BİR BİR KAPANIYOR KAPILAR….BİR BİR KAPANIYOR KAPILAR…. Çocukluğumda koştuğum o tozlu yollar, Şimdi ya asfalt, ya parke taş olmuş… Dalına çıkıp çağla topladığım dallar, Şimdi kurumuş, sarıp solmuş. Ne çayırın başı kalmış, ne aşağı çeşme… Yıkılmış o çocuk cıvıltılı evler, Kapılar kilitli, Lambalar sönmüş. Yeter kardeşim yeter derdimi daha eşme. Ne dilmit üzümlü Kıraç bağı, Ne ceviz yolduğum bağlar kalmış. Ne gözenin de doyasıya su içtiğim metni pınarı. Aşkını yazdığım, adını sakladığım.. Defteri kitabı soba tutturup bizi birlikte yakmışlar. Soba bacasına kapattıkları çerçeve de.. Bir yırtık resmin geçti elime… Saçların belikli, yanağın gamzeli.. Yüzün güleç, kaşların yay, kirpiğin Ok Ben gördüm ağladım, kokladım sardım sineme, Sen o günleri hiç anıyor musun acaba? Dolaştım her bir sokağını, Çocukluğumu, bir de bizi aradım… Perdeler çekilmiş, kapılar kilitli… İzler silik, yollar asfalt. Kimi yıkık, kimi yıkılmak üzere… Ben dolaştım geçmişte. Yüreğime saplandı tarifsiz bir acı, Kimine göre aşk, kimine göre özlemdi adı, Sen eş kalmış, ne dost, ne de seninleyken ki tadı. Neydi peki, niye süzüldü iki damla göz yaşı? Emmi, bacı ebe, bibi, ana, baba… Bağırdım sokaklarda… Seslendi ses vermediler bana… Tek tek çaldım kapıları, Kilit vurulmuştu tüm kapılar, Bugün Perşembe Pazardadır gelirler dedim bekledim.. Gün akşam oldu, Karanlık çöktü, gam doldu gönlüme, Ne gelen , nede giden oldu… Şenol Köksal- 24.02.2016 Bu şiiri çocukluğumun geçtiği köyümde geçirdiğim son bir hafta da gördüğüm, daha doğrusu hasretle andığım, Başta babam olmak üzere tüm sevdiklerim için yazdım. |