-BENLİĞİYLE VURULAN İNSANLARIN DİRİLİŞ ZAMANI-
-Yunus Emre’ye-
be hey asırların kahpesi masonik söylem! sır değil artık nerede yatıp kalktığın belli ki ince bellisin demini almış fahişesin kaç köprüaltının sürtüğüsün kaç lağımın faresisinde kaçsan saklanacağın yer yok nafile çaban patlatırlar evelallah şark çıbanı olsan mirastır bana Sultan Selim Han zamanlarından eee! Ölüm hak miras helal de az sabret senin canına da gelir halel öylesine ürk artık Türk’ün gölgesinden zalim düşman! böyle gelmiş böyle gitmez bu çarh-ı devran bilesin ki bir mazlumda var mazlumdan içeri. başkentin göbeğinde şubatın on yedisinde akşamın bir vaktinde kopan bir bora mı, fırtına mı? kasırga olsan ne istediğin kadar kas kavur cürmün kadar yer yakarsın ey kâfir! bil ki bir adalet de var ataletten içeri. beri yandan bu yandan yandan nedir? bu kızılca kıyamet neyin nesi? ey yurdum! gör ki, birlik beraberlik zamanı şimdi ülke almış başını gider de insanım gölgesinde mi eyleşir? bu timsah gözyaşları neyin fesi? hangi dem kıyam eder gönüller? o ona çemkirir bu buna şehitler gaziler deriz de ne şehittir ne gazi modunda giden bu bozuk düzen peki! bilmelisin ki bir zalim de var zalimden içeri. bu deli gönül böyledir hom hom homurdanır kimi zalimlere, alçaklara, gafilleredir sözü söyleyişi yeri gelir ince ince doğrar da nice insanımı tenzih eder inceden ne ocaklar çöktü, ne badireler atlatıldı ülkemde som altın döksen karşılar mı sanki? o kadar ocak çöker yine, yürekler üşür onca yetim, öksüz peyda olur ben öküz gelmiş öküz gitsem çok mu? ne ki boynuzlarım alameti farikamdır ardımda fabrika dolusu ceset bırakırım daa! sanma ki; ne gam ne kederdir bana gün gelir şafakta atar az bekle bir şafak da var şafaktan içeri. L.T. |