3
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
1283
Okunma
tek şiirlik canını almaya geldim
soluğum mürekkepli Azrail
utansam mı
bilmiyorum
iki kişisin
hangi senden başlamalı bozmaya ezberini
hangi seni öldürmeli girizgahında cinnetimin
en güzel yanımı öldürdüğün için
eliflerin boynunu kırdığın için
sebeb-i cinayetime gelirsek:
aşktan korkuyorum
mahalim oldu gözlerin
med cezirlerinde boğulduğum
ne çok yıldız öldürmüşsün
gördüm
labirentlerin çıkışsız
içinden çıkmak istiyorum senin
koridorlarında bir diyojen feneriyle tek başıma
kayboldum
cin olsa lambasını kundaklardı
çok kötü
sen ölü sevdaların esamesiz mezar taşlarına sokul
sırtım çürük benim öykünemezsin
bir gövdede taşınamayız böyle kerberos kafalarımızla
bir yol ayrımı bulalım
vedalaşalım
olur deme
bazen
sıklıkla
dar vakitli seyreltilmiş anlarımda
tam karşılamıyor hiçbir şey
işte tuhaf vakitlerde bil sen
kırmak istediğim ağzını öpmeyeceğim
o üzüm bağından bozma ağzını diyorum
öyle roman olacak bir şey değil
uzun hikaye de değil anlatıversem
belki bir Hayyam çemberi kuşatılmışlığım senli
dört dize
dört mevsim
-yine mi-
çatlayan ruhumu örtemiyorum
sarılsan
dayanılmaz bir hafiflikteyim... var mıyım... sende
sana söyleyecek sözüm kalmadı
kırıp kırıp attım boş bardaklarımı
kötümser yüzlerimi
sağaltılmış yüzlerimi
dünyaya sığmayan boşluğunu
çiçeklerle şiirlerle çocuklarla dolduruyorum
sen de şikayet etme artık
fermi paradoksuna tapın
iyi gelecek
hitabı tutturamıyorum bazen
seviyorum diyeceğim geliyor
kendimle başa çıkamıyorum
sen züleyha yırtığı gözlerinle
bakma
bakma
bakma
bak
bir histeride öldürecektim seni
zaman doldu
oldu
tamtakırım
son bir yutkunma
kaburgandan bir kuş doğur
beni vur
5.0
100% (12)