...İBRETLİK YANMIŞLIK...Sevinçlerden çıkan zümrüt rengi hüzün Hüzün denizi gözlerinin eşliğinde heran benimle Ayağım değmiyordu yere hissetmedim Yerine yüzüm süresiz yerlerde Bir çay demledim bir sana dokundum Kızılında dirilişler buldum da İnanmazsın nasıl da delice korktum Ve de demlendim olmayan sesinle Silik naralar attı kenar mahalle dilberleri Susmalarına ettiğim dualar yetersizdi Bilirim benden önce değmişlerdi ellerine Gözleri maskaralı ceylanlar diline pelesenk olmuşken Bilmem geçebilir miyim yerlerine Düşlerden sıyrıldı kanatırcasına yetersiz zaman Bir bir sen kere sana aitliğimden geçti Çöreklendi de olduğu yere benden geçemedi Donmuşluğuma refakatte ağır aksak ritimleri Üşümüşlüğüm mutluluk ağacından yasak bir elma bile seçemedi Ellerimin arasında sevmediğim demli çay Sen seversin diyeydi ellerime almışlığım Değdiremedim dudaklarıma dudakların olmadan Acısından bir durgunluk bu kalakalmışlığım Sarsıldı odamın havasızlığı Düştün işte düşün orta yerinden gerçeğin kapılarını çarparak Sözlerimde bir tutam kalmıştı sarhoşluk Yok ettin o muamma gözlerini kırparak Şimdi bir de sigara yaktım Ve dudmanından tuttuğum fallardan sen çıktın Hiç gitmemişken sen çıktın öylece baktım Öylece saplanmış bir tenle zamandan zamansızlığa aktım Biliyor musun ilk defa bir sigarayı kıskandım İnanılmaz gibi belki canlıydı da adeta O da benden önce değiyordu dudağına Aynı kentlerin köşe başlarındaki fahişelerin gözleri gibi Herşey benden önce gelmişti sanki bu dünyaya Ve benden önce kapmışlardı senin varlığının efsunlarını Acıdı uzun fasılalarla damlayan serinlik Sızılarına dokunmak için sana sembol çaydan aldım bir yudum Bir duman sigaradan ikisi de zehir acısı İkisi de yokluğuna aşinalığın bir kez daha çınlaması Sevdiklerini taşıdıkça içimde Dedim duyar beni Dedim hatırlar Hatta olmadık zamanda olmadık yerde rol yaparken elleri Çınlar da teni Titrer ortalık Titrer kayalar İşte o zaman bilirimki Satmışsın gözlerindeki fahişe yansımaları ben düşmüşüm aklına Ve bırakır nazları şerbet olur demli çay Dumanlar hanımeli kokusu olur sigaradan yayılan Bir ben kalırım Bir ben olurum varlığınla sabahlara ayılan Ve gözlerinin önüne seriliveririm O anda da hissetmekten öte yaşarım deliliği Yanmışlığımla kaçırırım tüm sana göz dikenleri... ’Sen ey sevgilii Sevniçlere saklı hüzünlerimsin Sıçratıyor zamanı sana hasretliğim Gel vuslat olsun son Dillere düşmesin bu yangınlı ibretliğim...’ ASLI DEMİREL... |
Sevinçlerden çıkan zümrüt rengi hüzün
Hüzün denizi gözlerinin eşliğinde heran benimle
Ayağım değmiyordu yere hissetmedim
Yerine yüzüm süresiz yerlerde
Bir çay demledim bir sana dokundum
Kızılında dirilişler buldum da
İnanmazsın nasıl da delice korktum
Ve de demlendim olmayan sesinle
Silik naralar attı kenar mahalle dilberleri
Susmalarına ettiğim dualar yetersizdi
Bilirim benden önce değmişlerdi ellerine
Gözleri maskaralı ceylanlar diline pelesenk olmuşken
Bilmem geçebilir miyim yerlerine
Düşlerden sıyrıldı kanatırcasına yetersiz zaman
Bir bir sen kere sana aitliğimden geçti
Çöreklendi de olduğu yere benden geçemedi
Donmuşluğuma refakatte ağır aksak ritimleri
Üşümüşlüğüm mutluluk ağacından yasak bir elma bile seçemedi
Ellerimin arasında sevmediğim demli çay
Sen seversin diyeydi ellerime almışlığım
Değdiremedim dudaklarıma dudakların olmadan
Acısından bir durgunluk bu kalakalmışlığım
Sarsıldı odamın havasızlığı
Düştün işte düşün orta yerinden gerçeğin kapılarını çarparak
Sözlerimde bir tutam kalmıştı sarhoşluk
Yok ettin o muamma gözlerini kırparak
Şimdi bir de sigara yaktım
Ve dudmanından tuttuğum fallardan sen çıktın
Hiç gitmemişken sen çıktın öylece baktım
Öylece saplanmış bir tenle zamandan zamansızlığa aktım
Biliyor musun ilk defa bir sigarayı kıskandım
İnanılmaz gibi belki canlıydı da adeta
O da benden önce değiyordu dudağına
Aynı kentlerin köşe başlarındaki fahişelerin gözleri gibi
Herşey benden önce gelmişti sanki bu dünyaya
Ve benden önce kapmışlardı senin varlığının efsunlarını
Acıdı uzun fasılalarla damlayan serinlik
Sızılarına dokunmak için sana sembol çaydan aldım bir yudum
Bir duman sigaradan ikisi de zehir acısı
İkisi de yokluğuna aşinalığın bir kez daha çınlaması
Sevdiklerini taşıdıkça içimde
Dedim duyar beni
Dedim hatırlar
Hatta olmadık zamanda olmadık yerde rol yaparken elleri
Çınlar da teni
Titrer ortalık
Titrer kayalar
İşte o zaman bilirimki
Satmışsın gözlerindeki fahişe yansımaları ben düşmüşüm aklına
Ve bırakır nazları şerbet olur demli çay
Dumanlar hanımeli kokusu olur sigaradan yayılan
Bir ben kalırım
Bir ben olurum varlığınla sabahlara ayılan
Ve gözlerinin önüne seriliveririm
O anda da hissetmekten öte yaşarım deliliği
Yanmışlığımla kaçırırım tüm sana göz dikenleri...
’Sen ey sevgilii
Sevniçlere saklı hüzünlerimsin
Sıçratıyor zamanı sana hasretliğim
Gel vuslat olsun son
Dillere düşmesin bu yangınlı ibretliğim...’
Tebrik ederim...Bitmesin kaleminizin mürekkebi...SAKIN!!