FELAH'A GİDER
FELAH’A GİDER
Hayasız ellerin pörsümüş gülü, Ben, seni gönlümce büyütemedim. Ne yıllar tükettim değirmenim de ! Gene de sensizliğimi öğütemedim. Bir gülüşü bin cihana bedel mahbup’um, Ben senin çığlıklarını dindiremedim, Sen “ben”ler büyüttün ziba çehren de, Ama ben o suretini güldüremedim. Özüm de, sözüm de hasret yanığım… Ben, içimde ki nar’ını söndüremedim, Mah Cemal’ini gördüm rüyalarımda, Yolundan, yolumu döndüremedim. Hazan’a tutulmuş yaprak misali, Hafif bir rüzgar da titrer ellerim, Suya hasret çatlamış bir toprak gibi, Yokluğuna ağıt yakıp susar dillerim. Durmaz, bu gönül belki dergaha gider, Belki de feryad-ı figanla bir ah’a gider, Tutup mahbup’unun kirpiklerinden, Sırat-ı Müstakim den Felah’a gider. Müşteba Güneş |