ŞİMDİ DÜŞÜNME VAKTİ
Yılan suretiyle görünürdü yalan
Neydi ne için ve niye Bilmezdi bile bile giderdi Dağda ölüm toplardı belinde mavzer Birer birer beşer beşer Ölümden korkmazmıydı hiç beşer Karlar altında haykırırdı sevişmeler Yavuklunun sesiyle Tetiğe dokundukça Ateş çıkardı parmaklarından Düş vururdu yediği vurgunların arasından Şiir düşerdi aklına şehre bakarken Şiiri kanla yazardı hıyaneti yazanlar Elini kanla yıkardı şehri yıkanlar Tiz çığlık gibiydi çatlayan kayalar Ve patlayan kurşun sesleri Uğultu üstüne uğultu Feryat üstüne feryat Toy yıllarına denk gelmişti yorgun dağlar Simsiyah saçlarıyla yürümüştü yıllanmış kayalıklardan Ellerinde kınası çocuktu sokak önlerinde Sapanıyla Davuttu az yıllar önce serçelerse golyat Zaman geçirdi onca yılı süzgecinden Ve o gün o saat o dakika o an Yıkıldı tek atımda gece vakti ayazda Ayın ışığı yüzüne vurduğunda Soluk ciğerlerine dar geliyordu Kan dökülüyordu ağzından Yıkan diyordu kulaklarında ki ses Günahlarından Sevdalarından Rüyalarından Gözünde yaş Önünde yeşil seccade Alnında kan Sela geliyordu yattığı yerden Fısıltılar bağrıyordu kulağına Vatan diyordu Yıkan diyordu Yılan diyordu Yalan diyordu |