaya
Çuvallanır buğday
Bir yandan saman
Taşınır sarpına(*******)tane buğdaylar
Ödülünüz budur
Der bize zaman
Değirmene gider, çuvalla buğday
Un olarak döner
Tekrar geriye

Küllenmiş sacını kurarken anam
Diğer yandan ise
Hamur yoğrulur
Bezeler(********)tepsi de
Yufkaya hazır
Kuyruk yağı sürülmüş
Saçtan yeni inmiş
O bezdirmeyi
Çakır domatesle
Nasıl da yerdik
Saç böreğiyle birlik, nasıl severdik
İşte ben
Tohumun lokmaya dönüştüğü
Altın başakların boy attığı
Bu toprakların çocuğuyum
Yarınını düşleyen
Dününü unutmayan

Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ